Kafka, Johannes R. Becher’in bir şiir kitabını bende görünce şöyle söyledi: «Bu şiirleri anlayamıyorum doğrusu. Öylesine gürültülü, öylesine bir sözcük kalabalığını içeren şeyler ki, insan kendi kendisinden kopup üzerlerine eğilemiyor bir türlü. Şiirlerdeki sözcükler birer köprü değil, yüksek ve aşılmaz duvarlar oluşturuyor. Biçim sürekli ayağına dolaşıyor insanın, içeriğin yanına bir türlü yaklaşılamıyor.
Sözcükler bir yoğunluk kazanıp dil dediğimiz şeye dönüşemiyor asla. Bir yaygara, o kadar.
*
G. K. Chesterson’un iki kitabı geçti elime. Ortodoksluk ve Perşembe Olan Adam. Kafka yazarla ilgili olarak şöyle dedi: «Öylesine şen bir hali var ki, sanki Tanrıyı bulduğunu sanır insan.»
«Yani gülme dindarlığın bir belirtisi mi sizce?»
«Her zaman değil. Ne var ki, böyle Tanrısız bir dönemde insanın neşeli olması gerekiyor. Bu bir görevdir. Titanic batarken gemideki orkestra sonuna kadar çalmasına ara vermemişti. Böylelikle üzerinde dikildiği zemin ayaklarının altından çekilip alınır umutsuzluğun.» «Ama zoraki bir neşe, saklanmayıp açığa vurulmuş bir üzüntüden çok daha hazindir.»
«Doğru. Ne var ki, üzüntü bir çıkış yolundan yoksundur. Oysa önemli olan tek şey bir çıkış yolu, bir umut ışığıdır. Tehlike dar ve sınırlı an içindedir yalnızca. An’ın gerisinde uçurum bekler. Uçurum bir kez aşılmaya görsün, her şey bir başka görünüm kazanır. Önemli olan yalnızca an’dır. Yaşamı belirleyen odur.»
*
Kafka’yla Baudelaire üzerinde söyleşiyorduk.
«Şiir hastalıktır», dedi Kafka. «Ateşin düşürülmesiyle de sağlığına kavuşmuş sayılmaz insan. Tersine! Kor halindeki ateş temizler ve ışıldar.»
*
Kafka’ya Maksim Gorki’nin Leo Nikolayeviç Tolstoy’a İlişkin Anıları’nın Çekçe bir çevirisini verdim. Kafka şöyle dedi:
«Gorki’nin bir kişi üzerinde yargıya varmadan o kişinin karakterini çizmedeki ustalığı insanı duygulandırıyor. Bir fırsatla onun Lenin’e ilişkin notlarını okumayı çok isterdim.»
«Gorki Lenin’le ilgili anılar mı yayınladı?»
«Hayır, henüz böyle bir şey yapmış değil. Ama bana kalırsa, günün birinde Lenin’e ilişkin anılar yayınlayacağı kuşkusuz. Lenin’in dostuydu Gorki; her şeyi yalnızca kalemiyle gören ve yaşayan biridir. Tolstoy’a ilişkin anılarından anlaşılıyor bu. Kalem bir yazarın elinde bir araç değil, onun organlarından biridir.
Gustav Janouch
Kafka ile Söyleşiler