MURATHAN MUNGAN: HIRSIZLARDAN HIRSIZ BEĞENMEK İSTEMİYORUZ

SORDULAR SÖYLEDİM

Tek tek sorularınızı yanıtlamak yerine, genel bir görüş belirtmeyi yeğliyorum. İlkin ortalıktaki tanım karmaşasına bir son vermek, aramızda bir “dil birliği” tutturmak gerekiyor. Bazı organize suç çeteleri tarafından yapılan “korsan kitap” ticareti başka bir şeydir, yazarın bağlı bulunduğu yayınevinin üç gösterip gizlice beş basarak “kaçak basım” yapması başka bir şey. Aralarında bir ahlaksızlık farkı bulunmasa da, emeğinin hakkını aramak isteyenler için ciddi bir mücadele alanı farkı vardır. Ayrıca daha önemlisi ve tehlikelisi, birkaç soysuz yayınevinin yaptığı bu haksızlıklar, kasıtlı olarak bütün bir sektöre mal edilerek “korsan kitap” mazur gösterilmeye, zihin bulandırarak hedef saptırılmaya çalışılmaktadır.

Karşınızdaki kişinin taraftarı olduğu bir politikacıya “Onun hırsız olduğu söyleniyor,” dediğinizde, “Sanki diğerleri değil mi?” cevabına benzeyen bir durumla karşı karşıyayız. Biz, hırsızlardan hırsız beğenmek istemiyoruz. Kısacası, hırsızlık istemiyoruz.

Korsan kitabı hiçbir durum mazur gösteremez. Bu, bütün bir sektörü tehdit eden ve en ağır biçimde cezalandırılması gereken ciddi bir suçtur.

Yazarların yayıncılar karşısındaki haklarını tarif etmek ayrı bir şeydir; yayıncılarıyla birlikte korsan karşısındaki haklarını tarif etmek apayrı. Ortalıktaki bütün bu akıl-fikir karışıklığının altında tek tek hepsini burada sayamayacağım çok ciddi toplumsal “belirleyiciler” var.

Ticaret dünyasının henüz yağma, talan, gasp ruhundan ve reflekslerinden kurtulamamış olmasından, her şeyin mülkiyeti konusunda onca gaddar kanunlarla donanmış zihinlerimizin “Fikir mülkiyeti” bilincine sahip olmayışına varana dek geniş bir yelpazede topyekun bir mücadele vermek gerekiyor.

Korsan kitap, uzun yıllar bir devlet politikası olarak destek gördü, korundu ve gözetildi. Bunun da çeşitli nedenleri var. En başta devlet güçlü yayıncılık sektörü ve güçlü yazar istemiyor. Her ikisini de kendisi için tehlike görüyor. Eskisi kadar kolayına hapislere tıkıp sürgünlere gönderemeyeceğine göre ekonomik olarak göçertmek istiyor. Ayrıca kayıtdışı ekonomiyi bir tür gizli işsizlik sigortası olarak görüyor. İş ve ekmek veremediği garibanlar için sokağa tezgah açmış oluyor. Ayrıca yeterli maaş veremediği çeşitli kademelerdeki “memurları” için bunun bir rüşvet kaynağı olduğunu biliyor.

Yayınevleriyle ilgili sorunlarsa işin ayrı bir cephesi. Unutmayın daha düne kadar, yurtdışındaki hiçbir yazara tek kuruş telif ödemeden kitap basmış bir yayıncılık geleneği şimdi kendisini uluslararası ticaret dünyasının kurallarıyla yeniden tarif etmeye ve yapılandırmaya çalışılıyor. Kendi vahşi kapitalizm aşamasını henüz tamamlamış değil.

Bandrol yasası çıkarken bir yayıncımız, bu yasayla yayınevlerine potansiyel hırsız muamelesi yapıldığını söylerken, belli başlı büyük yayınevlerinin varlıklarını geçmişlerindeki tescillenmiş hırsızlıklara borçlu olduklarını unutmuşa benziyordu. Yıllar yılı yazarlar bu yayınevleri tarafından hem düşük telif ücretleri, hem kaçak basımlarla iliklerine kadar sömürüldüler. Ama söylediğim gibi, bu ayrı bir tartışma cephesidir. Fikir hakları ve sanat eserleri bağlamında birlikte tartışılabilirler, ama korsan kitap bağlamında aynı şemsiye altında işlem göremezler.

Hem benim, hem yayınevimin politikası gereği, kitaplarımın pahalı olmadığını söyleyebilirim. Okurlarımın çoğunun öğrenci olduğunu biliyorum çünkü. Fiyatları geri çekebileceğimiz yere kadar çekiyoruz. Ama pahalı satabilmek benim feragat ettiğim bir hakkım. Bu feragat benim mecbur kaldığım bir şey olmamalı.

Ayrıca, kitap fiyatları sahiden yüksek, desem korsan kitap basılmasına hak vermiş mi olacağız? Hiçbir şey korsan kitabı haklı gösteremez. Kaldı ki, işin iktisadı gereği, siz yasal koşullarda bir kitabı ne kadar ucuza mal ederseniz edin, onun korsanı daha ucuza yapılabilmektedir. Üretim ve harcama kalemleri ortada. Maliyet hesabı yapılacaksa doğru yapılmalı. Bu hesaplardan da korsan kitap alanların suçlu vicdanlarını rahatlatacak rakamlar çıkmaz.
Ayrıca kitaba neye göre ucuz, neye göre pahalı diyeceğiz?
İnsanın ve emeğin bu kadar ucuz olduğu bir toplumda her şey pahalıdır.

Murathan Mungan
Hayat Atölyesi (Metis Kitap)


Picus dergisinin Mart 2004 tarihli 8. sayısında yer alan “korsan kitap” konulu soruşturmaya verilen yanıt.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz