Yumurta atarız ceketleri pislenir, ıslık çalarız hakaret olur, pankart açarız “illegal marjinal grupçuklar” oluruz. Ne yapsak, nasıl yapsak anlayamadık. Apışıp kaldık!
Bizim bir sorunumuz var. Bunu bi türlü dile getirecez de nasıl getirecez? Tartışma tam bu noktada düğümleniyor ve zorluyor bizi. Şeytan diyor vücut dilini kullan ama sanıyorum o zaman katıksız müebbet kaçınılmaz olur. Islıkla protestoya 3 yıl isteniyorsa..
Ortada Çengelköy salatalığı gibi büyük ve taze bir problem bizi bekliyor: peki o zaman nasıl yapacaz?
Ben, naçizane beynimin sol lopuyla düşünüyorum ve aklıma bir iki fikir geliyor. “Bir, iki” dediğime bakmayın. Aslında adam gibi sadece bir fikrim var. Bence en yakın protestomuzu hükümet üyelerine yan bakarak yapalım. Toplanalım bir araya ve onlar mercedesleriyle yoldan geçerlerken onlara yan yan bakalım. Bu da hakaret sayılır mı acaba? “Organize olmak” gibi anayasal bir suç işlemiş olur muyuz?
Ertesi gün “elebaşı” diye kabak gibi fotoğraflarımın çıkmasından tırsıyorum. “Yine aynı kişi”, “Her yerde aynı provokatör”, “Bakın nasıl da yan bakıyor!”, “İşte o geri zekâlı!” manşetleri, geceleri uykumu kaçırıyor.
Allahtan alkol ve sex var. Onlar sayesinde sızıp rahat rahat yatabiliyorum. Zaten bu tarz protestoları alkollüyken yapmalıyız bence. Hafifletici sebepten sayarlarsa 1,2 yılla yırtabiliriz.
Onu bunu bilmem ama eğer ismim, ak pak bir iddianameye “yan bakmak vasıtasıyla hükümete hakaret etmiştir” diye geçerse ilk önce g*tümle güler, akabinde gözümle ağlarım.
Hadi sokak protestomuzu bu fikir “ışığında” yaptık diyelim. İçki yasağını nasıl protesto edecez?
“Bugünkünden daha fazla içelim” desek para yetmez. “AKP’ye içiyoruz” desek değmez. Gene aynı sorunsalla karşı karşıyayız anlaşılan; nasıl yapacaz o zaman?
Bence “protestoya katılana bir yerli içki beleş!” diye bir kampanya başlatalım ve millete en yerli içkimiz olan “kımız”ı ikram edelim. Böylece milli takılmış oluruz ve “iyi hal”den de ceza indirimine gideriz. Zaten Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’nun dediklerine bakılırsa yakında “kızıl elma” politikasına geçecez. Kımız içmeyelim de viski mi içelim?
Sayın Bülent Arınç kişisinin dediğine göre bazıları için hayat, içki ve sexten ibaretmiş. Hayır! Kendisi yanılıyor. Benim için sadece sexten ibaret! Bu kadar iğrenç gözükse de Sayın Arınç’ın tersine gitmek o kadar zevkli ki..Adeta alkollü sex yapıyormuşçasına protestan kişiliğim orgazm oluyor. Evde rahatlıkla deneyebilirsiniz. Çok zevkli.
Allah aşkına bi an bütün borçlarınızı bir yana koyup düşünsenize, hayatı içki ve sexten ibaret olan bi insan neye benzer? Adam karaciğer yetmezliğinin yanında “ilik kuruması”yla da mücadele etmek zorunda. Bence bu türden bir “homo arınçus” 26 yaşından daha fazla yaşayamaz. Aslında bu tipler iktidarın da işine gelir. Düşünsenize herif veya kadın, devamlı içiyor ve her an sex olayının orta yerinde inliyor! Neyi ne zaman, ne şekilde protesto edebilir ki?! O zaman Arınç’a ufak bir önerimiz olacak; içkilerden vergiyi kaldırsın, herkese milletvekili olduğu Manisa’nın meşhur mesir macunundan dağıtsın, Rusya’ya da vizeyi kaldırdı mı, baksın bakalım o zaman protesto mrotesto kalıyor mu? Eskiden Arınç ve familyası “komünistler Moskova’ya” derlerdi. Şimdi bunu hayatı sex ve alkolden ibaret olanlar için desinler ama biraz devlet teşviki istiyoruz. Hala devletçilik illetinden vazgeçemedik yani.
Alkol ve sex müptelalığım sebebiyle bu hafta içi aile imamımla görüşme talep ettim. Kendileri çok dolu olduklarını söylediler ama ben en başta anlamadım. İmam efendi Arapça söyledi ben mealini yaptırdım da öyle idrak edebildim. Ailemizin imamı, derdime çare bulamazsa mecburen bilimsel yollara başvurucam ve aile hekimime gözükecem. O da olmazsa aileden sorumlu bakanımız Selma Aliye Kavaf’la irtibata geçmeyi düşünüyorum. Sayın Arınç’a durumumun farkına varmamı sağlayan o sözleri için ne yapsam azdır! Ama hangi aile sorumlusuna gözükürsem gözükeyim sanırım Arınç ve saz arkadaşlarına hep yan bakacam.