Taraf Gazetesi, Bütün Kürtleri AKP’ye Hizmet Etmeye Çağırıyor


Taraf gazetesi çıktığı günden beri  Akp’nin gayri resmi gazetesi gibi çalışıyor.
Günlük siyasetin ihtiyaçlarına göre bir bakıyorsunuz anti militarist, araya serpiştirdiği farklı kişi ve haberlerle bir bakıyorsunuz solcu, bölgeden verdiği haberlerle bir bakıyorsunuz radikal Kürt gazetesi oluveriyor. Türkiye medyasının iyi polisini oynayan Taraf, beli bir alıcı kitlesine  ulaşınca  ise Kürtlere yönelik çeşitli liberal manüpülasyonlarda   bulunuyor.  Örneğin; Emine Ayna’yı kötü Kürt, Ahmet Türk’ü  ise  iyi Kürt ilan edip, bütün Türk(iye)  medyasını buna ikna ediyor,  DTP tabanının  bile  bir bölümünün  aklını karıştırıyor.
Öte yandan Taraf’ın, Kürt gazetelerinin kapatılma sürecine  denk gelen çıkışı, yayın yaptığı iki bucuk yıllık dönemde Kürt gazete ve dergilerinin  tam 73 kez kapatıldığı bilgisine sahip olanlar,  bunların  basit  birer tesadüften ibaret olamadığını biliyor artık.

Durumdan vazife çıkaran Taraf   yeni bir işin ihalesini aldı 

Gözlemlediğimiz kadarıyla taraf gazetesi son aylarda  DTP’ ye yönelik başka bir çalışma içerinde girdi. Gazete, parti içindeki  muhafazakarlara seslenerek onlarıda AKP’nin hizmetine almaya yönelik  kimi çalışmalara yönelmiş görünüyor. Bu işi “Vatanı bir kadın memesine satarım” diyen Ahmet Altan profesyonel olarak yaptığı için -şimdilik-  açık vermeden yürütürken,  kafası daha az çalışan dolayısıyla niyetini daha net ortaya koyan Rasim Ozan Kütahyalı’nın  iki yazısının satır aralarında net olarak okuyanabiliyor.

Bingöl’ün 12 Eylül Yasasına hayır demesini sağlayan kimdir?

Bunlardan 11/11/2009 tarihli Cesurbingöl, cesur imamlar ve Taraf başlıklı yazısına bir bakalım. Yazar,   “Güney Afrika’dan döner dönmez soluğu Bingöl’de aldığını, 12 Eylül’ün darbe anayasasına “Hayır!” diyen cesur insanların şehri Bingöl’de Genç Siviller’in organizasyonuyla şehir tabelasını hep beraber Cesurbingöl yaptığını yazıyor. Sonra da bir panelde liberal solcu Ömer Laçiner ve muhafazakâr sosyolog Mazhar Bağlı ile birlikte yeni anayasa meselesini konuştuklarını belirtiyor.

AKP’ye yakın kuruluşlarından biri olan solcu özentili müritler topluluğu  Genç Siviller ve liberaller takımı 12 Eylül Anayasasına Türkiye de sadece Bingöl’de hayır dedirtenlerin o dönemin devrimcileri ve ilericileri olduğunu unutup o mirasa konacağını sanıyor. Bugün tek başına iktidarda iken bile Kenan Evren’i yargılayamaya cesaret edemeyen, Kenan Evren olan bir sokak ismini değiştirilmesinde ret oyu kullanan bu takunyalı imamlar, bütün bedellerini ödeyip Bingöllülerin onurlu bir tavır almasını sağlayan ilericilerin, aydınların hakkını teslim ekmek yerine bu durumdan kendine pay çıkarıyorlar. Mesela Adnan Menderes  idam edildiği zaman  korkudan gıkı çıkmayan, bir mantar tabancası bile patlatamayan muhafazakarlar, o günleri unutuyorlar. Düzene köleliklerini örtmek için başkalarının cesareti veya cesurluğu ile övünerek ve kendine malederek bir  avcı hikayesi uyduruyorlar. 12 Eylül’ün geçmişini silip AKP kalesi haline getirdiği  o şehirde hiç kimse çıkıp bu ahlaksızlığı yüzlerine tükürmüyor.

“Sistemin kimliğini asimile etmek istediği iki hareket lüzumsuz bir kavga içinde olmamalıdır”

Bingöl’de sevinilecek başka bir şeye daha şahit oldum… Bu Zaza-Kürt şehrinde kimi diğer şehirlerimizde olduğu gibi lüzumsuz bir AKP-DTP kavgası yok. Başkan Serdar Atalay AKP’li ama şehrin DTP tabanının taleplerine de duyarlı demokrat bir başkan. DTP’nin gençleri de bu sebeple AKP’li başkanlarına saygı duyuyorlar… Tüm Kürt illerinde böyle olmalı. Sistemin kimliğini asimile etmek istediği iki hareket lüzumsuz bir kavga içinde olmamalıdır. Bu arada Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nu yaptığım konuşmada uyardım. Burada da bir daha uyarayım…

Zatı muhterem kendini ne zannediyorsa önüne geleni uyarıyor ters bir şey olursa bana yazsınlar, beni arasınlar diyor. Bu ülkede eli kalem tutan hiç kimse de “kuzum sen kimsin, kendini ne sanırsın?” demiyor, diyemiyor…

Bunun yanında Belediye Başkanı Serdar Atalay da bize bir söz verdi… Konferans sonunda genç bir hanım “Ben Aleviyim. Ama Bingöl’de Aleviliğimi yaşayamıyorum. Bir cemevimiz yok” dedi… Bingöl Alevi nüfusu verilen göçlerle iyice azalmış. Ama varolan azınlık Alevi yurttaşlarımızın taleplerini karşılamak da belediyenin görevidir. Ya varolan cemevi tadil edilmeli ya da yeni bir mekân tahsis edilmelidir… Ben de söz verdim, gelip o açılışa katılacağım. Bingöllü Alevi kardeşlerim de Atalay’ın sözünün takipçisi olsun. Ters bir şey olursa bana yazsınlar ya da beni arasınlar…

Kütahyalı, AKP’nin siyaset  tarzına uygun konuşuyor, “yazsınlar,  arasınlar, yaparız, ederiz” gibi sözleri ise  aslında tanıdık. İster istemez insanın aklına  “Van Münit”, Kasımpaşalı  Tayip Erdoğan’ geliyor. 

“DTP İslâm düşmanı bir parti mi”

Rasim Ozan Kütahyalı 09/12/2009 tarihli DTP İslâm düşmanı bir parti mi oldu alt başlığıyla yazdığı yazıda ise; önce DTP tabanının huyuna suyuna gidiyor. Halk tabiriyle “yıkama, yağlama işleri” yapıyor;

Abdullah Öcalan’ın bir realite olduğunu burada defalarca yazdım… Hakkında ne düşünürseniz düşünün Öcalan, Kürt halkının büyük çoğunluğu tarafından sevilen, gönül bağı kurulan bir adamdır… Bu durum dikkate alınmadan Kürt meselesi çözülmez…

Halk kahramanımız, ucuz numaralarla ağızdaki baklayı çıkarıyor. Belki de bir cuval doları berbat ediyor.  Kaç zamandır çektiği karın ağrısını “DTP’li kardeşlerinin” bir sitemiymiş gibi dile getiriyor ve  Faik Bulut’u hedef gösteriyor;

Geçtiğimiz aylarda da DTP içinde skandal bir olay yaşandı… 28 Şubat darbesinin piyonlarından, en az Geert Wilders kadar İslâm düşmanı olduğu herkesçe bilinen bir şahsiyet DTP Parti Meclisi’ne alındı… Kürt coğrafyasına ne zaman gitsem bana DTP’li kardeşlerim bunu söylüyor. DTP gençliği de Ergenekon zihniyetinin temsilcisi bu adamın partide ne işi olduğunu merak ediyor…

DTP’liler  partisini Taraf’a şikayet ediyormuş. Güzel  bir şaka.  Anlaşılan yazar  kardeşlerini  karıştırıyor. Öyle olmaysadı  bu sahısların kim olduğuna dair hatırı sayılır iki ad yazardı.

Bu isim Faik Bulut… İslâm düşmanı kitapları Cumhuriyet gazetesine bağlı yayınevi Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkıyor… Mustafa Balbay tahliye edilsin demiştim. Bir önerim daha var. Çıkar çıkmaz kendisine DTP PM üyeliği teklif edilsin bence… O da yetmez Vedat Yenerer de DTP’ye alınmalı… Ümit Sayın da Kandil’e kaydırılmalı… Faik Bulut’u PM’ye alan kafa bunları da düşünebilir…

Sonrada muhtemelen bir yerlerden aldığı emirler doğrultusunda işini bir an önce yapma gerektiği konusundaki  inancı, “kendini bir şey sanmanın aptallığı” ile birleşiyor. Öyle ki; DTP’lilere “Ne yaptığınızı zannediyorsunuz siz?” diye sorma cüretini bile buluyor kendinde.

Ey DTP’liler… Ezici çoğunluğu dindar olan bir halkın temsilcisisiniz siz… Böyle İslâm düşmanı bir şahsiyetin, Kürtleri asimilasyon ve imha etmeyi kafaya koymuş apoletli adamlara yardakçılık etmiş bir zihniyetin DTP üst yönetiminde ne işi var? Soruyorum tüm DTP’lilere… Ne yaptığınızı zannediyorsunuz siz? İsterseniz “Kürt sorunu yoktur. Kürt istilası vardır” diyen manyakları da partiye dahil edin…

İşin garibi Faik Bulut da “Benim de niyetim yoktu. Beni dahil ettiler. Ben de tamam dedim” diyor bu PM üyeliği işine… Burada bir bit yeniği var Kürt kardeşlerim…

4 Yorumlar

  1. yukarıdaki yazı kime ait bir bilsem cevap vereceğim fakat kime cevap vereceğimi bilmiyorum…

    Merhaba Selim,
    Yazının kime ait olduğunun ne önemi var?
    Kayda değer bir itirazınız varsa aşağıya yazmanız için alan açtık.

  2. YA ALLAH BİSMİLLAH
    Taraf bize müslüman edebiyatı yapma biz biliriz kimin ne mal olduğunu.

    İstanbul, Beyoğlu’ndaki Demokratik Toplum Partisi (DTP) il binası önünde toplanan yaklaşık 500 kişi, Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararını eleştiren basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçerken milliyetçi bir grupla çatıştı; polis de çatışmaya müdahale etti.

    Göstericilerden Şevket Arslan bacağından silahla yaralandı. Polis Aslan’ı da gözaltına aldı. Atılım Haber’e göre Arslan sivil bir polisin ateş ettiğini söyledi.

    İl binasının yakınında bulunan bir kahvehaneden çıkan ve “Ya Allah bismillah, Allahüekber” sloganları atan bir grup DTP’lilere saldırdı. Kahvehaneden çıkan gruptan silah çekenler oldu.

    haber: bianet

  3. Liberal kürtlerin tarafa desteği kazıkla bitti.
    Bazı Kürt sanatçılar bir araya gelmiş, Taraf Gazetesi’nin ekonomik yükünü azaltmak için, gazeteye yardım gecesi düzenlemişler.
    Katılım da iyi olmuş.
    Söylenenlere göre gecede 200 bin lira toplanmış.
    İşte bundan sonrası kulaktan kulağa yayılmış.
    Söylenenlere göre, Taraf yönetimi çalışanlara toplanan parasının 30 bin lira olduğunu söylemiş.
    (Kimin, kime söylediğini biliyoruz; ama kişileri töhmet altına sokmamak için adlarını yazmıyoruz.)

    haber: odatv

  4. bir tane kuran var 50 tane müslümanım diyen devlet var,ama hiç biri birbirine benzemiyor, kitabı nasıl okuyorlarsa. demek istediğim şudur ki
    cem yılmaz ın dediği gibi;
    mesaj verenle değil alanla iligili bir durumdur, senin yazdığında istanbulun siuletine bakıp şiir yazan adamdan çok, ulan istanbul sen mi büyüksün ben mi büyüğüm ananı …… cem diyen adamın durumuna benziyor, yukarıdaki yazıyı yazan arkadaşım

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz