Lev Tolstoy: Düşmanlarınız başka halklar değil, sizi köle gibi gören iktidarlar

386

Vatanseverlik ve İktidar

İnsanların eğitilmiş hayvanlar gibi koşuşturdukları ve servet uğruna birbirinin kuyusunu kazmaktan başka bir şey düşünmedikleri bir dünyada, varsın kaçık olduğumu düşünsün insanlar, yine de, içimde hep, Dağdaki Vaaz’da çok güzel ifade edilen, ilahi barış tasavvurunu hissediyorum. En kati kanaatim şu ki, savaş yalnızca daha büyük çaplı bir ticarettir, halkların mutluluğuyla yapılan haris ve güçlü bir ticaret.
Ve onun yüzünden ne dehşetler yaşıyor insan! İnsanın iliklerine işleyen acıklı feryatları asla unutmayacağım!

Birbirlerine asla kötülüğü dokunmamış insanlar vahşi hayvanlar gibi birbirini katletmeye başlıyor ve küçük, köle ruhlar iyi Tanrı’yı buna bulaştırıp, böyle fiillerde onu yardakçıları yapıyorlar. Bir kurşun, yanımdaki erin çenesini parçalamıştı. Zavallıcık acıdan deliye dönmüştü. Çılgınlar gibi koşturuyor ve kavurucu yaz sıcağında korkunç yarasını serinletecek suyu bile bulamıyordu. Komutanımız, (sonradan soylu imparator Frederick olacak) Veliaht Prens Frederick o zamanlar günlüğüne şunları yazmıştı: “Savaş incil üzerine bir ironidir.”. ..
İnsanlar, tüm iktidarların onları angaje etmek için onca zahmete girdiği vatanseverlik yutturmacasmı anlamaya başlıyorlar.

“Ama, iktidarlar olmazsa yerine ne olacak?” diye sorulur genellikle.
Hiçbir şey olmayacak, yalnızca uzun zamandır işe yaramaz ve dolayısıyla lüzumsuz ve kötü olan bir şey, gereksiz olmakla zararlı hale gelmiş bir organ ilga edilecek.
“Ama iktidar olmazsa insanlar birbirine tecavüz edip, birbirlerini öldürür,” derler genellikle.
Neden? Şiddet sonucu ortaya çıkan ve şiddet uygulamak için kuşaktan kuşağa geçen, artık kadük bir organizasyonun ilgası, insanların birbirine tecavüz edip, birbirini öldürmesine neden sebep olsun? Aksine, şunun beklenmesi gerekir: şiddet organının ilgası, insanların birbirine tecavüz edip, birbirini öldürmeyi bırakmasına yol açacaktır.
Şu an diğer insanları öldürmek ve onlara şiddet uygulamak üzere özellikle eğitilip hazırlanan insanlar var (şiddet kullanmaya hakkı bulunduğu varsayılan ve bu amaç için varolan bir organizasyondan yararlanan insanlar); bu şiddet ve öldürme de iyi ve yüce faaliyetler sayılıyor; ama o zaman insanlar böyle yetiştirilmeyecek, hiç kimse diğerlerine karşı şiddet kullanma hakkına sahip olmayacak, bir şiddet organizasyonu bulunmayacak ve zamanımız insanlarına doğal gelen şiddet ve cinayet, daima ve herkes tarafından kötü sayılacak.

Lev Tolstoy: Vatanseverlik; kötü bir eğilim, mantıksız bir öğretidir. İyisi, kötüsü yoktur!

İktidarların ilgası şiddet eylemlerine yol açsa bile, bu eylemlerin şu ankinden -yani onları işlemek için özellikle tasarlanmış bir organizasyonun var-olduğu ve hem onların hem de cinayetlerin iyi ve yararlı eylemler sayıldığı zamankinden- daha az olacağı açıktır.
İktidarların ilgası, devraldığımız eski, lüzumsuz bir organizasyondan, bir şiddet uygulama ve bunu meşrulaştırma organizasyonundan azat edecektir bizi sadece.

İktidarların şiddet kullanımını çeşitli sosyal faaliyetlerle kasten karıştıran insanlar “Ama o zaman ne yasalar, ne mülkiyet, ne mahkemeler, ne polis, ne de kamu eğitimi olacak” derler.
İnsanlara şiddet uygulamak için oluşturulan iktidar organizasyonunun ilgası, yasalarda veya mahkemelerde veya mülkiyette veya poliste veya mali düzenlemelerde veya kamu eğitiminde makul ve iyi olanın ve dolayısıyla şiddete dayanmayanın ilgasını hiç de gerektirmez. Aksine, tamamen kendi kendini desteklemeye yarayan kaba iktidar gücünün yokluğu, şiddete ihtiyaç duymayan, daha adil ve makul bir sosyal düzen fırsatı yaratacaktır. Mahkemeler, kamu işleri ve kamu eğitimi, hepsi, halkın gerçekten ihtiyaç duyduğu ölçüde varolacaklar, ama mevcut iktidar formunun barındırdığı melanetleri devreye sokmayan bir formda varolacaklar; melun olan ve halk iradesinin özgür ifadesini engelleyen yok edilecek sadece.

Ama iktidarların bulunmayışıyla kargaşalar ve iç çekişmelerin yaşanacağını farz etsek bile, o zaman bile, halkın durumu şuankinden daha iyi olacaktır. Halkın durumu şimdi öyle bir noktada ki, daha kötüsünü hayal etmek bile zor. İnsanlar telef ediliyor ve telefat giderek daha da artıyor. Tüm erkekler savaş kölelerine dönüştürülüyorlar ve gidip öldürmeleri ve öldürülmeleri için emir beklemek zorundalar her an. Dahası mı? Telef edilen halklar açlıktan mı ölmeli? Bu dahi başlıyor artık -Rusya’da, İtalya’da ve Hindistan’da. Ya da erkeklerin yanısıra kadınlar da mı asker olmalı? Bu da başladı -Transvaal’de.

Öyleyse, iktidar bulunmayışı gerçekten, kelimenin olumsuz, düzensiz anlamıyla, anarşiyi kastetseydi bile -ki böyle bir anlamı hiç yoktur-ama o zaman bile, hiçbir anarşik düzensizlik, iktidarların halklarını halihazırda içine düşürdüğü ve düşürmeyi sürdürdüğü durumdan daha kötü olamazdı.
İşte bu nedenle, insanlar için vatanseverlikten ve üzerine bina edilen iktidarların despotizminden kurtulmak en yararlı iştir.
İnsanlar… kendinize gelin; hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınız için, hem abiler hem de ablalarınız için, bir durun ve ne yaptığınızı irdeleyip düşünün!
Kendinize gelin ve hasımlarınızın, Boer’lar, İngilizler, Fransızlar, Almanlar, Çekler, Finler, Ruslar olmadığını, yegane hasımlarınızın, sizi baskı altında tutup mutsuz eden iktidarları vatanseverliğinizle idame ettiren sizler, ta kendiniz olduğunu anlayın.
Sizi tehlikeden korumayı üstlendiler ve bu sahte korumayı öyle bir noktaya vardırdılar ki, hepiniz asker -köle- oldunuz, hepiniz telef edildiniz ve giderek daha fazla telef ediliyorsunuz ve her an, sıkıca gerilmiş kordonun kopmasını ve çocuklarınızla birlikte korkunç katlinizin başlamasını bekliyor olabilirsiniz ve de olmalısınız.

Ve bu katliam ne kadar büyük olursa olsun ve ihtilaf nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, aynı koşullar sürüp gidecek. İktidarlar aynı şekilde, hatta daha da yoğun olarak, sizi ve çocuklarınızı silahlandıracak, telef edecek ve sapkmlaştıracak ve kimse bunu durdurmanıza ya da engellemenize yardım etmeyecek, eğer siz kendi kendinize yardım etmezseniz.
Sadece bir tür yardım mümkün: zirveyi ele geçirmede başarılı olmuş kişi ya da kişileri tüm diğerleri üzerinde erk sahibi kılan ve -Napolyonlar, I. Nikolay, Bismarck, Chamberlain, Rhodes ve Çar adına halkın hükümranı konumundaki bizim diktatörlerimiz gibi örneklerde gördüğümüz üzere- ne kadar zalim ve insanlık dışı olurlarsa o gücü o kadarsıkı tutmalarını mümkün kılan o korkunç şiddet konisinin bağlarım yok etmek.
Bu koniyi birarada tutan bağları yok etmenin de sadece bir yolu var: vatanseverliğin hipnozundan uyanmak.

İmparatorların, kralların, meclis üyelerinin, yöneticilerin, askerlerin, kapitalistlerin, rahiplerin, yazarların, sanatçıların ve emeğinizden geçinmek için bu vatanseverlik yutturmacasına muhtaç herkesin sizi aldatmada kullandığı telkinlere teslim olarak, ızdırabım çektiğiniz tüm melanetlere kendiniz yol açtığınızı anlayın.
Fransız, Rus, Leh, İngiliz, İrlandalı ya da Çek, kim olursanız olun -tarımsal, endüstriyel, ticari, sanatsal veya bilimsel- hangisi olursa olsun, tüm gerçek beşeri menfaatlerinizin, tıpkı zevk ve sevinçleriniz gibi, hiçbir şekilde diğer halklar veya devletlerin menfaatlerine ters düşmediğini ve karşılıklı işbirliği, hizmet alışverişi, geniş kardeşlik ilişkilerinin hazzı ve malların yanısıra düşünce ve duyguların da alışverişi sayesinde halklarla birlik içinde bulunduğunuzu anlayın.

Şunu anlayın ki, sizin iktidarınızın mı, yoksa ötekinin mi Weihaiwei, Port Arthur veya Küba’yı zapt altına almayı becereceği, sizin için önemli bir mesele olmadığı gibi, dahası, iktidarmızca gerçekleştirilen böyle her zapt, bu zaptların gerçekleştirilmesi veya gerçekleştirildiğinde sürdürülebilmesi için gerekli tek şeye, soygun ve şiddete katılımınızı icbar etmek maksadıyla kaçınılmaz biçimde her tür iktidar baskısını beraberinde getirerek, size zarar verir. Şunu anlayın ki, Alsace’m Alman veya Fransız olmasıyla ve İrlanda ya da Polonya’nın özgür veya köle olmasıyla hayatınız hiçbir şekilde iyileşmez; kimin elinde bulunursa bulunsun istediğiniz yerde yaşayabilirsiniz, Alsace’lı, İrlandalı ya da Leh olsanız bile; şunu da anlayın ki, vatanseverliği kızıştırarak sadece durumunuzu kötüleştirirsiniz, çünkü halkınıza vurulan boyunduruk, yalnızca vatanseverliklerin mücadelesinden doğmuştur ve bir milletteki her vatanseverlik tezahürü, diğerinde de ona karşılık gelen bir tepkiyi tahrik eder. Şunu anlayın ki, tüm dertlerinizden kurtulmanız ancak, kendinizi köhne vatanseverlik tasavvurundan ve ona dayanan iktidarlara itaatten azat ettiğinizde ve halihazırda hayat bulup, her yandan sizi kendine çağıran ve halkların kardeşçe birliğini öngören o daha yüksek tasavvur bölgesine cesurca girdiğinizde mümkündür.
İnsanlar, bir anavatanın ya da ötekinin veya iktidarların çocukları olmadıklarını, Tanrı’nın çocukları olduklarını ve dolayısıyla diğer insanların kölesi de düşmanı da olamayacaklarını, sırf bunu, bir anlasalar, iktidarlar denen o çılgın, lüzumsuz, eski çağlara ait, habis organizasyonlar ve onlarla birlikte gelen tüm ızdıraplar, ihlaller, aşağılanmalar ve suçlar kendiliklerinden yok olurdu.

Lev Tolstoy
Kaynak: Vatanseverliğe Karşı Tolstoy

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz