Vatanseverlik insanları birleştirmeye değil, yabancılaştırmaya ve bölmeye hizmet eder
Vatanseverliğin günümüzde gayri-tabii, irrasyonel ve zararlı bir duygu olduğu, insanlığı muzdarip eden illetlerin büyük bir kısmının sebebi olduğu ve dolayısıyla bu duygunun, şimdiki gibi işlenmemesi gerektiği, tersine tüm rasyonel insani yollardan bastırılması ve kazınıp atılması gerektiği düşüncesini halihazırda birkaç kez ifade ettim. Ama ilginçtir, insanları tarumar eden evrensel silahlanma ve tahripkar savaşların tek bu duygudan kaynaklandığı inkar edilemez ve apaçık bir haldeyken, vatanseverliğin gericiliğini, köhneliğini ve zararını gösteren tüm savlarım, daima ve halen, ya sessizlik, ya kasten yanlış yorumlama, ya da yalnız kötü vatanseverliğin (Jingoizm veya Şövenizm’in) melun, ama gerçek iyi vatanseverliğin -kınanması irrasyonel ve hatta fena- çok yüce ahlaki bir duygu olduğu yollu, tuhaf, değişmez bir cevapla karşılanmış ve karşılanmaktadır.
Bu gerçek, iyi vatanseverliğin içeriği bize ya asla söylenmez, ya açıklama yerine birtakım şişirilmiş, cafcaflı ifadeler dile getirilir, ya da vatanseverlik adı altında bir başka kavram, hepimizin bildiği ve sonuçlarından müthiş muzdarip olduğu, vatanseverlikle hiçbir ortak yanı bulunmayan bir şey ikame edilir.
Genellikle gerçek, iyi vatanseverliğin, insanın kendi halkı veya devletine matuf ve diğer milletlerin esenliğine halel getirmeyecek, gerçek menfaatlerden oluştuğu söylenir.
Lev Tolstoy: “Vatanseverlik övüldükçe savaşlar olacaktır!..”
Geçenlerde bir İngilizle mevcut savaş hakkında konuşurken, savaşın asıl sebebinin, genellikle söylendiği gibi, açgözlü amaçlar olmayıp, İngiliz toplumunun tüm ruh halince sergilendiği üzere, vatanseverlik olduğunu söyledim ona. İngiliz bana katılmadı; söylediğine göre, öyleyse bile, şu an İngilizleri esinleyen vatanseverliğin kötü bir vatanserverlik olduğunu gösteriyordu bu yalnızca; ama, kendi içine işleyen türden, iyi vatanseverlik, İngiliz vatandaşlarını iyi davranmaya sevkedecekti.
“Yani sadece İngilizlerin mi iyi davranmasını istiyorsunuz?” diye sordum.
“Herkesin öyle davranmasını istiyorum” dedi; bu cevapla, ahlaki, bilimsel veya hatta maddi ve pratik olsun, hakiki menfaatlerin karakteristiğini, yani tüm insanlara uzandığını, net bir şekilde açık ediyordu; ama böyle menfaatleri herkes için isteyen kişi, sadece vatansever olmamakla kalmaz, dahası onun tersidir.
Halkların hususiyetleri de, vatanseverlik savunucularınca maksatlı biçimde vatanseverlik kavramıyla ikame edilir ama, vatanseverliği oluşturmaz. Diyorlar ki, halkların hususiyetleri insanlığın ilerlemesinin temel bir şartıdır ve bu hususiyetlerin korunmasını gözeten vatanseverlik de öyleyse iyi ve yararlı bir duygudur. Ama gayet aşikar değil mi: halkların bu hususiyetleri -gelenekleri, itikatları, dilleri- insan hayatı için bir zamanlar gerekli şartlardıysa da, zamanımızda aynı hususiyetler, çoktandır bir ideal olarak kabul edilen şeyin -halkların kardeşçe birleşmesinin- önündeki temel engeli oluşturmaktadır? Ve dolayısıyla, Rus, Alman, Fransız ya da Anglo-Saxon, herhangi bir milliyetin korunup savunulması ve böylece karşılığında sadece Macar, Polonya ve İrlanda milliyetlerinin değil, Bask, Provanslı, Mordvin,1 Çuvaş ve birçok diğer milliyetin de korunup savunulması, insanlar arasında yakınlaşmaya ve birleşmeye değil, gittikçe artan yabancılaşmaya ve bölünmeye hizmet etmektedir.
Lev Tolstoy: Vatanseverlik; kötü bir eğilim, mantıksız bir öğretidir. İyisi, kötüsü yoktur!
Demek ki, hayalî değil gerçek vatanseverlik, bugün çoğu insanı gütmekte kullanılan ve insanlığı gaddarca tarumar eden, hepimizin bildiği vatanseverlik, insanın kendi halkı için manevi menfaatler istemesi değildir (insanın sadece kendi halkı için manevi menfaatler dilemesi imkansızdır), halkların hususiyetleri de değildir (bunlar duygu değil, hususiyettir); vatanseverlik, diğer tüm halklar ve devletlerden önce kendi halkı veya devletini yeğleme şeklindeki gayet kati bir duygu ve bunun sonucu olarak o halk veya devlet için elde edilebilecek en büyük refahla gücü -ancak diğer halklar veya devletlerin refahıyla güçleri pahasına ele geçirilebilecek şeyleri- elde etme isteğidir.
Dolayısıyla açıkça görülecektir ki, vatanseverlik bir duygu olarak kötü ve zararlı, bir doktrin olarak da ahmaklıktır, çünkü her halk ve her devlet kendini halkların ve devletlerin en iyisi sayarsa, hepsinin kesif ve zararlı bir gaflet içinde yaşayacağı aşikardır.
Lev Tolstoy
Vatanseverliğe Karşı
1- Güney Afrika Savaşı, 1899-1902. -[Aylmer Maude] Britanya ve Hollandalı Boer’lar arasındaki İkinci Boer Savaşı (Birincisi, 1880-81, Transvaal Savaşı olarak da anılıyor). Britanya’yla Boer’lar arasında sürekli bir gerilim vardı ve Britanyalılar Boer bölgelerinde çıkan altına hücumu edince, bu gerilim savaşa dönüşmüştü. 1902’de Boer’lar savaşı kaybetmiş ve Boer cumhuriyetleri Britanya İmparatorluğu’na katılmıştı. Tolstoy’un öldüğü yıl, 1910’da, Britanya Uluslar Topluluğu’nun bir üyesi olarak, Güney Afrika Birliği kuruldu. Boer’ların hüküm sürdüğü Birlik, Britanya sömürgeciliğindeki ırk ayrımcılığını çok daha ileri noktalara taşıdı ve 1960’da Topluluk’tan çekildi; ırk ayrımına dayalı rejimse 1994’de son buldu.