“HER TOPLUM HAK ETTİĞİ SUÇLULARA SAHİPTİR…” VE GÜNLER YÜRÜMEYE BAŞLADI – EDUARDO GALEANO

2

Aralık 15
Yeşil adam
Chico Mendes bugün doğum gününü kutlayacaktı.
Kutlayacaktı.
Eğer Amazonia’nın kiralık katilleri rahatsızlık veren ağaçları ortadan kaldırdıkları gibi rahatsızlık veren insanları da ortadan kaldırmasalardı.
Chico Mendes gibi insanları.
Borçlarından ötürü köleleşen ebeveynleri uzaklardaki Ceará Çölü’nden kauçuk tarlalarında çalışmak için gelmişlerdi.
O okumayı yirmi dört yaşında öğrendi.
Amazonia’da sendika hareketini örgütledi ve toprak yiyicilere, onların maaşlı bayraktarlarına, nehirlerin zehirlenmesini ve selvanın bombardımanını finanse eden Dünya Bankası’nın uzmanlarına karşı yalnızları, köleleştirilmiş tarım işçilerini ve yerinden yurdundan kovulmuş yerlileri birleştirdi.
İşte bu yüzden onun üzerini çizdiler.
Onu öldüren kurşunlar pencereden girdi.

Aralık 16
Yoksullukla savaşın: Rakamları makyajlayın
Birkaç yıl boyunca büyük dezenformasyon araçları davul zurna çalarak yoksulluğa karşı savaşta kazanılan zaferleri kutladılar. Dediklerine göre yoksulluk yıldan yıla geriliyordu.
2007 yılında bugüne kadar bu böyle devam etti. Ta ki, Dünya Bankası uzmanları, Uluslararası Para Fonu ve bazı Birleşmiş Milletler organlarının işbirliğiyle dünya halklarının alım gücü tablolarını güncelleyene kadar. Uzmanlar, International Comparaison Program’ın çok kısıtlı bir çevreye ulaşan bir raporunda, daha önceki ölçümlerindeki bazı verileri düzelttiler. Diğer minik hatalarının yanı sıra yoksulların sayısının uluslararası istatistiklerde belirtilenden beş yüz milyon fazla olduğunu keşfettiler.
Onlar, yani yoksullar bunu zaten biliyorlardı.

Aralık 17
Alevcik
2010 yılında bugünün sabahında, Muhammed Bouazizi her sabah yaptığı gibi meyve sebze arabasını Tunus şehrinin bir taraflarına doğru itmekteydi.
Her gün olduğu gibi, polisler kendilerinin icat ettikleri ödemeyi tahsil etmeye geldiler.
Ama Muhammed o sabah ödemedi.
Polisler onu dövdüler, arabasını devirdiler ve etrafa saçılan meyve sebzeyi ayaklarının altında çiğnediler.
Bunun üzerine Muhammed üzerine benzin döküp kendini ateşe verdi.
Ve herhangi bir sokak satıcısının boyunu aşmayan o küçük ateş birkaç gün içinde, hiç kimse olmaktan bıkmış insanlar tarafından yangın yerine çevrilen tüm Arap âleminin boyutuna ulaştı.

Aralık 18
İlk sürgünler
Bugün Dünya Göçmenler Günü ve tüm insanlık tarihinde ilk sürgüne mahkûm edilenlerin Âdem ve Havva olduğunu hatırlatmak fena olmaz.
Resmi versiyona göre, Âdem Havva’nın cazibesine kapıldı: ona yasak elmayı sunan Havva’nın yüzünden her ikisi de cennetten kovuldu.
Acaba gerçekten böyle mi oldu? Yoksa Âdem o yaptığı şeyi sırf istediği için mi yaptı?
Belki de Havva ne ona bir şey sundu ne de ondan bir şey istedi.
Belki de Âdem, Havva’nın yasak meyveyi çoktan ısırdığını öğrenince, kendisi de ısırmaya karar vermişti.
Belki de Havva ölümsüzlük ayrıcalığını çoktan kaybetmişti ve Âdem de onun cezasını paylaşmayı seçti.
Ve sonuç ölümcül oldu, ama bu paylaşılan bir ölümcüllüktü.

Aralık 19
Bir başka sürgün
1919 yılının sonlarında, iki yüz elli istenmeyen yabancı Birleşik Devletler’e bir daha geri dönmemek üzere New York Limanı’ndan gönderildiler.
Onların arasında, aşırı tehlikeli yabancı olarak nitelenerek sürgüne gönderilen Emma Goldman da vardı. Emma mecburi askerlik hizmetine karşı çıkmaktan, doğum kontrol yöntemlerini yaymaktan, grev örgütlemekten ve ulusal güvenliğe karşı diğer saldırılarından ötürü birçok kez tutuklanmıştı.
Emma’nın birkaç cümlesi:

Fahişelik püritanizmin en büyük zaferidir.
Acaba bizim sürekli övülen ve kutsanan annelik görevimizden daha korkunç, daha kriminal bir şey var mı bu hayatta?
Eğer aklı kıtlar orada yaşıyorlarsa, Göklerin Krallığı acayip sıkıcı bir yer olmalı.
Eğer oy kullanma bir şeyleri değiştirecek olsaydı, yasa dışı olurdu.
Her toplum hak ettiği suçlulara sahiptir.
Bütün savaşlar, kendilerinin yerine ölüme başkalarını gönderen savaşmaktan aşırı korkan ödlek hırsızlar arasında yapılır.

Aralık 20
Buluşma
Kapı kapalıydı:
-Kim o?
-Benim.
-Seni tanımıyorum.
Ve kapı kapalı kalmaya devam etti.
Ertesi gün:
-Kim o?
-Benim.
-Senin kim olduğunu bilmiyorum.
Ve kapı kapalı kalmaya devam etti.
Ve sonraki gün:
-Kim o?
-Ben senim.
Ve kapı açıldı.

(1119’da Nişabur şehrinde doğan Pers şair Farid al-din Attar’dan)

Aralık 21
Söz söyleme sevinci
Bugün başka herhangi bir gün olabilirdi.
Enheduanna’yla ilgili gün bilgimiz yok.
Ama Enheduanna’nın, yazının icat edildiği ve bugün Irak adını taşıyan topraklarda dört bin üç yüz yıl önce yaşadığı,
yazı yazan, sözlerini imzalayan ve yasalar dikte ettiren ilk kadın olduğu,
yıldızlar konusunda bilge, ilk kadın astronom olduğu,
sürgün acısı çektiği,
ve Tanrıça İnanna’ya, aya, koruyucusuna yazarak şarkı söylediği ve

doğurmak,
dünyaya getirmek,
dünyayı kavramak gibi,

bir şenlik olan yazma mutluluğunu kutladığı biliniyor.

Aralık 22
Uçma sevinci
Kimileri uçağı 1904 yılı sonlarının bu günlerinde Wright Kardeşler’in icat ettiğine inanırken, kimileri de bu isme layık ilk aygıtın yaratıcısının bu tarihten birkaç yıl sonra Santos Dumont olduğunu savunuyor.
Kesin olan tek şey, üç yüz elli milyon yıl önce yusufçukların bedeninde kanatçıkların çıktığı ve birkaç milyon yıl içinde bu kanatçıkların sırf seyahat etme arzusuyla büyüyüp kanatlara dönüştüğü.
Yusufçuklar havada yolculuk eden ilk canlılar oldular.

Aralık 23
Dirilişler
1773’te, toprak açlıktan sarsıldı ve birkaç gün içinde şimdi Antigua diye bilinen ve iki asırdan uzun bir süre boyunca Guatemala’ya ve bütün bölgeye hükmetmiş olan şehri yuttu.
Ama dini şenliklerde Antigua kalıntılarından yükseliyor. Sokakları çiçeklerle yapılan güneş, meyve, çok tüylü kuş motifli halılarla kaplanıyor ve işte o zaman, onları çiğneyen ayakların İsa’nın bir sonraki dirilişini mi yoksa şehrin yeniden doğuşunu mu kutladıkları artık bilinmiyor.
Şehrin sakinleri çiçekleri, yaprakları sabırlı elleriyle birer birer dizerek bu sokak bahçelerini dokudular ki Antigua şenlik süresinde ölümsüz olsun.

Aralık 24
Mucize!
1991 yılının Noel gecesinde Sovyetler Birliği öldü ve onun yemliğinden Rus kapitalizmi doğdu.
Yeni inanç mucizesini gösterdi: onunla aydınlanan memurlar işadamlarına dönüştü, Komünist Parti’nin yöneticileri din değiştirip fiyakalı yeni zenginler oldular. Devleti açık arttırmaya çıkarıp ülke içi ve ülke dışındaki satın alınabilir her şeyi yok pahasına satın aldılar.
Futbol kulüpleri bile bundan kurtulamadı.

Aralık 25
Güneşin yolculuğu
İsa doğum günlerini kutlayamıyordu, çünkü doğum günü yoktu.
354 yılında, Roma Hıristiyanları onun 25 Aralık günü doğduğuna karar verdiler.
Dünyanın kuzeyindeki paganlar o gün yılın en uzun gecesinin bitişini ve karanlıkları yıkmaya gelen Güneş Tanrı’nın gelişini kutlarlar.
Güneş Tanrı Roma’ya Pers ülkesinden gelmişti.
Adı Mitra’ydı.
Daha sonra adı İsa oldu.

Aralık 26
Denizde yolculuk
Çok eski zamanlarda, güneşin oğulları ve aynı kızları Afrika krallığı Dahomey’de birlikte yaşıyorlardı.
Ve tanrılar onları ayırıp birbirinden uzağa mahkûm edinceye kadar, bazen kucaklaşarak, bazen kapışarak birlikte yaşadılar.
O günden beri güneşin oğulları denizde balık, aynı kızlarıysa gecede yıldız.
Denizyıldızları gökten düşmüyor, yolculuklarına gökten başlıyorlar. Ve suların içinde, yitirdikleri sevdiklerini arıyorlar.

Aralık 27
Yolcu
Matsuo Basho samuray olmak için doğmuş, ama o savaşları reddedip şair olmuş. Gezgin şair.
Japonya’nın yolları daha ölümünden bir ay sonra, 1694 yılı civarında, onun örme sandaletleriyle attığı adımları ve kendisini ağırlayan evlerin çatılarına asılı bıraktığı şu tür sözcükleri özlemeye başlamıştı bile:

Sonsuzluğun yolcularıdır günler ve geceler.
Yıllar işte böyle geçer.
Denizde dolaşan ya da karada at binen
günlerinin her dakikasında yolculuk yapar,
zamanın ağırlığı üzerine çökene kadar.
Yolculuk esnasında ölür birçok ihtiyar.
Benim cazibesine tek kapıldığım şey bulutlar,
zira göklerin serserileridir onlar.

Aralık 28
Gelecek özlemi
Oscar Niemeyer 2007 yılına yüz yaş ve inşaat halindeki sekiz yeni yapıyla girdi.
Mimarların en aktifi proje üzerine projeyle dünyanın manzarasını dönüştürmekten yorulmuyordu.
İhtiyar gözleri bizi hor gören göğün tepesine bir türlü çıkmak bilmiyorlardı, lakin bu gözler gelecekteki projeleri için ona ilham kaynağı olan bulutların yolculuğunu keyifle seyretmek söz konusu olduğunda daima genceciktiler.
Orada, o bulut kalabalığında, katedraller, inanılmaz çiçekli bahçeler, canavarlar, dörtnala koşan atlar, çok kanatlı kuşlar, infilak eden denizler, uçan köpükler, dalgalanan, rüzgârda kendini sunan ve rüzgârda çekip giden kadınlar keşfediyordu.
Doktorlar, vaktin geldiğini düşünerek, onu hastaneye her yatırdıklarında, Oscar can sıkıntısını hastalarla birlikte söylediği sambalar besteleyerek gideriyordu.
Ve böylece, bu bulut avcısı, bu havai güzelliğin iz sürücüsü ömrünün ilk asrını geride bıraktı ve yoluna aynen devam etti.

Aralık 29
Yol kaderdir
Çok yakında gidecek olan yıla elveda derken içkiyi biraz fazla kaçırmıştım ve Cádiz sokaklarında nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum.
Pazar yerine nasıl gidildiğini sordum. Bir ihtiyar sırtını yasladığı duvardan kurtardı ve çok isteksiz bir biçimde, hiçbir tarafı işaret etmeden beni yanıtladı:
-Sokağın sana dediğini yap.
Sokak bana söyledi ve ben de vardım.
Nuh, birkaç bin yıl önce, pusulasız, yelkensiz ve dümensiz bir yolculuk yapmıştı.
Gemi, rüzgârın söylediği yöne doğru kendini bıraktı ve tufandan kurtuldu.

Aralık 30
Biz müzikteniz
Kulağımı kabarttığımda
duyarım çok uzaklardan gelen müziği,
geçmişten,
başka zamanlardan,
artık var olmayan saatlerden
ve artık var olmayan yaşamlardan.
Belki de bizim yaşamlarımız
müzikten yapılmıştır.
Diriliş Günü gelip çattığında,
gözlerim yeniden açılacak Sevilla’da.

(Müslüman İspanya’nın son kralı Boabdil’den)

Aralık 31
Sözcüğün yolculuğu
Serenus Sammonicus, 208 yılında Roma’da, iyileştirme sanatındaki keşiflerini anlattığı Gizli Konular isimli bir kitap yazdı.
İki imparatorun doktoru, şair ve döneminin en iyi kütüphanesinin sahibi bu adam diğer başka ilaçların yanında, üç günde bir bastıran ateşten kurtulmanın ve ölümü korkutup kaçırmanın şaşmaz yöntemini öneriyordu: göğse bir sözcük asmak ve gece gündüz onunla korunmak gerekir.
Bu sözcük Abrakadabra’ydı ve Eski İbranicede şu anlama gelmekteydi:
Ateşini sonsuza yolla.

Eduardo Galeano
Ve Günler Yürümeye Başladı
Çeviri: Süleyman Doğru / Sel Yayıncılık

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz