Olduğu gibi görünecek kişinin çok büyük erdemler taşıması gerekir, tıpkı foyasız taşların çok değerli olması gerektiği gibi. Ama dikkat edilirse, insanlara övgüler düzmek, yaranmak ile kazanç, gelir sağlamak arasında bir benzer yön vardır.
“Damla damla kazanç kesede göl olur” diyen atasözü doğrudur, çünkü kazancın azı hiç aralıksız damlar gelir, çoğu ise ancak binde bir gelir. Tıpkı bunun gibi, ufak tefek üstünlükler de hep gözönünde oldukları için büyük övgüler toplar, büyük erdemler ise ancak pek seyrek olarak ortaya çıkar. Bu bakımdan, Kraliçe Isabella’nın dediği gibi, davranış inceliği “her zaman geçerli olacak bir tanıtma mektubu” gibidir. İnceliğin kurallarını öğrenebilmek için, onları horgörmemek yeter, çünkü böylece insan başkalarının davranışındaki inceliği yakından izler, ondan ötesi kendiliğinden gelir. İncelmek için kendini çok zorlayan kişi, çirkin görünmeye başlar, çünkü inceliğin doğal, özentisiz olması gerekir. Kimilerinin davranışı, her hecesi ölçülü takır tukur bir şiiri andırır; ama kafası hep böyle önemsiz ayrıntılarla dolu olan kişi önemli şeyleri nasıl kavrayabilir. Görgü kurallarını hiçe saymak ise, karşıdakilerin de aynı biçimde davranmalarına yol açacağı için, insanın kendisine duyulan saygıyı azaltır. Özellikle yabancılar ya da kural düşkünü kimseler karşısında, incelikten ayrılmamak gerekir, ama bunu üzerinde durulacak bir konu yapmak, görgü kurallarını göklere çıkarırcasına övmek, ancak herkesi usandırmaya, insanın sözlerine duyulan saygı ile güveni azaltmaya yarar. Basmakalıp incelik deyimleri arasına, etkili, iz bırakıcı sözler sıkıştırmak, tam sırasında yapılabilirse, çok işe yarar bir yoldur. Akranları arasında insan senlibenli bir davranış göreceği için, kendini biraz ağır satması yerinde olur.
Kendinden aşağı kimseler insana nasıl olsa saygı göstereceklerinden, onlarla birazcık senlibenli olmak gerekir. Herhangi bir şeyde, başkalarını kanıksatacak kadar ölçüyü kaçıran kimse kendini küçük düşürür. Bir kimseye verilen özel bir önem saygıdan doğuyorsa, içten pazarlıklı değilse, iyi bir şeydir. Bir kimsenin üstünlüğünü benimserken insanın kendinden de bir şeyler ortaya koyması genellikle en iyi yoldur. Sözgelişi, o kimsenin bir düşüncesine mi katılacaksınız, küçük bir noktada görüş ayrılığıyla katılın; önerisini mi kabul edeceksiniz, bir koşulla kabul edin; öğüdünü mü doğru buldunuz, bir neden daha sürün ileri. Övgü sözlerini çok kullanmaktan kaçınmak gerekir, çünkü insanın başka yönlerden değeri ne olursa olsun, onu çekemeyenler, bütün değerlerini hiçe sayarak, dalkavuk damgasını vuruverirler. İş alanında da saygı kuralları üzerinde uzun boylu durarak başkaları karşısında çok eğilmek ya da en uygun zaman ile durumu beklemek zarar getirir. Ne demiş Süleyman; “Yeli gözeten ekmez, bulutlara bakan biçmez.” Bilge kişi hazır bulamadığı durumu kendi yaratır. İnsanın davranışı da giyimi gibi olmalı; kalıp gibi kaskatı olmamalı ki insan rahatça kımıldayabilsin, yapsın etsin.
Denemeler
Francis Bacon