Atomu bulan, uzaya giden insanoğlu öyleyse niçin bir sömürü düzeninde hala? Kimdir bu insanları tutsak eden sınıf, kimlerdir bu tutucular ki, dünyamızı cehennem ediyorlar? Bunu herkes biliyor, bunlar burjuvalardır.
Bağımsız İnsan
İnsanoğlu büyük dövüşüne doğayla başlamıştır. İnsan soyu doğayla dövüşünde her gün biraz daha bir şeyler kazanıyor. Mağaradan atoma kadar insan soyunun büyük macerasının sonucu zaferdir.
İnsanoğlu doğayla savaşında boyuna yenmekte devam edecektir. İnsanoğlunun başına çok büyük bir bela gelmezse, her gün biraz daha yenecektir. Her yeni buluş, tabiatı bir yeniştir. İnsanoğlunun doğa tutsaklığından biraz daha kurtuluşudur. Bugünkü insan dünden daha bağımsızdır. Yarınki insan bugünkünden daha bağımsız olacaktır.
Bir de insanın insanla ilişkileri var. Derebeylik düzeninde, kölelik zamanında insan insanın daha çok tutsağıydı. Burjuva düzeninde insan daha bir bağımsızlaştı. İnsan bilimle, daha doğrusu bilim yoluyla doğaya karşı bağımsızlaşır. Tutsaklığından kurtulurken, onu ezen, soyan, sömüren insana karşı da bağımsızlaşır, tutsaklığından kurtulur. İnsanın doğaya karşı zaferi, insanın insana karşı zaferi aşağı yukarı bir paralellik gösterir, ya da göstermesi bilimsel olarak gereklidir.
Atomu bulan, uzaya giden insanoğlu öyleyse niçin bir sömürü düzeninde hala? Kimdir bu insanları tutsak eden sınıf, kimlerdir bu tutucular ki, dünyamızı cehennem ediyorlar?
Bunu herkes biliyor, bunlar burjuvalardır.
Burjuva düzeni, insanın insanı sömürmesi, sömürmeyi, insanın insanı köle yapmasını meşru kılan düzen… Burjuva düzeni, eski günlere bakarak, derebeylik düzenine bakarak, elbette bir hürriyet aşamasıdır, insanoğlu burjuva düzeninde elbette daha hürdür. Ama günümüz için bu düzen artık bir kölelik düzenidir. İnsan insanı sömürdükçe, insanı köle gibi kullandıkça, ama bu işi nasıl yaparsa yapsın, ister o benim fabrikamda işçidir, diyerek, ister o benim tarlamda ırgattır, diyerek yapsın, bu düzen bir kölelik düzenidir.
Sömürüye bilimsel olarak karşı olduğu için, sosyal bilimlerde son aşama olduğu için sosyalizmin temelinde yalnız be yalnız bağımsızlık vardır.
Sosyalizmin savaşı, insanı bağımsız kılma savaşıdır.
Sosyalizm hürriyettir.
Burjuvazi buna karşı en büyük yalanlarından birini kıvırıyor: Sosyalizm, tutsaklıktır, diyor. Hürriyet benim düzenimdedir, diyor. Onun hürriyeti şöyle bir hürriyete benziyor: Bir insanın elini ayağını bağlamışız. Bir de demir parmaklıklı bir yere kapatmışız… Bir de sesinin ulaşabileceği yere insan yaklaştırmıyoruz. Ona demişiz ki, konuş konuşabildiğin kadar. Sen hür bir insansın.
Tekmil ekonomiyi, üretim araçlarını elinde tutarak proletaryanın elini kolunu bağlayan burjuvanın hürriyetinin tıpkısı bu hürriyet.
Burjuva düzeni bir tutsaklık zinciridir. İçerde bir insan başka insanları tutsak kılmışsa, o milleti başka bir millet de tutsak kılabilir. Tutsaklık bir bütündür ve sosyalizm bu tutsaklığa tümüyle karşıdır.
İçerdeki ve dışardaki sömürüye son vermektir sosyalistlerin amacı. Bütünüyle milleti bağımsız kılmaktır.
İnsan ve millet bağımsızlığına bir zarar nereden gelirse gelsin, ona karşı koymaktır. Bizdeki ahmak burjuvaların aldatmacaları alçakçadır. Biz tümüyle sömürüye karşıyız. Bir sömürüye son verip, başka bir sömürü düzenini kurmak çabası olabilir mi tümüyle bağımsızlık taraftarı olanların?
Bağımsız insan, ancak ve ancak sosyalizmin tatbik edildiği ülkelerde olabilir. Eğer insan bir ülkede bağımsız değilse o ülkede sosyalizm tatbik edilmiyor, demektir.
Milletleri bağımsız kılmak, insanları bağımsız kılmak, bu kadar tutucu güç karşısında o kadar kolay olmayacak ama, mümkün olacak.
Her şeyin dibi başı, anhası minhası, başladığı bittiği yer insan bağımsızlığı, millet bağımsızlığı… Gerisi yalan dolan, yalan dolan…
29.8.1967
Yaşar Kemal
Ağacın Çürüğü