Furuğ Ferruhzad: “Ben yüreğini yitirmiş bu zamandan korkuyorum”

“evimizin avlusu tenha
evimizin avlusu tenha
bütün gün kapının ardından
parçalanma sesleri geliyor
ve patlama sesleri
komşularımız bahçelerinin her köşesine
çiçek yerine
şarapnel ve makineli tüfek dikiyor
komşularımız fayans havuzlarının
üstünü kapatıyorlar
ve fayans havuzlar istemeye istemeye
gizli barut ambarına dönüşüyor
ve mahallemizin çocukları okul çantalarına
küçük bombalar dolduruyor
evimizin avlusu şaşkın
ben yüreğini yitirmiş bu zamandan korkuyorum
ben bunca elin boşunalığını düşünmekten
bunca yüzün yabancılaşmasından
korkuyorum
ben geometri dersini
delicesine seven bir öğrenci kadar
yalnızım
ve sanıyorum bahçe hastaneye kaldırılabilir”

(İçim Acıyor Bahçeye şiirinden)
***

“Su gibi kendi çukurunda kuruyabilir insan.”

***

“Ey gözyaşı gibi yıldızlar!
Başları göğün karanlık kucağında
ey bu dünyaya o ebedi âlemden
bir kapı olanlar! O gitti,
ancak gitmez sevdası gönlümden
Ey yıldızlar, ne oldu da istemedi beni?
Ey yıldızlar, yıldızlar, yıldızlar!
Nerede peki o ebedî âşıkların meskeni?”

***

“Nasıl da büyüdü kalbimin yarımlığı
ve hiçbir yarı, tamamlayamadı bu yarımı.”

***

“canım sıkılıyor
canım sıkılıyor
balkona çıkıyorum ve parmaklarımı
gecenin gergin derisine çekiyorum
ilişki ışıkları sönmüştür
ilişki ışıkları sönmüştür
kimse beni
güneşle tanıştırmayacak
kimse beni serçelerin konukluğuna götürmeyecek
uçmayı anımsa
kuş ölümlüdür”

***

“Biz yitirmiş olmamız gereken ne varsa yitirmişiz,
ışıksız yola düşmüşüz biz.”

***

Yeniden Merhaba Diyeceğim Güneşe
Yeniden merhaba diyeceğim güneşe
Gövdemde akan nehirlere
Bulutlar gibi uzayıp giden düşünceme
Benimle birlikte kuru mevsimlerden gecen
Bahçemdeki ağaçların hüzünlü büyümesine
Gecenin kokusunu hediye eden kargalara
Yaşlılık biçimim olan ve aynada yaşayan anneme
Tekrarlanan şehvetimle döllenen yeryüzüne
Yeniden merhaba diyeceğim
Geliyorum, geliyorum, geliyorum,
Saçlarımla: Yeraltı kokularının devamı
Gözlerimle: Karanlık tecrübesiyle
Duvarların ötesinden kopardım dallarımla,
Geliyorum, geliyorum, geliyorum,
Ve aşkla dolu avluda bekleyen kıza
Yeniden merhaba diyeceğim.”

***

“Ve sevgi, ölüm kadar ağırdır.”

***

Furuğ Ferruhzad
5 Ocak 1935 de Tahran’da doğdu. Babası Albay olan Furuğ Ferruhzad 16 yaşında Liseyi bitirdi ve İran’ın ünlü simalarından Pevez Şapur ile evlendi. Bir oğlu oldu. Üç yıl süren evliliği boşanmayla sonuçlandı ve oğlunu bir daha göremedi. Yaşamını yazarlık, gazetelerde editörlük yaparak kazandı. İbrahim Gülüstan’la tanıştı ve sinemaya başladı. Sinemada oyunculuk, senaristlik, kameramanlık, yönetmen yardımcılığı, dublaj, montaj ve yaratıcı film editörlüğü yaptı. 1962 yılında yaptığı belgesel filmi o yıl İtalya’da Belgesel Filimler Festivalinde birinciliği elde etti. 1963 yılında yaptığı “Kara Ev” filmi, Almanya’da düzenlenen Ober Havzen Film Festivalinde en iyi film ödülünü aldı. Bu filmin çekimleri için gittiği Tebriz Cüzamlılar Evi’nden bir çocuğu evlat edindi. 13 Şubat 1967′de geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdi. 1962 yılında Ferruhzad ile ilgili, birisi Unesco diğeri Beernardo Bertolicci tarafından iki belgesel film hazırlandı ve yayınladı.
Çağımız İran şiirinin önde gelen kadın yazarlarından olan Furuğ Ferruhzad ilk şiirlerini İlkokulu bitirdiği yıllarda yazdı. Gazel türü bu şiirlerin ardından İlk şiir kitabı “Tutsak” yayımlandı. Bir yıl sonra da kocası Pevez Şapur’a ithaf ettiği “Duvar” adlı kitabı yayınlandı. “Yeniden Doğuş” adlı kitabıyla şiirinde zirveye ulaştı. ölümünden sonra çalışmaları Soğuk Mevsim adı altında bir kitapta toplandı.
Düşünceleri ve şiirleriyle İranlı kadınları olduğu kadar, baskıcı rejimlerde yaşayan kadınları da etkiledi. Kadınların sorunlarını ele aldığı şiirleri fikirleri şiddetli tartışmalara neden oldu. İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirdi ve kadınların, daha iyi koşullarda bir yaşama kavuşmasını ve haklar elde etmesini savundu. Şah döneminin despotluğuna da karşı çıktı. Şairin şiirleri ve yaşamı hakkında çok sayıda makale ve kitap yayınlandı, yaşamı filme alındı.

Yapıtları:

“Tutsak” 1955
“Duvar” 1956
“İsyan” 1957
“Yeniden Doğuş” 1963
“İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına” yı tamamlayamadan öldü. 1967

Türkçeye çevrilen yapıtları:

Sadece Ses Kalıcıdır. Çev. Cavit Mukaddes. Yapı Kredi Yayınları, Ocak 1997
Sonsuz Günbatımı Çev. Onat Kutlar, Celal Hosrovşahi. Ada Yayınları, Şubat 1989
Bütün Şiirleri. Çev. Kutlukhan Eren. Şule Yayınları 1999
Dünya Sevmek İçin Çok Küçük (Mektuplar, söyleşiler, anılar) Çev. Kenan Karabulut, Gri Yayınevi Mart 2006
Furuğ. Çev.Kenan Karabulut. Gendaş. Ekim 2002

Önemli Filmleri:

“Su ve Isı” , “Dalga Mercan ve Kaya” , “Bir Ateş” , “Cüzzamlılar” , “Ev Karadır”[izle]

Ödülleri:

1962 yılında yaptığı belgeselle İtalya belgesel filmler festivalinde birincilik.
1963 yılında “Kara Ev” filmiyle, Almanya Oberhausen Film Festivalinde en iyi film ödülü.

1 Yorum

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz