Nasıl bir cehennemdeyim bilsen. Ciddî şekilde sağlığından endişedeyim. Gitgide idee fixe halini almağa başlıyor. Bir boklar yerim herhal. Ses et, buradayım de, ne dersen de, sağ olduğun bileyim tek.
Hayattan, candan da tatlı dostluklar vardır. Çok yaşadım böylesini. Ne bileyim -affet- felek denedi de bizi, namuslu çıktık. Neyse. Diyeceğim seninki böylesi de değil, seninki şartsız ve mutlak ölümümü de istese, esirgemem bilirsin. Biraz kızıcan ya hadi onu da diyeyim; inan en çok istediğim de bu. Bu dünyada saygıdeğer ve sevgili milyonlarca insan var bilirim. Hepsine de canım kurban. Ama seni kendimle bile bir tutamıyorum. Bir dostluk ve sevi peygamberi gibi, içimde ölünceye sönmeyecek bir ateş yaktın. Hani milâttan önce, sonra diye bir deyim var ya! Kızmasan, küfretmesen, “Leylâ’dan önce”, “Leylâ’dan sonra” diye başlatıcam takvimimi. Yahu bencileyin ele avuca sığmaz bir serseriyi adam ettin be. Az şey mi sanıyorsun bunu. Bu kerteye gelindikten sonra, kesip atman, saçma da olsa mektuplarıma alarga geçmen bilmem ne derece doğru. Nedir seni zorlayan? Issızlığın, ürkünç uzaklığın neye? Ben varım sevgili dost. Ben, canım kardeşim. Bensiz üzülmene dayanamayacak kadar da egoistim. Şuyum, buyum her neyse ama ne duyarsan -sana nefretten gayrı- beraber duyuyorum şenlen, bil bunu.
Otur da iki satırcık bir şey yaz Ahmet kuluna. Savruk, derbeder yazını, yiğit, ölünecek kadar yiğit sesini özledim canım. Ne bileyim belki kabak tadı veriyorum artık. Usandın, bezdin, sabrını tükettinse, hani ben öyle uzun müddet sevilecek, katlanılacak bir bok değilim, yaz da af dileyip boynumu kırayım canım.
Günahına girmeyeyim, belki Memed’inden bunlar. Ama çok saçma bir şey olur, bu sefer ben kızarım. Bildiğim tek şey, sen ne istersen onun olacağıdır. Şu halde ” an asıl senden bütün bunlar.
Benim, senin için değilse de İNSANLARIMIZ için mutlu günlerin eşiğindeyiz. Biraz bunu da düşün dostum. Avuntu ne de olsa. Bu sonbahar belki de kitabımızı çıkarırız.
Bir derdin, bir belân olmaya sakın? Gelir Allah’ını şaşırtırım sebep olanın. Yazasın ha! Hiçbir gizlin, hiçbir saklın olamaz benden. Yoksa hakaret etmiş olursun bana. Seni hasret ile öperim. Yiğit kızım benim. Mert ve kahraman kardeşim. Hasret ile.
12 Ağustos 1955
Leylim Leylim
Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e Mektuplar