Bir şair, bir tarihte, şiir kitabına “Yüksek Sesle Okuyunuz!” başlığını koymayı düşünmüştü. Şiirin gür sesle okunmalık oluşu ya da içten bir dua […]
Başka Bir Uygarlık İçin Manifesto: Elden Kayıp Gitmekte Olan Bir Gezegen! – Gün Zileli
Fikret Başkaya’nın son kitabı, sadece egemen kapitalist sistemi, neo-liberalizmi, kapitalizmin yol açtığı ekolojik yıkımı eleştirmekle kalmıyor, anlayışlarımızla, yaşam tarzımızla, kör inançlarımızla, tüketim […]
Dostoyevski’nin son kısa hikayesi: Yalanın çekiciliğiyle tanıştılar, yalanı sevdiler…
Ansızın, dünya varmış ya da hiçbir yerde hiçbir şey yokmuş, benim için bunun bir anlamı olamazmış gibi hissettim. Benim için hiçbir şeyin […]
Sabahattin Eyüboğlu’nun Kaleminden Pir Sultan Abdal
Anadolu halkının bağrında açılmış bir kızıl güldür Pir Sultan. Kişiliği, özü, sözü halkla öyle içten içe kaynaşmış ki, nerede kendisinin, nerede halkın […]
Büyük Erdemler Risalesi: “Erdem güçtür ve güç de erdeme yeter…”
Andre Comte-Sponville: “Erdem nedir? Harekete geçen ya da geçebilen bir güçtür. Örneğin, bir bitkinin ya da ilacın erdemi iyileştirmektir, bıçağınki kesmek, insanınki […]
Cahit Sıtkı Tarancı: Şair kör ya da sağır değildir ki, çevresinde olup bitenleri görmesin
“Şiir nedir”? diye soruyorsunuz. Edebiyat yapmayı, büyük söz etmeyi sevenler için şiir ne değildir ki! Şiir bir çığlıktır, bir ilan-ı aşktır, sallanan […]
Arif Dino’nun kaleminden kendi şiiri: “Çok yaşasın ölüler!”
– Bu şiirlerde size zevk veren nedir? – Çok kuvvetli bir lirizm. Bunu size ancak bir misalle anlatabilirim. Bir tramvay tasavvur edin […]
Bertolt Brecht: Bu yeni zorbaların istediklerinden başka bir şey değildi…
Haklı olarak mı vatanımdan kovuldum? Reich kurulduğunda birçok yazar tutuklandı, işkenceye maruz kaldı, öldürüldü ya da ülkeden kovuldu. Kısa bir süre sonra […]
Schopenhauer: İnsanların çoğu öldüğü zaman herhangi bir şey kaybetmiyor
İnsanların çoğunun hayatı öylesine sefil, öylesine önemsizdir ki, öldükleri zaman herhangi bir şey kaybettikleri söylenemez. Bu çeşit kimselerde, değerli bir nitelik taşıyan […]
Oğuz Atay: Ne kadar süslenseler, bir yerden sırıtıyor zavallılıkları
Kötü şartlar altında yetiştiler tabii: Avrupa yüzü? görmediler. Taşıma suyla dönen değirmen bu kadar olur albayım. Ne kadar süslenseler, bir yerden sırıtıyor […]
Halil Cibran: Para aşk gibidir, onu tutanı yavaş yavaş acıyla öldürür
Altın stokçusu saray parkında yürürken sorunları da onunla birlikte yürüyordu. Muhteşem mermer heykellerle çevrili güzel bir göle varana kadar endişeleri de bir […]
Atkaranlığı: Sabit fikirli insanların kuruntularıyla kurdukları dünya – Elias Canetti
Atkaranlığı az şey öğrenmiştir ve insanlarla anlaşamaz. Kelime yoksunu değildir, okur ve yazar, ama bir insan onunla konuşup da yanıt beklerse dili […]