Araştırmalar, yaşlı nüfusa sahip toplumlarda sosyal izolasyonun giderek büyüyen bir kamu sağlığı sorunu haline geldiğini gösteriyor. İngiltere’de uzmanlar yalnızlık nedeniyle erken ölüm riskinin diyabete bağlı ölüm oranına yaklaştığını söylüyor. Bilişsel fonksiyonlar, motor fonksiyonu ve bağışıklık sistemi açısından güçlü sosyal ilişkiler büyük önem taşıyor. Tek başına bir hücrede tutulan insanlar, yetimhanelerde izole edilen çocukların uzun süre tek başına kalmasının halüsinasyona ve başka ruhsal dengesizliklere yol açtığını gösteren çok sayıda örnek var.
Ama bunlar kişinin kendi iradesi dışında maruz bırakıldığı yalnız kalma durumları. Bazıları da yalnız kalmayı kendisi tercih ediyor. Yalnız kalmanın iş ve duygusal yaşam açısından olumlu yanları olduğunu gösteren araştırmalar var.
Yaratıcılık
Yalnızlık yaratıcılığı artırıyor. Uzmanlar yaratıcılığı, orijinallik ve fayda içeren düşünme ve eylem olarak tanımlıyor. Yeni deneyim ve düşüncelere açık olmak, özgüven ve bağımsızlık, yaratıcılıkla bağlantılı kişilik özellikleri olarak görülüyor. Buradaki bağımsızlık sosyal normları fazla umursamamayı, yalnızlığı tercih etmeyi de içeriyor.
Yaratıcı insanların en önemli özelliklerinden biri sosyalleşme konusunda fazla istekli olmamaları. Yalnız zaman geçirmek yaratıcılık için gerekli olan düşünme, tevekkül ve gözlem yapmayı mümkün kılıyor.
Sosyal geri çekilme konusunda araştırma yapan psikolog Julie Bowker bu durumu nedenleri itibariyle üçe ayırıyor. Korku veya endişe kaynaklı utangaçlık, sosyalleşmekten hoşlanmama nedeniyle kaçınma ve yalnızlık tercihi nedeniyle sosyalleşmemek. Araştırmalar işte bu üçüncü tür yalnızlık ile yaratıcılık arasında bağlantı olduğunu ve bu yalnızlığın olumlu etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Bowker, bu tür insanların “yalnızlığı tercih ettiğini, ama başkalarıyla olmaktan çekinmediklerini” belirtiyor.
İçe dönük olmak
Yalnızlık sadece yaratıcılık bakımından olumlu etkide bulunmuyor. 2011’de yapılan bir araştırmada, içe dönük liderlerin daha etkili olduğu, bu insanların, güçlü önerileri ve kişilikleri kendilerine tehdit olarak görmedikleri, ayrıca başkalarını daha iyi dinledikleri görüldü.
Ayrıca eski çağlardan beri insanlar yalnız kalmakla zihinsel odaklanma arasındaki bağlantının farkında. Dini tevekkül bakımından yalnızlığa önem veren kültürlerde de aydınlanma için bunun gerekli olduğu inancı yaygındır.
Araştırmalar, yalnızlığın beynin dinlenmesini sağladığını, başka birinin varlığı halinde istemeden de olsa dikkatin oraya yöneldiğini gösteriyor.
Bu tür dağıtıcı etkenler olmaksızın yalnızlık halinde hayal kurmak beynin normal ayardaki bağlantılarını aktive ederek hafızanın ve benlik duygusunun güçlenmesini, başkalarının duygularını daha iyi anlamayı sağlıyor. Yani belli süreli yalnızlık hali yeniden sosyalleşme bakımından olumlu rol oynadığı gibi, uzun vadeli konsantrasyona da yardımcı oluyor.
Hangi yalnızlık
Ancak yararlı yalnızlık ile tehlikeli izolasyon arasındaki ayrım bulanık olabiliyor. Eğer biri başkalarıyla ilgisini tümden kesiyorsa bu, sosyal ilişkilerin hastalıklı düzeyde ihmali anlamına gelir. Oysa yaratıcı yalnızlık bundan çok farklıdır.
Uzmanlar hiçbir zaman yalnız kalmamanın da tehlikeli olduğunu, bunun insanın kendi varlığının tümüyle farkına varmasını ve tümüyle rahatlamayı engellediğini belirtiyor. Ayrıca içe dönükler daha az sayıda ama daha sağlam arkadaşlıklara sahiptir ki bu da daha mutlu olmayı getirir.
Yani yalnızlığı tercih eden bir kişiliğiniz varsa değişmek için kendinizi zorlamayın. Düzenli sosyal ilişkileriniz varsa, yalnızlığa mahkum olmayıp onu kendiniz tercih ediyorsanız, birkaç sağlam arkadaşa sahipseniz bu durumda yalnızlık genel iyilik ve verimlilik bakımından yararlıdır.
Bu haberin İngilizce aslını BBC Future sayfasında okuyabilirsiniz.