Arif Dino’nun kaleminden kendi şiiri: “Çok yaşasın ölüler!”

Arif Dino– Bu şiirlerde size zevk veren nedir?
– Çok kuvvetli bir lirizm. Bunu size ancak bir misalle anlatabilirim. Bir tramvay tasavvur edin Süratle giderken vatman ani bir surette tramvayı durdurdu. Ayakta olanlar birbirlerinin üstüne süratle düştüler. Ben oturmuş olduğum için bu vakanın seyircisiyim ve gayri ihtiyari gülüyorum. Yere düşüp kalkanlardan biri yüzüme bakıp pek haklı olarak: “Ne gülüyorsun efendi? Az kaldı kolum kırılacaktı!” diyor. O zaman işe şuurum müdahale ederek cevap veriyorum: “Ayakta duranları devrilen iskambil kağıtlarına benzetimde gayri ihtiyari güldüm.”

İşte şiirde böyledir.Hislerimiz gayri şuuri olarak doğar,aklın müdahalesi ve mantık onu sonradan izah eder.Lirizm ise hissin ifadesidir.Mantığın müdahalesi hislerimizin,yani lirizmin sükutu demektir.Tramvaydaki hadiseye nasıl gülmüşsem şiiri de öyle beğeniyorum. Bence mantıktan lirizmi çıkardınız mı mantıksızlık kalır.
Yani:
Mantık-Lirizm=Mantıksızlık.
Bana öyle geliyor ki gerçeğin ihraç edilmesi,sanatı kendi sahasına daha fazla yakınlaştırmıştır.Sanatta mantığın ihracı son asırda türlü türlü ifade edilmiştir.mesela Franz Kafka, Rimbaud’nun tamamen aksi bir yol takip eder. Fevkalade bir mantıkla manasız neticelere varır.Yaptığı lirizm onda da çok kuvvetlidir.Misalleri çoğalta bilirim.Fakat itiyadımı kaybetmemek için bunu da kısa kesiyorum.
– Sizin şiirlerinizde mana var mıdır?.. sualime cevap vermediniz. Mesela sizin son çıkan:
Taştan mantar tarlası;
Çok yaşasın ölüler!
diye iki satırdan ibaret ne demek istediğiniz anlaşılamamış.
– Şiirlerimde mana vardır. Fakat ihtimal anlamak biraz güç. Size bu şiirin manasını söyleyeyim: Mezarlıktaki o sıra sıra mezarlar bana mantar tarlası hissini veriyor ve ölülerin ebediyet arzusu gibi görünüyor. Şiirim bu hissin ifadesidir ve anlayanlar için değil,anlamayanlar için lirizmi yüksek olabilir.

Arif Dino ile Röportaj; Şevket Rado, Akşam, 19.9.1940


Arif Dino (1893, İstanbul – ö. 30 Mart 1957, İstanbul) – Ressam ve şair.
Sanatçı bir ailenin fertlerinden biridir. Abidin Dino’nun ağabeyidir. Ailesinde çok sayıda yazar, ressam, karikatürist ve gazeteci vardır. Öğrenimini yurtdışında yaptı. Boksör, aşçı, sinema oyuncusu, portre ressamı, grafiker, heykeltıraş, sanat eleştirmeni gibi geniş bir yelpazede çalıştı.
1929’da İstanbul’a geldi. 1942’de Alman Faşizmine karşı çıktıkları için küçük kardeşi Abidin Dino ile birlikte ikamete memur olarak cezalandırıldı. 1951’de döndüğü İstanbul’da 6 yıl sonra öldü. Hiç evlenmedi.
Fransızca yazdığı şiirleri Abidin Dino, Rasih Nuri İleri, Hür Yumer Türkçeye çevirdiler. Tüm şiirleri, desenleri ve ardından yazılanlar Adam Yayınları tarafından bir kitapta toplandı. [wikipedia]


ARİF DİNO ÖLDÜ
……
Şimdiki,menfaatinden başka bir şey düşünmeyen neslin kolay kolay anlamayacağı nokta :başkaları için son lokmasına kadar,her şeyini verebilmek fazileti.Arif Dino’nun asıl orijinal tarafı buydu…Onda para mefhumunun teşekkül etmediğini söylemiştim.Yanlış, galiba. O, parayı sırf başkalarına vermek için kazanırdı. Onun en büyük saadeti, Köprü’den parayla geçildiği devirler;bir yandan bir yana rahatça geçebilmekten ibaretti.
……
Bir zaman dillerde dolaşan,tek mısralık şiiri:

“Döner kebab dönmez olsun!”
şiiri, ilk defa birlikte Nuruosmaniye’den çıkdığımız sırada, kebabcıların önünden geçerken Arif’in dudaklarından dökülmüştü… Çok neşeli olduğu zamanlar, Fransızca şiir yazardı.Yani söylerdi. Bu kendi eserleri, daha yakınlarında herhalde vardır.
……
Bir gece,sahilden geçen Boğaz içi vapurunun şıkır şıkır ışıklar akışına bakıp söylediği tek mısra hala hatırımda:

Hey gidi telli pullu gelinler!

Ama,artık o Fransızca şiirlerinde söylediği gibi “kadehler mermer üstünde şıngırtılı kahkahalarla “kırılmayacak, yazık.

Döner kebab dönmez olsun!

Zahir Güvemli (Varlık,15.4.1957)

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz