“İlginç” Ne Şişi Yakar Ne De Kebabı – Aykut Emre

Şu “ilginç” kelimesine musallat olalım bu hafta. Kelimeleri tanımak için de yatıp kalktığı yere bakmak lazım. Hangi ağızlardan çıktığına, ne tür kulaklara girdiğine bakmak gerekiyor. Ne demişler: “bana yattığın yeri söyle…” di mi “sana hemen kirasını sorup kim olduğunu belirleyeyim.”

Yoğun sigara dumanı altında, okey taşları ıskartaya ardı ardına şlak diye dizilirken gelen bir taş için “ilginç” dendiğini duyamazsınız mesela. At yarışı oynanan “atakhaneler”de de rastlanmaz pek kendisine. Söz konusu bu mekanlarda, tepeye kayışlarla tutturulmuş LCD TV’ler vardır. Kafalar kırkbeş derece yukarı dönüp ithal samanla nitroya bağlamış atları seyrederken çıkmaz bu kelime: “Fahrettin ne oynadın sen bugün? Aaaa ilginç bir altılı olmuş.” Kulağa batan bi kelime var sanki değil mi?

Herifler kahvede, ganyanda ortalığı yoğun testosterona boğarken evde onlara yemek hazırlamak zorunda bırakılmış dişi kuşlardan da “ilginç”i kullandıklarını pek duyamazsınız: “Kız abla, nasıl olmuş yeni yaptığım kek?” Bu soruya Müzeyyen abla “ilginç” der mi sizce?

Otobanların kenarlarında tek dişi kalmış yeşillikler vardır. Oralarda güzel havalarda bir ağacın kenarına tünemiş abiler vardır. Bu abiler “kırmızı abiler”dir. Ultra viyole ışınların delinmiş ozondan en çok geçtiği öğlen saatlerinde, yüksek alkollü bira içerler. Gölgesine oturdukları ağaçların altına işeyerek kendi gölgelerine içlerini dökerler. Yüzleri kıpkırmızıdır. Adeta toz biberle terbiye edilmiş ve daha mangala koyulmamış ciğere dönmüştür. İşte bunlar da bu kelimeyi kullanmazlar. Mesela kırmızı abilerden en alaca olanı, beyninde oluşmuş uçukla yanlışlıkla buğday birası almış olsun. Onu bekleyen diğer kırmızı tonları, “alla alla! İlginç bi’ bira almışın” mı derler? Bu kelime yerine duyacağımız şeyler muhtemelen genital bölgeyi konu edinen çeşitli “sert” sözler olacaktır.

Peki kimlerin ağızları ve dilleri çıkan ses titreşimlerini yontarak “ilginç” sesine çevirir? Bu ses dalgaları hangi kulaklara nizamiyeden giriş yapar?

Bu ağızlar genellikle yükseköğretim hocalarına soru sormuş ağızlardır. Bu kulaklar duyduğu cevabı anlayan sinir hücrelerine bağlıdır. Sesin çıktığı ağızdaki dişler daha bi’ fırçalanmış, aynı kafadaki kulaklar daha bi’ temizdir. Bu kulaklar, bırakın anahtar sokulmak suretiyle oval hareketlerle karıştırılmayı, kulak çöpü bile görmemişlerdir. Bunun yerine peçeteyle hafifçe silinmiş kulaklardır.

İşte bu çeşitli çap ve kalibredeki son kişilerde çok işe yarar “ilginç” kelimesi. Hayat kurtarır. Bazen gerçekten tanımlanamayan durumlar için kullanılır ama çoğunlukla asıl niyeti gizlemeye yarar. Şimdi istatistiklere ulaşmak zaman alır fakat çok fazla arkadaşlığı kurtarmışlığı vardır. Misalen, bir arkadaş bir yere yazı yazmış olsun. Yazı, yakın bir arkadaş tarafından okunur ve sonra yazıyı yazan arkadaşla karşılaşılır. Arkadaşın “nasıl olmuş yazı?” diye soruvermesi üzerine cevap olarak “ilginç” sesi duyuluyorsa, büyük ihtimalle ortada nötrde kalma çabası vardır. Bu çaba, altında sulama hortumu unutulmuş ve gereksiz büyümüş kabak kadar belirgindir. Ortama tatsızlık çıkmasın havası hakimdir. Muhtemelen aynı yazı, az zaman önce bir başkasına anlatılırken adeta sarı lastikten yapılma 5 TL’lik terlikle dövülmüş, ardından terlik yazının üstünde bırakılmıştır. Sonra terliğe bir ayak girmiş ve ağırlığın etkisiyle terliğin tabanındaki siyahlık yazıya bulaştırılmıştır. Ama arkadaşlık önemlidir.

“İlginç” kelimesini bir kez kullandın mı savunmada kalman gerekir. Sol omzundaki o kızıl fular takmış olan doğrucu Davut, gerçeği haykırmanı isterken kendini tutmak zordur. Ne olursa olsun kendini tutman gerekir. Adeta beş biradan sonra Çoruh Nehri’nin tazyikiyle klozete akan çişi organik musluğu sıkmak suretiyle durdurmanın acısı yaşanır. Değerlendirme ölçüsü olarak kullanılan “ilginç”ten sonra gelmesi en tehlikeli sözler, ortalığı sıvama gücüne göre sırasıyla “eline sağlık”, “emeğine sağlık”, “değişik olmuş”, “fena değil ama..”dır. Artık susulmalıdır. Nötr hava yaratılmıştır ama bu ilişkinin topraklaması yoktur. Yine de bir kısa devre yapar bu temas. Yazının sahibi olan arkadaşla bir iki gün çay içilir, bira içilir, bazen bi’şey içilmez ama havada bir soğukluk hep sezilir.

İşin kötüsü bu can simidi kelimenin muadili de yoktur. En yakın arkadaşları “garip”, “tuhaf” ve “acayip”tir. Bunlardan herhangi biri hayat kurtarmak şöyle dursun, denizde patlak şişme bot, havada açılmayan paraşüt, karadaysa tabanı çıkık ayakkabı gibidir. Başroldeki kelimemiz “ilginç”in başka dostları da vardır tabii ki. Bunlar: “sıra dışı”, “özgün”, “alışılmadık” ve “enteresan”dır. İşin kötüsü bunlar da fazla övgü işaretleridir. Hele sonuncusu elde en az 12 yıllık fıçıda dinlenmiş şarap varsa doğru telaffuz edilebilir. En iyisi yine “ilginç”tir. Sonrasındaki adımlara dikkat ettikçe ve sıvama işlemini yapmadıkça, üretgen arkadaşla oluşan soğukluk sineye çekilebilirdir.

Peki kırmızı abiler, ganyan bayiindeki başı dikler, dişi kuşlar ve ucuz plastik ıskartaya anlamsız bir gürültüyle taş dizenler bu boşluğu neyle, nasıl doldururlar? Onlar açık sözlüdürler. O kadar açık sözlüdürler ki ortalıkta bazen söz bile duyamazsınız. Bir şey beğenilmediyse ona terlikle vurulur, buruşturma metodu ustaca kullanılarak “nasıl olmuş” diye sorulan her ne ise bir köşeye fırlatılır.

“İlginç”, işe yarardır ama çoğu zaman gerçeği gizler. Siz iyisi mi sizden bir değerlendirme istenirse “ilginç” kelimesini kullanıp isterseniz yine zaman kazanın ama gerçeği de haykırın. Dostun söylediği acıdır ve çoğu zaman can yakmaz.

Aykut Emre

“Ama”nın Akıl Almaz Maceraları – Aykut Emre

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz