Nikolay Vasilyeviç Gogol’un Son Eseri: Ölü Canlar – Stuart Kelly

Gogol (1809-1852), Myortvyye Dushi’ nin (Ölü Canlar) ikinci parçasının el yazma taslaklarını ilk kez 1845’te yaktı. “Her bir satırı bana sinir bozukluğuna mal olan, iğrenç gerilimler uğruna tamamlanan beş yıllık bir çalışmayı yakmak zordu” diye yazıyordu; “…Alevler kitabımın son sayfalarını yuttuğu anda kitabın içeriği ışıltılı ve saflaşmış bir halde yeniden doğdu, tıpkı anka kuşunun küllerden doğuşu gibi ve birdenbire düzenli ve uyumlu olduğunu düşündüğüm onca şeyin ne kadar karışık olduğunu gördüm.”

Bu çok önemli eylemden önce de Gogol, kitabın devamı konusunda en yumuşak ifadeyle ketumluk etmişti. Bir kısmını gönülsüzce de olsa dostu Alexandra Smirnov’a okumuş, ama yaklaşan bir fırtınanın ilk gök gürültüsü sesleri duyulunca da aniden okumayı kesmişti. “Tanrı bile bitirilmemiş bir şeyi okumamı istemiyor” demişti. Dostlarından birçoğu Myortvyye Dushi’nin ikinci parçasına büyük umut bağladığını biliyordu. Hem Vassily Zhukovsky hem de Pyotr Pletnyev’e, birinci parçanın eşsiz öneme sahip bir eser için giriş niteliğinde olduğunu söylemişti: “İçimde yükselen bir sarayın giriş kapısından öte bir şey değil.”

Myortvyye Dushi’nin birinci parçasında arkadaş canlısı, züppe görünümlü, bir parça sinsilik taşıyan bir işadamı, Chichikov, N. adındaki kente varır. Hemen bütün memurlarla ve toprak sahipleriyle dostluk kurar, çeşitli yollardan onların toplumsal gündeminde ve bölgesel sıradüzeninde kendisine bir yer edinir. Bir süre sonra tuhaf bir öneriyle toprak sahiplerini ziyarete başlar. Toprak sahiplerinden vergi alabilmek için devletin arazilerinin boyutunu bilmesi gerekmektedir; bunun için de sahip oldukları serilerin sayısını belirlemektedir. Bu sayıyı belirlemek için de nüfus sayımı yapılır. Chichikov, ölmüş olan ama adları hala nüfus sayım listesinde yer alan serileri satın almak istemektedir. Bu durumda toprak sahiplerinin vergisi azalacaktır ve kendi kazancı da… Ruhları neden istediği hakkında insanlara farklı farklı öyküler anlatır. Yaptığı yasadışı mıdır? Bunu kimse bilmez. Eğer bir suçsa bile Bizans’a özgü bürokrasiden ve feodal baskıdan kaynaklanmıştır. Ne de olsa yaşayan, soluk alan bireyleri bile alıp satmak tamamen yasal değil midir?

Sonunda kuşkular artar, ama bu kuşkuları artıran şey Chichikov’un toprak sahiplerinin her birine ölü ruhlar için aynı miktarda para ödememesi değil de, şeytani bir anlaşmanın söz konusu olabileceğinin sezilmesidir. Ama Chichikov arabasını N. sokaklarından son sürat geçirerek hiçbir zarar görmeden kaçar; bu arada Gogol da üç atlı arabayı övmeden edemez. En son sözü, süratten ve hızla öne atılan atlı arabanın delice sallantısından zevk alan tipik bir Rus söyler: “Her ne taşıyorsan beraberinde, cehenneme götürürsün umarım!” Editör Mikhail

Pogodin, bu sahneyi “Yazarın, okuyucuyu ve kahramanı Chichikov’u içine çektiği uzun bir koridor, her iki yanda açılan kapılar ve her bir odada oturmuş birer canavar” biçiminde betimleyerek, o korkutucu gücünü çok iyi kavrar.

Myortvyye Dushi 1842’de yayımlandığında (eserin başlığı sansür kurulu tarafından Chichikov’un Maceraları ya da Ölü Canlar biçiminde değiştirilmişti, çünkü ruh ölümsüzdü; Gogol ikinci parçada bununla iyi eğlenecekti), çok büyük beğeni kazandı. Pletnyev The Contemporary’de başka bir ad altında kaleme aldığı eleştiride olumlu şeyler yazıyor ve Gogol’un birinci parça için düşündüklerini bir bakıma yineliyordu. Eser, kahramanın tuhaf ilerleyişini açığa kavuşturma amacını taşıyan bir başlangıçtı. Radikal, sert tavırlı eleştirmen Vossarion Belinsky ise eser için, “Rus yazın sanatının gururu ve onuru” diyordu. Gogol eserin devamı için biraz yolculuğun iyi geleceğini söyleyerek Rusya’dan ayrıldı ve Avrupa’ya gitti.

Gogol’un dostları onun sanatsal arzularını anlayışla karşılasalar da ikinci parçanın delice bir unsur içerdiğini gitgide artan biçimde farketmeye başlıyorlardı. Gogol, Rusya’nın okuryazar kesiminin “sanki bir Mesih’mişim gibi beni beklemekte” olduğuna inanıyordu. Myortvyye Dushi için tasarladığı üçleme, Suç, Ceza ve Kurtuluşu içeriyordu. Henri Troyat’ın deyimiyle, “steplerin ilahi komedi”sinden başka bir şey değildi. Gogol projeden “ruhumun tarihi” diye söz ediyor ve artık “Kutsal yolculuğuma koyulmak için gereken gücü topladım… Yaşamımın muamması ancak o zaman çözülebilecek” türünden şeyler dile getiriyordu.

Birinci parçada, gelecek parçanın daha büyük olacağına ilişkin imalarda zaten bulunulmaktaydı. Bölüm VlI’nin başında Gogol, iki tür yazarı karşılaştırır. Bu yazarlardan biri insanın yüksek değerini ortaya koyan karakterlere yakın olduğunu hisseder; bu yazar karşısında genç ve coşkulu yürekler heyecana kapılır ve bu yazar için “gözlerden yaşlar eksik olmaz… Yazara denk hiçbir güç yoktur; o bir tanrıdır. Diğeri de önemsiz şeylerin bütün berbat, şok edici bataklığını göstermeye zorlanır” ve halk da “onun kalbini ve ruhunu çalar.” Gogol bu yazarlardan hangisi olacaktı?

Gogol dostlarına karşı asla güvenilir ya da dürüst olmamış ve parasal krizlerden çıkmak için de çoğu zaman onlara güvenmişti. Şimdi ise davranışları dostlarını bezdiriyordu. Uzun zamandır canı sıkılan ve para sızdırılan Pletnyev, Gogol’dan “namussuz, bencil, kibirli ve kuşkucu yaratık” diye söz ediyordu. Gogol, birinci parçanın gerçek anlamı konusunda gizem dozu gitgide artan imalarda bulunuyordu: “Şu an için hala bir sır. Aniden, herkesi hayrete düşürecek bir biçimde ortaya konulacak (Çünkü hiçbir okuyucu tahmin edebilmiş değil!)” Stepan Shevyrev’e de şöyle yazıyordu: “Eğer gerekirse açlıktan ölürüm ama yüzeysel ve eksik bir eser üretmem.”

İkinci parçadan birkaç bölüm günümüze kadar gelebildi. Tuhaf reformculara, açgözlü insanlara ve bezgin aylaklara ilişkin hicivli parçacıklar yer almakta ve bunlar da inanılmaz örneklerle birbirine bağlanmaktadır. Toprak sahibi Kostanjoglo, memur Murazov ve hem “adaletin nasır tutmuş gereci” hem de “hepimize şefaat dağıtan kişi” konumundaki Prens. Bu kısa kısa parçalardan yola çıkarak Chichikov’un ahlaksal değişimi konusunda bir şeyler anlamak zor. Yapılan imalardan anlaşıldığına göre, üçüncü parçada Chichikov, günahlarının affedilmesi için kefaret olarak Sibirya’ya gidecektir. Tamamlanmış Myortvyye Dushi hiç kuşkusuz Rusya’nın toptan dinsel dönüşümünü başlatacaktır.

İkinci parça üzerindeki ilk girişimini yaktıktan sonra Gogol’un fanatizmi yoğunlaştı. İkinci parça için şükranlarını sunmak üzere Kudüs’e gitmeyi amaçlamıştı. Şimdi oraya esin için dua etmek amacıyla gidebilirdi. Yola çıkmadan önce 1847’de, büyük bir hata yaparak Dostlarla Yazışmalardan Seçme Bölümler{162} adlı eseri yayımladı. “Mutlak bir monarşiden yoksun bir devlet, yönetmensiz orkestraya benzer” ve “Köylünün İncil dışındaki kitapların nerede durduğunu bile bilmemesi gerekir” türünden düşünceleri içeren bu saltçılığı haklı çıkarma çabası, Belinsky’nin Gogol’a diş bilemesine ve dostları arasında da büyük utanca neden oldu. Sergei Askakov’un üzülerek belirttiği gibi, “Yapılabilecek en iyi şey, onun deli olduğunu kabullenmektir!” Daha öfkeli ve ağzı daha iyi laf yapan Belinsky ise, “Aklını yitirmiş bir adamdan halkı korumak için her şeyin yapılması gerekir, o adam Homer’in kendisi bile olsa” diyordu.

Kudüs’te kutsal öneriler bulamayan Gogol, elinde eserin taslağıyla Rusya’ya döndü ve kendisi kadar dengesiz biri olan Peder Matthew Konstantinovsky ile temasa geçti. Peder, Rus Ortodoks Kilisesi dışında her şeyin şeytanın eseri olduğuna inanan biriydi. Gogol’u bir manastıra kapanması ve yazın sanatının putperestliğinden vazgeçmesi konusunda cesaretlendirdi. Tanrı’nın ne istediği netti ve birinci parçanın yayımlanmasının kefareti de ikinci parçanın yok edilmesi olmalıydı.

24 Şubat 1852 günü sabaha karşı saat 3 gibi Gogol, uşağını çağırttı ve bir ateş yakmasını emretti. Taslağın sayfalarını ateşe atmaya başladı. Uşağı sayfaları yakmaması için yalvardığında Gogol, “Bu seni hiç ilgilendirmez, git dua et!” diye homurdandı. Kağıtlar yüzünden ateşi boğunca kömürleşmeye başlayan ve ikinci ve üçüncü parçayı içeren kağıt topağını çıkarıp sayfaları tek tek yakması gerekti. İşi bittiğinde istavroz çıkardı, uşağını öptü ve gözyaşlarına boğuldu.

Sonra da yemeyi içmeyi kesti. Yanına gelen rahip “Hangi duayı okumamı istersiniz?” diye sorduğunda “Hepsi de iyidir” yanıtını verdi ve kendi kendini zorladığı dokuz günlük açlığın sonunda öldü.

Stuart Kelly
Kayıp Kitaplar Kitabı

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz