“‘Tek doğruyu buldum’ değil, ‘Bir doğruyu buldum’ deyin” Halil Cibran – Turgut Keskin

“Eğer biri seni incitirse bunu unutabilirsin; ama sen onu incitirsen bunu hep hatırlarsın. Aslında öteki, senin başka bir bedendeki en duyarlı benliğindir.” diyerek insanlığa atfettiği bütünlüğü ve kendi edimlerimizin sorumluluğunu hatırlatan bir yazar…”Suskunluğu, gevezeden, hoşgörüyü, hoşgörüsüzden, kibarlığı kabadan öğrendim; ve gariptir ki, öğretmenlerime karşı hala nankörüm.” diyebilecek kadar dürüst ve alaycı olabilen bir filozof…”
Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Arapça konuşan ve onun yazılarını bu dilde takip eden milyonlarca insan da Cibran’ı çağının dahisi olarak kabul ederler.

Rodin, ruhban sınıfını acımasızca eleştirmesi bakımından, on dokuzuncu yüzyıl şairlerinden Blake’e benzeterek Cibran’ı “20. yüzyılın Blake’i” olarak tanımlar.

Gerçekten tüm yaşamı boyunca ruhban sınıfına karşı çıkmış ve aforoz edilmiş olan Cibran, Hristyan olmasına karşın insanlığı bir bütün olarak düşünmüş, çeşitli dinlere mensup toplulukların birarada yaşadığı ülkesi Lübnan’da Arap birliğini ateşli bir biçimde savunmuştur.

Halil Cibran, gerek şiirlerinde, gerekse resimlerinde ‘İnsanoğlu’nu ve onun ‘İnsan’lığını en yüce doğa olayı olarak ele alır. Evrimlere yürekten inanır. ‘Sizler Doğa’nın çocuklarısınız’ der. İnsanlara eziyet edenleri, sömürenleri, aldatanları şiddetle kınar. Ama sömürülenlere de yalnız acıma duygusuyla yanaşmaz: ‘Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorumlusu sizlersiniz;  Yaratan, alnınıza diktatörleri yazmamıştı, bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz’, der. İnsanların, diktatörlere başkaldırmaları gerektiğini savunur.

‘Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorumlusu sizlersiniz; Yaratan, alnınıza diktatörleri yazmamıştı, bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz’, der. İnsanların, diktatörlere başkaldırmaları gerektiğini savunur.

Cibran tüm yapıtlarında kutsal kitaplardakini andırır bir dil kullanmıştır. Bu nedenle Cibran’ın eserlerini okuyanlar, bir bakıma peygamberlerin kitaplarını okuyormuş izlenimine kapılırlar. Tıpkı kutsal kitaplardaki gibi yazım büyük önem taşır.

1883 /1931), Lübnan asıllı ABD’li ressam, şair ve filozof. Lübnan’ın Biserra köyünde doğdu. İlköğretimini Beyrut’ta tamamladiktan sonra 1895 yılında ailesiyle birilkte Boston’a göç etti; üniversite yıllarına kadar burada yaşadı. Yaşamının son 20 yılını Amerika’da geçiren Cibran, bir süre Fransa’da da bulunmuş, Rodin’in öğrencisi olmuştur. Ölümüne kadar kaldığı Amerika’da eserlerini İngilizce yazmıştır. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressamdı. Yurtdışında Khalil Gibran olarak bilinir.

Ermiş / Ermiş bahçesi / Sözler / Gezgin / Vadinin perileri / Bir damla yaş ve bir gülümseyiş I Kendimle konuşmalar / Aşk mektupları / Deli /Haberci I Kum ve köpük / Dünya tanrıları I Asi ruhlar / Kırık kanatlar I Lazarus ve sevgilisi…

Yazılarında Doğu ile Batı felsefelerinin güçlü bir sentezini sezmemek olanaksızdır. Bunda, kuşkusuz doğduğu ve yaşadığı toprakların, uygarlığın beşiği ve üç büyük dinin yeşerip yaygınlaştığı yerler oluşunun etkisi büyüktür.

1923 yılında basılan en ünlü kitabı “ErmişThe Prophet”, 26 şiirden oluşan karma bir şiir denemeleri kitabıdır. ABD’de ellinin üzerinde baskı yapan milyonlarca okuyucuya ulaşan bu kitap El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve hayat üzerine diyalogları üzerine kuruludur.

Ermiş, kısaca şu konulara değinen alt bölümlere ayrılmıştır: aşk, evlilik, çocuklar, vermek, yemek ve içmek, sevinç ve üzüntü, ev ve evin önemi, giyecekler, alım ve satım, suç ve ceza, yasalar, özgürlük, sebepler ve arzular, acı, bilgelik, öğretme, arkadaşlık, konuşma, zaman, iyi ve kötü, dua, zevk, güzellik, din ve son olarak da ölüm.

Ermiş’i en büyük başarısı olarak gören Cibran şöyle demişti: “Lübnan’da kitabı yazmayı ilk kez tasarladığımdan beri, bir tek günüm bile Ermiş’siz geçmedi. Kitap benim bir parçam haline gelmiş gibiydi. Metni yayımcıma teslim etmeden önce tam dört yıl elimde tuttum. Çünkü emin olmak istedim, içindeki her sözcüğün kendimden verebileceğim en iyi sözcük olduğundan emin olmak istedim.” Ermiş, Batı Avrupa ve ABD’de 68 kuşağı gençliğinin el kitabı haline gelmiş ve ilham vermiştir. Ünlülerden Elvis Presley Halil Cibran’ın kitaplarına hayrandı ve birçok defa o kitapları ücretsiz dağıttı.

Bir Yakın Doğu’lu şairin Batı dünyasında bu denli etkili olabilmesi şaşırtıcı görülebilir. Ancak işlediği temaların evrenselliği ve İngiliz dilini kullanmaktaki ustalığı, üzerinde toplanan ilginin sürekliliğini haklı çıkarmaktadır.

Halil Cibran, günümüzde de güncelliğini korumakta, bir çok genç yazar ve şairin yapıtlarına esin kaynağı olmaktadır.

1931 yılında, uzun süredir yakalandığı hastalıktan kurtulamadı. Yalnızlık ve yoksulluk içinde ölen Halil Cibran, arzusu üzerine, doğduğu yer olan Bsharri köyüne gömüldü.

Yaşadığı dönemde ve günümüzde, felsefesi ve siyasi görüşleriyle derin izler bırakan Halil Cibran, kuşkusuz çağımızın yetiştirdiği en önemli düşünür ve şairlerden biridir.

Büyük bir adamın iki yüreği vardır; birisi kanar, diğeri sabreder”
(Kum ve köpük kitabından)

SEVGİ

Sevgi sizi çağırınca, onu takip edin,
Yolları sarp ve dik olsa da…
Ve kanatları açıldığında, bırakın kendinizi,
Telekleri arasında saklı kılıç, sizi yaralasa da…
Ve sizinle konuştuğunda, ona inanın, Kuzey rüzgarının bir bahçeyi harap edişi gibi,
Sesi tüm hayallerinizi darmadağın etse de…
Çünkü sevgi sizi yücelttiği gibi, çarmıha da gerer.
Sizi büyüttüğü ölçüde, budayabilir de…

ÇOCUKLARINIZ

…Çocukların senin çocukların değil
Hayatın oğul ve kızları
Seninle beraber ama sana ait değiller
Sevgini verebilirsin onlara ama düşüncelerini değil,
Çünkü onların kendi düşünceleri var
Bedenlerini evinde barındırabilirsin ama
Ruhlarını değil
Çünkü ruhları yarının evinde yaşar
Ve sen o evi rüyalarında bile ziyaret edemezsin
Onlar gibi olmak isteyebilirsin ama
Onları kendine benzetmeye çalışma
Çünkü hayat geriye gitmez Sen bir yaysın;
Çocuklar senden ileriye fırlayan oklar gibi…

EVLİLİK

Yeryüzüne birlikte geldiniz ve sonsuza dek birlikte yaşayacaksınız,
Ölümün ak kanatları günlerinizi bölene dek birlikte olacaksınız,
Tanrı’nın suskun anıları katına eriştiğinizde bile birlikte olacaksınız,
Ama bırakın da bunca beraberliğin arasında biraz boşluklar olsun,
Ve Tanrısal alemin rüzgarları esip dolanabilsin aranızda,
Birbirinizi sevin, ama sevginin üzerine bağlayıcı anlaşmalar koymayın,
Bırakın yüreklerinizin sahilleri arasında gelgit çalkalanan bir deniz olsun Sevgi
Birbirinizin kadehini onunla doldurun ama aynı kadehe eğilip içmeyin,
Ekmeğinizi bölüşün, ama aynı lokmayı dişlemeye kalkmayın,
Şarkı söyleyin, dans edin, eğlenin birlikte, ama ikinizin de birer Yalnız olduğunu unutmayın,
Çünkü lavtadan dağılan müzik aynı, ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır,
Yüreklerinizi birbirine bağlayın ama biri ötekinin saklayıcısı olmasın,
Çünkü ancak Hayat’ın elidir yüreklerinizi saklayacak olan,
Hep yanyana olun, ama birbirinize fazla sokulmayın,
Çünkü tapınağı taşıyan sütunlar da ayrıdır,
Çünkü bir selvi ile bir meşe birbirinin gölgesinde yetişmez….

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz