Ahmed Arif: “Sevmek de bir zaaf değil mi?”

530

Ahmed ArifMesele vermekle bitmezmiş meğer. Kabul ettirmek, yüzümü dönünce bir kenara alelade fazladan ve hurda bir nen gibi attırmamak varmış. Öğrettin, sağ ol.

 

Leylâ,

Sevmeyi, neleri nice ya da nasıl sevmeyi, (nedenli ya zırva da olsa) sana öğretmek, kabul ettirmek gibi bir çabam olamaz elbet. Bu her şeyden önce sana saygısızlık, seni önemsemezlik olur. Gelgelelim -bu benim kara bahtımdır- sana kul, sana divâne olmanın “aşırılığını” sevmediğini söylüyorsun. Bir doz, bir ayar meselesinden çok, bir çeşit acımaklı tersleme! Bu bahiste yerden göğe haklısın. Zaten sen asla haksız düşmeyeceksin. Ne var ki hayatım, sebep gösterme ya da deliller üzerinde düşünmekle geçtiği halde, bu bahiste kafamdan çok yüreğimi verdim sana. “Verdim” yanlış galiba! Mesele vermekle bitmezmiş meğer. Kabul ettirmek, yüzümü dönünce bir kenara alelade fazladan ve hurda bir nen gibi attırmamak varmış. Öğrettin, sağ ol. Ne diye böyle sıcak, böyle dost, böyle “hayır” denilemeyecek bir havadasın? “S..tir çekme” nin bu sendeki çeşidini bin yıl yaşasam öğrenemezdim.

“Zaafı hiçbirimiz sevmeyiz” diyorsun. İşi kelime oyununa dökmüş olmayayım. Sevmek de bir zaaf değil mi? Hattâ nice üstünlüklerin, nice erdem sayılan olguların, alt yüzü zaafa varmaz mı? Seni sevmeyim de, önemli ya da önemsiz, kendi cehennemimde seninle dayatmayım da ne yapayım Leylâ? Başıma hangi atası dökeyim? Bunlar sana sorulacak nenler değil. Benimki de çaresizlik, hay gebereydim!

Elbet nasıl istersen öyle olacak… Öpülesi her nenlerin sende, yerli yerinde, duruyor. Zorla, tek yönlü (kendi mübalağalı duyarlığımla -senden!-) mektuplarda bile öpemem elbet. Affet demeğe korkuyorum, kızarsın diye… Sana, oralığa gelmek mi canım? Ne mene küfredersen et yahut nasıl ilgisiz olursan ol, şu anda sadece ölmek istiyorum. Gebermek. Tek çıkar yol bu. Öyle ki cansız bir gövdeden gayrı hiçbir nen, hiçbir iz, hattâ hiçbir anı bırakmadan gebermek. Senin başın için yemin ederim bu böyle.

Derkenar: Sana kırgın, sana dargın, alınmış da değilim. Bütün kahrım kendime. Sakın üzülme. Yalvarırım üzülme.

[İmza]
[Tarihsiz]

Leylim Leylim
Ahmed Arif’ten Leyla Erbi’e Mektuplar

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz