Ophelia’ya Mektuplar – Fernando Pessoa

Çoğul kimlikli ve gizemli bir yazar ve şair Fernando Pessoa. Sınırlı koşullarda yaşayan, yaşamının her anında yapıtını ön planda tutmayı düşünen, ama sağlığında Portekizce bir tek yapıtı (Mensagem: Mesaj) yayımlanmış olan Fernando Pessoa, sessiz sedasız sonsuzluğa göçtüğünde yazdıklarını sakladığı bir sandıkta yirmi yedi bin el yazılı metni ortaya çıkmıştı. Bu metinler yarattığı ve zaman zaman ardına gizlendiği yetmişin üstünde “takma ad, alt kimlik, dış kimlik ya da kurmaca kimliğin”  (heteronimo) imzasını taşıyordu. Yazar en bilinenleri Alvaro de Campos, Alberto Caeiro, Ricardo Reis ve Bernardo Soares olan bu alt kimlikler için, farklılıklarını doğrulayan özgeçmişler oluşturmuştu; her birinin üslubu farklıydı, hiçbiri Fernando Pessoa değildi ama tümü bir arada onun böylesine çeşitlilik gösteren yaratıcılık evrenini yansıtıyordu.
Yaratıcılık ürünü verme bakımından bu kadar verimli olan Pessoa’nın özel yaşamına ilişkin bilgilereyse onun nişanlısına yazdığı mektuplardan ulaşıyoruz: Cartas de Amor de Fernando Pessoa (Fernando Pessoa’nın Aşk Mektupları).
Pessoa’nın dokuz yıl arayla iki ayrı dönemde (1920; 1929) hayatındaki tek kadın olan nişanlısı Ophélia Queiroz’a yazdığı mektuplar ilk bakışta onu bizlere bir sevgili konumunda sunuyor; ancak okurun satır aralarında yer yer onun gündelik yaşamına, özeline, kişiliğine ilişkin birtakım ipuçları yakalamasına da olanak veriyor.
Sevgi dolu söylemi karamsarlığını, yalnızlığını, kıskançlıklarını, kuşkularını, psikiyatri kliniğine yatma isteğini, iç sıkıntılarını ele veriyor; söylemi bize onun o ciddi görünümü altında yer yer çocuklaşabildiğini gösteriyor. Yazarın bu mektuplarda dille oynadığını, sözcük biçimlerini bozduğunu saptıyoruz; sevgisini, öfkesini, şakacılığını, serzenişlerini mektupların hitaplarında buluyoruz. Edebiyat yapıtını oluşturma zamanının geldiğini belirtirken zamansızlıktan şikâyet ettiğini görüyoruz; yaşamının edebiyat yapıtının çevresinde döndüğünü ama geri kalan her şeyin ikinci planda kaldığını anlıyoruz; huzur ve yalnızlık istediğine ama yalnızlıktan şikâyet ettiğine tanık oluyoruz; özelini korumaya özen gösterdiğini, duygularını başkalarının öğrenmesini istemediğini, özel yaşamından söz etmeyi hiç sevmediğini saptıyoruz.

Sema Rifat

Küçük Ophélia,
Beni küçümsediğinizi ya da en azından bana karşı gerçekten ilgisiz olduğunuzu göstermek için ne bu kadar uzun bir söylemin belirgin biçimde örtük olması gerekirdi, ne de bana yazdığınız ciddiyet ve inandırıcılıktan uzak bir dizi “neden” göstermeye gerek vardı. Yeterdi bunu bana söylemeniz. Böylece, çok iyi anladım, yalnız bu bana daha da acı verdi.
Flört ettiğiniz genci bana yeğliyor ve kuşkusuz onu çok seviyorsanız, benim buna gücenmeye nasıl hakkım olabilir ki? Küçük Ophélia kimi isterse onu yeğleyebilir: O ne beni sevmek zorundadır –ben buna yürekten inanıyorum– ne de gerçekten beni seviyormuş gibi yapmak zorunda (yeter ki canı eğlenmek istemesin).
Gerçekten seven kişi adli dilekçelere benzer mektuplar yazmaz. Aşk, nedenleri bu kadar incelemez, insanlara da “yakalanması” gereken sanıklar muamelesi yapmaz.
Niçin açık davranmıyorsunuz bana? Size –ne size ne de bir başkasına– hiç kötülük yapmamış bir insana acı çektirmeye ne gerek duyuyorsunuz; bu insan yalnız ve yürek karartıcı yaşamını yeterince ağırlık ve acı olarak taşıyan biri; sahte umutlar yaratarak, yapmacık sevgi gösterileri yaparak ona yaşamının ağırlaştığını göstermeye ne gerek var? Üstelik bunda sırf eğlenmekten başka çıkar da yok; ya da alaydan başka yarar da yok.
Bütün bunların gülünç olduğunu, en gülünç yanının da ben olduğumu kabul ediyorum.
Kendim de gülünç bulurdum zaten, eğer sizi bu kadar sevmeseydim ve eğer bana vermekten zevk aldığınız acıdan başka şey düşünmeye vaktim olsaydı; bu acıyı hak etmedim ben, sizi sevmek dışında; ve sanırım sizi sevmek de, bu acıyı hak etmek için yeterli bir neden değil. Neyse…
İşte bu da benden istediğiniz “yazılı belge”. İmzamı noter Eugenio Silva doğrulayacaktır.

1 Mart 1920
Fernando Pessoa
Kitap-lık: Sayı: 124 Şubat 2009

__________________
Fernando Pessoa (13 Haziran 1888 – 30 Kasım 1935) Portekizli şair, ressam.

Lizbon’da doğdu. Beş yaşındayken, müzik eleştirmeni olan babasını kaybetti. Annesi, Portekiz’in Durban konsolosuyla yeniden evlenince yerleştikleri Güney Afrika’da (1896) tam bir İngiliz eğitimi gördü. 1905’te geri döndüğü Lizbon’da yaşamının sonuna kadar kaldı. Geçimini, İngilizce ve Fransızca iş mektupları yazarak kazandı ve yalnız yaşadı.

Portekiz modernizminin öncülerinden olan Pessoa, Milton, Shelley, Keats, Poe, Byron, Whitman, Shakespeare, Baudelaire’den etkilenmiş ve ilk şiirlerini, İngilizce olarak, 1905-1908 yılları arasında yazmıştır.
Fernando Pessoa 30 Kasım 1935’te, 47 yaşında, Lizbon’da karaciğer hastalığından öldüğünde pek az tanınıyordu. Sağlığında yayımlanan dört kitabından üçü İngilizce’dir: 35 Sonnets (1918), English Poems I-II ve English Poems III (1921). Portekizce kitap olarak yayımlanan tek eseri Mensagem’dir (1934). Dergilerde kalmış birçok şiir, deneme vb. yazıları vardır. Ardında bıraktığı elyazması fragman sayısı 25-27 bin arasındadır.
Bütün eserleri 1942’de yayımlanmaya başlanmış ve 26 cilde ulaşmıştır.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz