Türkiye’de en çok baskısı yapılan kitaplar listesine giren dizeleri dilden dile dolaşan Ahmed Arif’in tek kitabına adını veren ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ şiirinin son dizelerinde “Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır/ Üşüyorum, kapama gözlerini…” diye söz ettiği gözler geçtiğimiz temmuz ayında kapandı. Yalnızca bu şiire değil kitapta yer alan pek çok dizeye ilham veren bu kişi ünlü yazar Leyla Erbil’di. Ahmed Arif’in 1954-1957 ve en son 1977’de olmak üzere 60’ın üzerinde gönderdiği mektup Ruken Kızıler editörlüğünde kitap olarak yayımdı. Şairin ‘Leylim’ diye hitap ettiği ve bir şiirine de adını verdiği yazar, son romanı ‘Tuhaf Bir Erkek’i bitirdikten sonra mektupları yayımlamaya karar verse de kitabı görmeden yaşama veda etti.
Leylâ, Canım,
Kayb, berbat ve sessizim… Sessiz ve dolu: Allahtan ki sen varsın. Yoksa halim korkunçtu.
Burası bir köy! Yakınlarımın bütün ısrar ve gayretine rağmen, hemen anneme gideceğim. Pazartesiye trendeyim. Eve gidince senin mektubunu bulmalıyım. Anneme ilk sorum o olacak zaten.
Sen nasılsın ömrüm? Son telefonda canını sıktım mı? Ben artık annenden korkmuyorum. Aksine onu, kendi annemmiş gibi seviyorum. Buna ne dersin?
Hınca hınç mısra doluyum. Kara ve yeşil fon, hepsinde hâkim. Biraz kendime geleyim, mendillerine, bluzlarına, yastığına mısralar serpeyim. Ha?
Fotoğrafındaki “halbuki…”yi hâlâ anlayabilmiş değilim. Anlatır mısın?
Bütün bunlar, beyhude biliyorum. Şaheser olan, benim uçakla oraya gelebilmemdir. Allah kahretsin, bu hastalık, bu rezaletler ve bu aile mecburiyetleri… Ne yapsam?
Gözlerinden öperim canım. En çok da burnundan. Gülme, ciddi söylüyorum.
Yarı parçan
15 Mayıs 1954
Ankara
“Senden başka hiçbir isteğim yok”
Mektuplaşmaların başladığı tarihte Ahmed Arif 27 yaşındadır. Şiirleri yayımlandığı dergilerde büyük bir ilgiyle karşılanmaktar. Leyla Erbil ise yazıya, şiire hevesli, 23 yaşında bir genç kızdır. Başından kısa bir evlilik geçmiştir.
İlk mektup 5 Mayıs 1954’te Bismil’den gönderilmiş. “Leyla, zalım Leyla” diye başlıyor ve “Senin” diye bitiyor. İlk mektuplarda Leyla Erbil ya da “Leyli” sevgilidir. Ahmed Arif kör kütük bir âşık… Aşkına karşılık bulma umuduyla ya da hayata tutunabilme güdüsüyle yazmıştır…Leylâ Erbil ise bu mektuplaşmalarda dostluk sınırını çizmiş ve bu sınırı gün geçtikçe derinleştirmişti. Ahmed Arif’in de bu konumu kabullendiği mektuplardan anlaşılıyor. “İlk sen mağlûp ettin beni” diyerek yenilgiyi kabullenmiştir şair ve Leyli’sine şöyle seslenmektedir: “Sen ister dostum ol ister sevgilim, yeter ki hayatımda ol. Sen bana geldikçe sana ihtiyacım olacak. Senden başka hiçbir isteğim yok.”*
Leylâ Erbil’in Ahmed Arif’e yazdıkları kayıp**
Leylâ Erbil’in Ahmed Arif’e yazdıkları ise ne yazık ki kayıp. Bu yazışmalardan şairin oğluFilinta Önal’ın kısa süre önce haberi olmuş. Arşivlerinde bu mektuplara rastlayamadığını ve babasından geriye yayımlanmamış yazılı bir şey kalmadığını yine sunuş metninden öğreniyoruz.
Yine de Erbil’in yapıtlarında Ahmed Arif’in izlerini bulmak mümkün. 1971’de yayımlanan“Tuhaf Bir Kadın”ın ilk bölümünün karakteri“Ozan Halit”te kuşkusuz şairden çok şey var.
Erbil de YeniYazı dergisine verdiği söyleşide,Sait Faik’le ilgili soruyu “Evet, yapıtlarımda yer yer otobiyografik öğeler bulunur. Ama‘Tuhaf Bir Kadın’da Sait Faik’in yeri çok azdır! Bir şairimiz odaktadır aslında” diye yanıtlayarak bu gerçeği açıklar. Romanda,“çok dürüst bir çocuk o” diye tanıttığı Halit’le
mektuplaşmalarını anlatır.
2005’te yayımlanan “Üç Başlı Ejderha”da ise açıktan bir selam gönderir Ahmed Arif’e. Mektuplarında “oğlunum ben senin” diyen ve onun için “Gitmek/ Gözlerinde gitmek sürgüne/ Yatmak/ Gözlerinde yatmak zindanı/ Gözlerin hani?” dizelerini yazan ozana yıllar sonrasından
özlemle seslenir:
“akşamüstleri geliyor aklıma,,, gözleri,,, oğlumun,,, gözleri hani,,, // oğlumun elimde kalan son fotoğrafı,,, gözleri oğlumun,,, gözleri,,, gözlerinde bulurum can tılsımını,,,
gözleri hani,,,”
Leylim Leylim
Ahmed Arif’ten Leylâ Erbil’e Mektuplar
İş Bankası Kültür Yayınları, 2013, 240 sayfa
* Murat Tokay
**Aslı Uluşahin