Evrimsel kişilik kuramına göre erkekler başarılı üreme olasılığı yüksek dişileri tercih eder. Ancak kadınlar, üremede ve çocuk yetiştirmede üstlendikleri farklı rolden dolayı eşlerinde farklı özellikler arar. Anne babalık yatırımı analizine göre kadınlar, çocukları için kaynak sahibi olan erkeklerle eşleşmeyi tercih eder. İnsan dışı türlerde bunun anlamı yiyecek ve korunma sağlayabilecek bir eşken, insan türünde çocuk yetiştirmek için gereken maddi kaynaklar anlamına gelmektedir. Bazı erkekler bunu diğer erkeklere göre daha iyi yapabilir. Erkeklerin kız ve oğlan çocuklarını yetiştirme ve büyütme becerileri gibi, güçlerini ve toplumdaki konumlarını çocuklarına aktarma becerileri de farklılık gösterir. Evrimsel kişilik psikologları kadınların bu becerilere sahip erkekleri tercih ettiğini savunmaktadır.
Yapılan bazı araştırmalar da bu varsayımları destekler. Evli çiftlere eşlerinde çekici buldukları şeyler sorulduğunda kadınların, eşlerinin güvenilir olması, iyi para kazanması, hırslı ve mesleğinde yükselmeye kararlı olması gibi özellikleri daha sık belirttiği görülmüştür (Buss Barnes, 1986). Diğer araştırmacılar da kadınların sosyoekonomik konumu ve hırslılık düzeyi yüksek eşler bulmaya çalıştıklarını belirtmişlerdir (Ben Hamida, Mineka, Bailey, 1998; Feingold, 1992). Ancak, örneğin mizah duygusu gibi anne babalık yatırımıyla ilgisi olmayan özelliklerde herhangi bir cinsiyet farklılığına rastlanmamıştır (Feingold, 1992). Bir başka araştırmada da eşlerinin iyi bir mesleğinin olmadığı durumlarda, kadınların erkeklere göre daha fazla hayal kırıklığına uğradıkları belirlenmiştir (Cramer ve diğerleri, 2000). Bir ankete yanıt veren evlenmemiş kadınlar, kendilerinden daha fazla para kazanan ve daha yüksek öğretim görmüş bir erkekle evlenmeyi tercih ettiklerini belirtmişlerdir (Sprecher ve diğerleri, 1994). Bir başka araştırmada lisans mezunu kadınlar, baskın erkekleri yumuşak huylu erkeklere göre daha çekici bulduklarını söylemişlerdir (Sadalla, Kenrick, Vershure,1987) . Evrimsel kişilik kuramcılarına göre baskın bir erkek, tuttuğunu koparma konusunda alt sıralarda gelen bir erkeğe göre, ailesinin gereksinimlerini karşılamak konusunda daha becerikli olacaktır. Baskın bir erkeğin bir örgütün tepe noktasına yükselme ve böylece maddi güvenceye ve başka imkanlara ulaşma olasılığı daha yüksektir.
Başka araştırmalar da erkeklerin bu tercihlerin farkında olduğunu ve kadınlar gibi en iyi eş adayına ulaşmak için rekabet içinde olduklarını göstermiştir. Bir araştırmada yeni evli kocalar evlenmeden önce, eşlerinin ilgisini çekmek için maddi durumlarını olduğundan iyi göstermeye çalıştıklarını belirtmişlerdir (Buss, 1988). Diğer bir deyişle, erkekler çok para kazandıklarının bilinmesi için uğraşmakta, yeni bir araba ya da evle gösteriş yapmaya çalışmaktadır. Benzer şekilde erkekler, eşlerinin ilgisini çekmek için maddi kaynaklarını sergileme yöntemini, kadınlara göre daha çok tercih etmektedir (Buss Shackelford, 1997). Erkekler ayrıca rakipleri kendilerinden daha baskın bir kişilik sergilediğinde daha fazla kıskançlık duyarlar (Dijkstra Buunk, 1998).
Bu bulgular kadınların gösteriş meraklısı ve kaba erkekleri seçtiğini mi gösterir? Yani aşk oyununda, iyi adamlar başarılı olamaz mı? Bu aşamaya kadar göz attığımız araştırmalar bu sonucu doğrular gibi görünmektedir. Daha sonra yapılan araştırmalar ise böyle olmak zorunda olmadığını göstermiştir (Burger & Cosby, 1999: Graziano, Jensen-Campbell, Todd, & Finch, 1997). Evrimsel kişilik kuramına dönersek, rekabette baskın ve bencil bir erkekle eşleşmenin hayatta kalma değerini sorgulamamız gerekir. Böyle bir erkekle eşleşmek avantajlı olabilir; ancak eğer kaynaklarını paylaşmak ya da çocuklarının yararına harcamak konusunda isteksizse, kadın bu avantajlardan yararlanamaz. Diğer bir deyişle, tek başına baskınlık bir erkekte çekici bir özellik olmayabilir. Bu kararı desteklemek için lisans mezunu kadınların erkeklerle etkileşimleri gözlemlendiği ve değerlendirildiğinde, yardımsever ve cömert erkeklerin kısa ve uzun vadeli ilişkilerde, sadece baskın özelliğe sahip erkeklerden daha çekici bulunduğu ortaya çıkmıştır Jensen-Campbell, Graziano, West, 1995).
Özetle, araştırmaların bulduğu çekicilik kalıpları, kadınların erkeklerde neyi çekici bulduğu konusunda evrimsel kuramın kestirimlerini desteklemektedir. Ancak bir kez daha, bulguların sadece Amerikalı örneklemlerle sınırlı olup olmadığını sormamız gerekir. 3 7 kültür üzerinde yapılan araştırmanın verileri, bütün dünyadaki kadınların benzer tercihleri olduğunu göstermiştir (Buss, 1989). Tablo 10.6’da görüldüğü gibi İspanya hariç bütün örneklemlerdeki kadınlar, erkeklerden istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık göstererek, eşlerinin maddi kaynaklara sahip olmasını istediklerini belirtmişlerdir. Erkek ve kadınların, eşlerde hırslılık ve çalışkanlık gibi özelliklere verdikleri önem sıralamasında da benzer bir kalıp ortaya çıkmıştır. Bu bulgular evrimsel kişilik bakış açısının kestirimleriyle tamamen uyum içindedir.
Sonuçlar ve Sınırlılıklar
Araştırma bulguları, erkek ve kadınların romantik eşlerde aradıklarının evrimsel kişilik psikolojisinin kestirimleriyle tutarlı olduğunu gösterir. Bütün dünyadaki erkekler genç ve fiziksel açıdan çekici kadınları, kadınlar ise çocuklarını yetiştirmek için maddi kaynakları sağlayabilecek erkekleri tercih etmektedir. Ancak, sezgisel açıdan da doğru ve tutarlı olsalar bile bu bulguları biraz sorgulamak gereklidir.
Önceki bölümde açıklandığı gibi, hipotezleri sınayan bilim adamlarının, neden-sonuç ilişkisi kurma becerileri sınırlıdır. Yani cinsiyet ve fiziksel çekicilik gibi değişkenleri yönlendiremedikleri için bulgularını açıklayabilecek alternatif açıklamaları kesin bir yargıyla dışlayamazlar (Eagly & Wood, 1999). Örneğin erkek ve kadınların evlilik yaşlarındaki farklılık, olgunlaşma düzeyindeki farklılıkla ilgili olabilir; çünkü kadınlar erkeklere göre fiziksel ve duygusal açıdan daha çabuk olgunlaşır. Ayrıca araştırmacılar her zaman evrimsel kişilik kuramının kestirimleriyle tutarlı bulgular elde edemezler (Costa, Terracciano, & McCrae, 2001). Örneğin, evrimsel kişilik psikologları, erkeklerin eşlerinin cinsel sadakatsizliğini öğrendiğinde daha çok öfkelendiğini, kadınların ise erkeklerin duygusal sadakatini kaybetmekten korktuğunu öne sürer. Bu kestirimler, erkeklerin kendi çocuklarını yetiştirdiklerinden, kadınların ise eşlerinin kendilerini ve çocuklarını desteklemeye devam edeceğinden emin olma gereksiniminden kaynaklanır. Ancak, araştırmalar bu kestirimleri doğrulamakta yetersiz kalmıştır (Grice & Seely, 2000; Haris, 2000).
Bunlara ek olarak, erkek ve kadınların öğrenmiş olduğu tercihler, atalarımızdan kalıtım yoluyla aldığımız içgüdülerimizi gölgeleyebilmektedir. Örneğin, hem erkekler hem de kadınlar karşılıklı sevgi ve şefkatin eş seçiminde en önemli konu olduğunu belirtmişlerdir (Ben Hamida ve diğerleri, 1998). Vahşi dünyada yaşayan hayvanların temel gereksinimleri, günümüz toplumunda yaşayan erkek ve kadınların gereksinimlerinden oldukça farklı olabilir. Örneğin pek çok kadın, yaşamını mesleğinde ilerlemeye adamış bir erkek yerine, kendisiyle zaman geçirecek bir erkeği tercih edebilir. Atalarımızdan devraldığımız eğilimlerimizin kararlarımızı artık etkilemediğini söylemek istemiyoruz çünkü yapılan araştırmalar etkilediğini gösteriyor. Ancak fiziksel açıdan çekici bir kadın ya da zengin bir erkek tercihlerimiz artık bu süreçte küçük bir rol oynuyor olabilir. Sağduyumuz da bize istisnaların var olduğunu söylüyor. Pek çok kadın baskın bir erkek yerine hassas bir erkeği tercih ediyor. Erkekler de daha az olgun bir eş yerine kendinden yaşça büyük bir kadını tercih edebiliyor. Ayrıca evrimsel kişilik psikologları sadece heteroseksüel eş seçimiyle ilgilenir. Anne babalık yatırımına göre eş seçimi, eşcinsel eş seçimleriyle ilgili bir görüş bildirmez. Bu analizin doğurganlık çağını geçmiş kadınlara ya da aile sahibi olmak yerine sadece yakın bir ilişki arayan yaşlı erkeklere uygulanması da pek mümkün görünmemektedir.
Tablo 10.6 Eş Seçiminde İyi Maddi Olanakların Önemi
Örneklem | Erkekler | Kadınlar |
Afrika | ||
Nijerya | 1.3 | 2.30 |
Güney Afrika (Beyaz) | 0.9 | 1.75 |
Güney Afrika (Zulular) | 0.70 | 1.14 |
Zambiya | 1.46 | 2.33 |
Asya | ||
Çin | 1.10 | 1.56 |
Hindistan | 1.60 | 2.00 |
Endonezya | 1.42 | 2.55 |
Iran | 1.25 | 2.04 |
İsrail (Yahudi) | 1.31 | 1.82 |
İsrail (Filistin) | 1.28 | 1.67 |
Japonya | 0.92 | 2.29 |
Tayvan | 1.25 | 2.21 |
Doğu Avrupa | ||
Bulgaristan | 1.16 | 1.64 |
Estonya | 1.31 | 1.51 |
Polonya | 1.09 | 1.74 |
Yugoslavya | 1.27 | 1.66 |
Batı Avrupa | ||
Belçika | 0.95 | 1.36 |
Finlandiya | 0.65 | 1.18 |
Fransa | 1.22 | 1.68 |
Almanya | 1.14 | 1.81 |
Büyük Britanya | 0.64 | 1.16 |
Yunanistan | 1.16 | 1.92 |
İrlanda | 0.82 | 1.67 |
İtalya | 0.87 | 1.33 |
Hollanda | 0.69 | 0.94 |
Norveç | 1.10 | 1.42 |
İspanya | 1.25 | 1.39 |
İsveç | 1.18 | 1.75 |
Tablo 10.6 (devamı)
Örneklem |
Erkekler | Kadınlar |
Kuzey Amerika | ||
Kanada (İngiliz) | 1.02 | 1.91 |
Kanada (Fransa) | 1.47 | 1.94 |
Birleşik Amerika (Ana bölüm) | 1.08 | 1.96 |
Birleşik Amerika (Hawaii) | 1.50 | 2.10 |
Okyanusya | ||
Avustralya | 0.69 | 1.54 |
Yeni Zelanda | 1.35 | 1.63 |
Güney Amerika | ||
Brezilya | 1.24 | 1.91 |
Kolombiya | 1.72 | 2.21 |
Venezuela | 1.66 | 2.26 |
Not: Denekler O (önemsiz) ve 3 (kaçınılmaz) ölçek üzerinden not vermişlerdir. Buss (1989).
Özet
- Kalıtımın ve çevrenin yetişkin kişiliği üzerindeki etkisini inceleyen araştırmalar, her ikisinin de önemli olduğunu belirtmektedir. Psikologlar, bu etkileri incelemek üzere başta ikiz araştırmaları olmak üzere çeşitli yöntemler kullanmışlardır. Ancak, bu araştırmaları yorumlarken bu yöntemlerin altında yatan varsayımlardan dolayı bazı sorunlar ortaya çıkmıştır. Yine de elde edilen kanıtlar, yetişkin kişiliği üzerinde kayda değer bir oranda kalıtsallık öğesinin varlığını göstermektedir.
- Dışa dönüklük-içe dönüklük, Eysenck’in kişilik kuramının en çok araştırılmış boyutudur. Kanıtlar bu kişilik değişkeninin büyük oranda kalıtsallıkla belirlendiğini gösterir. Eysenck’in kuramıyla tutarlı bir şekilde, araştırmacılar dışa dönüklerin uyarıcı ortamlarda bulunmak
istediklerini ve bu ortamlarda içe dönüklere göre daha başarılı olduklarını gösterir. Araştırmalar dışa dönüklerin içe dönüklere göre daha mutlu olduklarını bulmuştur.
- Evrimsel kişilik kuramı, erkek ve kadınların eş seçiminde farklı özellikler aradıklarını kestirmektedir. Bu hipotezle tutarlı olarak, araştırmalar erkeklerin flört ya da eş adayı ararken fiziksel çekiciliğe daha çok önem verdiğini gösterir. Buna ek olarak, erkekler eşlerinin genç olmasını tercih eder. Araştırmalar kadınların çocuk yetiştirmek için gerekli kaynaklara sahip erkekleri tercih ettiğini gösterir. Kültürler arası araştırmalar da bu tercihlerin evrensel olduğunu gösterir.