Büyük hatalarınıza rağmen (sizin de bildiğiniz gibi, bunların ne olduğunun çok açık farkındayım) Ekim Devrimi büyük bir aşamaya tekabül ediyor. Ekim Devrimi, sosyal devrimlerin Batı Avrupa’da inanılmaya başlandığı gibi imkansız olmadığını çok açık şekilde gösterdi. Tüm eksikliğine rağmen eşitlik algısında inanılmaz bir ilerlemeye yol açtı ve bu noktada geçmişe dönmek isteyen çabalarlar bu algıyı asla boşa çıkaramayacaktır.
Devrim, kendisinin yenilgisine yol açan bir dar yola sıkıştı. Ve esas olarak bunun sebebi, sosyalizm ve komünizmin yöntemlerine özgü eksiklikler değil de, tam tersine eski düzenin tortuları ve herşeyi yutan sert, sınırsız otoriter tavır ve tutumlar değil miydi?
Peter Kropotkin – Lenin’ e Mektuplar I (1920)
Değerli Wladimir İlyiç
Posta-Telgraf dairesinin bir çok çalışanı bana gelip, çalışanların içinde bulundukları sefaletin gerçek boyutlarını sizlere duyurmam için ricada bulundular. Bu, sadece posta-telgraf dairesi komiserliğiyle ilgili bir durum değil, bilakis Rusya’daki gündelik yaşam koşullarıyla da ilişkili. Onların ricalarını yerine getirmek için hemen konuya giriyorum.
Dimitrov-Distrikt’te memurların eline geçen maaş ile geçinmenin mümkün olmadığını kesinkes biliyor olmalısınız. Kişisel deneyimimden şunu biliyorum ki, bu parayla bir kaç kilo patates almak bile mümkün değil. Karşılığında sabun ve tuz talep ediliyor ama bunlar da pek bulunmuyor. Un fiyatlarının artışından bu yana-bir şeyi almayı durumuna gelmiş olsa bile-8 Pfund tahıl ya da 5 Pfund buğday ücreti ödemek imkansız. Uzun olmayan bir dönemden beri çalışanlara gıda malzemesi de verilmiyor. Açıkçası açlığa mahkum edilmiş durumdalar.
Bu fiyat artışına ek olarak posta-telgraf dairesi çalışanlarının Moskova’daki posta-telgraf dairesi yardım merkezinden aldığı cüzi malzeme (15 Ağustos 1918 ‘deki talimatnameye göre çalışan bireyin 8 Pfund, çalışmayan bireyin de 5 Pfundluk gıda malzemesi yardımı alma hakkı var) ise iki aydan beri gönderilmiyor. Bölgesel yardım merkezleri ise ellerindeki stokları dağıtamıyorlar. Ayrıca çalışanların (Dimitrov-Distrikt’eki sayı 125) Moskova’ya yaptığı çağrıya da şu ana kadar cevap verilmiş değil. Memurlardan biri size bir mektup yazdı ama o da henüz bir cevap almış değil.
Durumu olduğu gibi size bildirmeyi borç bilirim. Çalışanların durumu hakikatten perişan. Çoğu aç. Açlık yüzlerinden akıyor. Büyük bölümü nereye gidebileceklerini bilmeden yurtlarını terk etmeye hazırlanıyor. Ama şunu açıkça söyleyebilirim ki, her şeye rağmen işlerini itinayla yapmaya devam ediyorlar. İşlerini çok iyi yapıyorlar ve böylesi işçileri kaybetmek hiçbir şekilde yöredeki yaşama yarar getirmez.
Sovyetler Birliği’nde tüm işçi toplulukların da aynı çaresiz durumu yaşadıklarını eklemek istiyorum. Bundan dolayı genel durumu sizlere bildirmeyi bir zorunluluk olarak görüyorum. İnsan, Moskova gibi büyük bir merkezde yaşadığında kırsal bölgelerdeki gerçek koşulların farkına varması pek mümkün olmuyor. Kırsal bölgelerin durumuna dair çevrenizdekilerin anlattığının tersine gerçeğin nasıl göründüğünü bilmek istiyorsanız, taşraya gelip yerleşmek, gündelik yaşam ile direk bir temas içerisine girmek, taşranın sefaletini ve bedbahtlığını, açlığı-yetişkinlerin ve çocukların-, ve ayrıca her seferinde devlet dairelerine uğrayıp gaz lambasına ucuz kerosin satın almak için izin çıkarmaya çalışmanın ve daha bir çok şeyin ne kadar zor olduğunu kendiniz yaşamalısınız.
Bizim için bu azaptan çıkışın tek yolu, normal yaşam koşullarına geçişi hızlandırmaktır. Bu duruma daha fazla katlanabileceğimizi sanmıyorum, faciaya doğru yol alıyoruz. Şiddetli gereksinim duyduğumuz tahıl, kendir, keten, deri ve benzeri malların ihracatı ve Müttefiklerin trenlerinin halka bir yararı olmayacaktır.
Kesin olan, parti diktatörlüğü kapitalist sisteme darbe indirmek için en uygun araç olsa da (bu duruma pek inanmasam da), yeni sosyalist toplumun inşasında ihtiyacımız olan şey yerel kurumlar ve güçler olacaktır. Pekala bunun partiye bir zararının olacağını sanmıyorum ama burada yerel örgütlenmelerin esamesi bile okunmuyor, sadece burda değil hiçbir yerde sözkonusu değil.
Bunun yerine insan nereye dönse, gerçek yaşama dair en küçük şeyin bile farkında olmayan bireylerle, binlerce insanın yaşamına ve yerleşim yerinin yıkımına yol açan safsatalarla hareket eden kişilerle karşılaşıyor. Bunun için geçen yılki yakacak odun veya ilkbahar tohumu teminini meselesini düşünmeniz yeterli.
Yerel güçlerin katılımı, aşağıdan bir örgütlenme, küçük çiftçi ve işçi gibi güçler olmaksızın yeni bir yaşamı kurmak imkansız.
Sovyetlerin işlevi aşağıdan yukarıya doğru bir örgütlenme yaratmaya hizmet etmeli ve bunu şu ana kadar yerine getirmiş olmalıydı. Ama Rusya’da ‘Sovyet’ olgusu sadece isim olarak var. İnsanların partiye akması ve onların partiye kabulü-burada ekseriyetle büyük bir acemilik sözkonusu, ideolojik bir formasyona kavuşmuş komünistlerin hemen hemen hepsi şehir merkezlerinde bulunuyor-sırasında kurumun güçlü etkisi ve oluşturduğu beklentinin aksine, Sovyetlerin tahribine yol açtı. Halihazırda Rusya’da hayatı Sovyetler değil, parti komitesi belirliyor ve parti örgütü bürokrasinin derin cenderesinde can çekişmekte.
Rusya’nın bugünkü ayrıştırıcı durumun üstesinden gelmesi için, yeni yaşamı kuracak bir öğe olduğuna inandığım yerel güçlerin yaratıcı dehasına geri dönmesi bir zorunluluk. Bunun farkına ne kadar erken varılırsa o kadar iyi olacaktır. Böylelikle halk, yeni toplumsal yaşam biçimini kabul etmeye hazır olacaktır. Ama bugünkü durum sürdürülürse, temiz Sosyalizm sözcüğü lanet kelimesiyle eş tutulacaktır. Fransa’da Jakobenlerin 40 yıllık egemenliğinden sonra ‘Eşitlik’ kavramının başına gelenlerde olduğu gibi.
Dostça selamlarımla
P. Kropotkin
Dimitrov, d. k. Mart 1920
Almanca Metin: https://catbull.com/anarchia/txt5/kropotkinbrief1.htm
Çok değerli Wladimir İlyiç
İzvestiya ve Pravda’da devrimci parti üyeleri hakkında bir duyuru yayınlandı: ‘Savinkov ve Çernow gruplarının beyaz ordu merkezine üyesi ve Wrangel’ın subayları, Sovyet yönetimine suikast girişiminden dolayı tutuklanıp rehin alınmışlardır, bunlara acınmayacak ve yakalananlar idam edilecektir.’
Çevrenizde, bu tür önlemlerin berbat, gerici ortaçağ uygulamalarına geri dönüş ve din savaşlarına yol açacağı, bu türden yaklaşımların insana reva görülmemesi gerektiği, bunların kabulü ile komünist ilkelere dayanan gelecek toplumunun yaratılmasının imkansız olduğu konusunda sizi ve yoldaşlarınızı ikna edecek kimse yok mu?
Rehinenin ne anlama geldiğini sizlere açıklayacak kimsenin olmaması mümkün mü acaba? Rehine bir cürüm işlediği için cezalandırılıp hapsedilen değildir. Rehine esir alınır ve düşmana öldürüleceği üzerinden baskı yapılır. „Bizlerden birini öldürürseniz, biz de elimizde olanları öldürürüz“. Ama bu şununla: Her sabah bir insanı darağacına götürüp, sonra ‘yok bugün asmayacağız seni, biraz daha bekleyeceksin’ deyip hücresine geri götürmek ile eş değil mi?
Ve yoldaşlarınız, bunun rehineler ve aileleri için işkencenin yeniden uygulamaya konulması anlamına geldiğini anlayamıyorlar mı?
İktidarda olan insanların rahat bir yaşam sürdüklerini sanmıyorum, bu konuda kimse bana bir şey anlatmıyor. Günümüzde, öldürülme ihtimalini, yaptıkları işin riski olarak kabul eden krallar, yöneticiler var.
Devrimciler bile, Louise Michel gibi hayatlarını tehdit eden düzenin mahkemelerine karşı çıkıp savunma yaptılar, yapmayanlar Malatesta ve Voltairine de Cleyre gibi düzenden kaçıp saklandılar. Krallar ve Papa’nın kendisi de rehine alma gibi barbar bir uygulamayı reddetti. Peki yeni sosyal düzenin mimarı olma iddiasında bulunanlar düşmanlarına karşı bu türden savunma araçlarına nasıl başvurabilir?
Bu, denemenizin şimdiden başarısızlığa uğradığının, bu değerli sistemi değil kendinizi kurtarmanın derdine düştüğünüzün kanıtı olmuyor mu?
Yoldaşlarınız, siz komünistlerin (tüm hatalarına rağmen) geleceği kurtarmak için çabaladığınızın farkında değiller mi? Bundan dolayı kimsenin geleceği kuracak bu değerli çalışmaları hiçbir suretle böylesi ilkel, teröre yakın duran yaklaşımlarla kirletmeye hakkı yoktur. Sizce devrimcilerin geçmişte bulaştığı suçlar yeni komünist çabaları zora sokmaz mı?
İleri gelenlerinizin komünizmi ve geleceğini, kişisel yaşamlarından daha değerli gördüklerini düşünüyorum. Böylesi bir geleceği düşünmek, yukardaki ‘Rehine’ türünden tedbirlerden vazgeçmeyi zorunluk kılıyor.
Büyük hatalarınıza rağmen (sizin de bildiğiniz gibi, bunların ne olduğunun çok açık farkındayım) Ekim Devrimi büyük bir aşamaya tekabül ediyor. Ekim Devrimi, sosyal devrimlerin Batı Avrupa’da inanılmaya başlandığı gibi imkansız olmadığını çok açık şekilde gösterdi. Tüm eksikliğine rağmen eşitlik algısında inanılmaz bir ilerlemeye yol açtı ve bu noktada geçmişe dönmek isteyen çabalarlar bu algıyı asla boşa çıkaramayacaktır.
Devrim, kendisinin yenilgisine yol açan bir dar yola sıkıştı. Ve esas olarak bunun sebebi, sosyalizm ve komünizmin yöntemlerine özgü eksiklikler değil de, tam tersine eski düzenin tortuları ve herşeyi yutan sert, sınırsız otoriter tavır ve tutumlar değil miydi?
Peter Kropotkin – Lenin ile konuşmalar ve Rus Devrimine dair diğer yazılar. Die Freie Gesellschaft kitabevi, Hannover 1980.
Almanca Metin: https://catbull.com/anarchia/txt5/kropotkinbrief2.htm
Almancadan Çeviren: Ali-Haydar Cetecu
Çeviren için Ali-Haydar Cetecu’ya teşekkür ederiz.