Memleketimiz, bu günlerde yakaladığı istikrar sayesinde göküne sahip çıkmaya başladı artık. Göküne sahip çıkamayan neyine sahip çıkabilir? Geleni geçeni kolaçan etme işini biraz abartaya bağladılar sanki. On yıl önce birileri “bunların gözü yukarılarda” demişti sallamamıştım. Ortalığı az daha gerseler uzaydan Dünya’ya atlayan söz konusu kişi Felix’i de zorla Ankara’ya indirtip arayacaklardı. Hazır eleman, ses hızını da yakıtsız makıtsız aşmışken bizimkiler de kendilerini aşmış olurlardı. Zaten az yakıt harcayanlara gıcık oluyorlar ya vergi mergi de yok!
Ortalığı gere gere Ortadoğu’yu Ajda Pekkan’a çevirdiler. Aha bunu da şuraya klavyeyle yazıyorum: bizim memleket tekrar beyliklere falan bölünürse ben Germiyenoğulları’nın kurucusu olmaya adayım.
Son dönemdeki gerilimlerden öyle bir raddeye geldim ki ortalıkta gerilimli olan hiçbir şeyin yanında duramaz oldum. Örneğin tüp, balon, küsük halde karşılaşan iki insan, don lastiği, tavandaki avize, tostta eriyip uzayan kaşar peyniri….Hiç dayanamıyorum artık. Hemen içimdeki umarsız çocuğa sarılıp olay mahallinden koşar adımlarla topukluyorum. Prenses Dayana’yı özlemle anıyorum. Anti-deparatan ilaçlarla uyuyor ve sakinleşiyorum artık. İşte eseriniz, beni var eden sizlersiniz. Utanın! Size naçizane tavsiyem Dünya’dan Ay’a atlayın! Gidişiniz ola da dönüşünüz olmaya inşaallah!
Aslında iç işlerimize bakan doğan görünümlü Şahin’i göke sahip çıkma konusunda kışkırtmak lazım bence. “İç işleri” bakanı da ne demekse? Eleman sanki dahiliye uzmanı…Neyse. Uçaklar ve füzeler üzerinde etkili bir biber gazı varsa hemen hükümetin damatlarından birine ithal ettirttirip bütün göğe mütemadiyen sıkmak lazım. Öyle ki Göktengri bile nefes darlığından can versin.
Dışişlerimize bakan Davut Güloğlu, pardon Ahmet Davutoğlu, yani hariciye uzmanımız bu memleketin dahiliyesini etkilemedikçe istediği gibi Ortadoğu’nun kumlarında oynayabilir. O, dışarıda bekleyip bize göğümüze doğru yaklaşan cisimleri haber versin yeter. Bizim modifiye Şahin’in çevik polisleri yakalar ne de olsa. Dışişlerimize bakmak istiyorsa; bizim dış işlerimizin hepsi dışımızda kalıyor. Hiç buraya gelmesine gerek yok.
Bence özgür irademizi temsil eden yüce meclisimiz, bakanların başı başbakanımıza “Gökhan” ünvanını vermek için kapalı oylama yapmalı. Eğer sonuç 360 evet oyunda kalıp referanduma gitme olasılığı ortaya çıkarsa reis-i cumhur’umuza “tu fasulye” dedirtip tekrar oylama yapmalı ve bu ünvanı bir türlü vermeli. Buna milletçe çok ihtiyacımız var.