Salinger’ın duyguları karşılıksız kalmamış, kısa bir zaman sonra Oona’yla büyük bir aşkın ilk adımları atılmış. Ne ki Salinger, Oona’ya olan duygularından emin olsa da, onu hâlâ çok sığ buluyor, paylaşacağı çok az şey olduğunu biliyordu.
Salinger, Oona’nın Charlie Chaplin’le birlikte olmasını kaldıramamış. Hayatının en büyük aşk trajedisi olarak tanımladığı bu durumdan bir süre kaçamayan Salinger konu hakkında konuşmayı reddetmiş.
Amerikan edebiyatının ayrıksı yazarlarından J.D. Salinger ve İngiliz yönetmen, oyuncu, komedyen, yazar, Şarlo karakterinin yaratıcısı Charlie Chaplin.
İkinci Dünya Savaşı’nın baş gösterdiği yıllarda J.D. Salinger arkadaşlarıyla geçirdiği yaz döneminde rastladığı Oona O’Neill’a karşı o zamana kadar hiç bilmediği duyguları hissetmişti.
Nobel ve Pulitzer ödüllü ünlü oyun yazarı Eugene O’Neill’in ve New York sosyetesinin önemli isimlerinden Agnes Boultan’ın kızı olan Oona O’Neill, güzelliğiyle etrafındakilerin beğenisini kazanmıştı. Babası Eugene O’Neill, Oona henüz iki yaşına bile girmemişken ailesini terk etmiş, kızını annesi ve New York sosyetesinin kaderine bırakmıştı. Salinger ve Oona’nın ortak arkadaşları Elizabeth Murray Oona için, “Bomboş bir kızdı ama güzelliği çok çarpıcıydı” der. Salinger, küçümsediği, hatta nefret ettiği kızlardan olmasına rağmen, Oona’ya karşı duygularını bastıramıyordu. Belki de bu yüzden Oona’ya delice bir aşk beslemişti.

Salinger’ın duyguları karşılıksız kalmamış, kısa bir zaman sonra Oona’yla büyük bir aşkın ilk adımları atılmış. Ne ki Salinger, Oona’ya olan duygularından emin olsa da, onu hâlâ çok sığ buluyor, paylaşacağı çok az şey olduğunu biliyordu. İlgi alanlarının farklı olması birbirlerinden uzaklaştırsa da, aralarındaki aşk birleştiriciydi. On altı yaşındaki Oona kendinden altı yaş büyük olan sevgilisi Salinger’ın olgunluğuna, birikimine hayrandı. Mektuplarında, arkadaşlarına bahsederken Oona’nın çocuksu hareketlerinden, isteklerinden, ilişkilerinin istikrarsızlığından yakınan Salinger zaman zaman “Küçük Oona“nın bu hali için annesini suçlardı. Birlikte zaman geçirdikçe Oona’nın isteklerine boyun eğmek zorunda kalan Salinger kendinden çok fazla ödün vermiş. Özel hayatı da edebiyat hayatı gibi inişli çıkışlı olan Salinger, bu durumundan zaman zaman sıkılsa da, Elizabeth Murray’a onun için delirdiğini itiraf etmiş.
Salinger, ona duyduğu aşkın hatırına, Oona’nın gösterişli zevklerine tahammül etmiş, parası çok az olsa da pahalı restoranlarda yemek yemiş, göz kamaştırıcı kulüplerde film yıldızlarıyla, yüksek sosyete ünlüleriyle kendini ezen ortamda sohbet edip kokteyller içmiştir. Oona, Salinger’ın arkadaşlarının dediği gibi, karakter derinliğinden yoksun, zengin, gösteriş meraklısı bir kızdı ama Salinger bunu görmek istemiyordu. Askere gidene kadar.
İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi, Japonya’nın Pearl Harbor’a saldırmasıyla Amerika fiilen savaşa girmiş, sosyal hayatta dengeler değişmişti. Orduya katılmak için can atan Salinger, askere gidince herkesle olduğu gibi Oona’yla da bir süre iletişime geçememiş. Ordudaki arkadaşlarına Oona’nın resimlerini göstermiş, ona olan aşkını anlatarak özlemini hafifletmeye çalışmış. Ordudaki yaşamını birazcık yoluna koyunca Oona’yla mektuplaşmaya başlayan Salinger, bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Kendisi art arda mektup göndermesine rağmen Oona’dan çok az haber gelmeye başlamıştı. Çok geçmeden aralarındaki soğukluğun nedenini gazetelerde okuyacaktı. Yılbaşında gazetelerin dedikodu sütunlarında sevgilisi Oona’nın Charlie Chaplin’le olan ilişkisini okumuştu. Salinger’ın da bildiği gibi, Oona’nın en büyük tutkusu Hollywood yıldızı olmaktı. Annesiyle Hollywood’a gittiklerinde Charlie Chaplin’in Gölge ve Cisim adlı filmine oyuncu aradığını duyan Oona, seçmelere katılmış, oyunculuk dersi almış. Bu film hiçbir zaman çekilmemiş, Oona hiçbir zaman Hollywood yıldızı olamamış. Ancak Salinger’ın kaderini değiştirmişti.

Amerikan edebiyatının ayrıksı yazarlarından J.D. Salinger ve İngiliz yönetmen, oyuncu, komedyen, yazar, Şarlo karakterinin yaratıcısı Charlie Chaplin.
Salinger, Oona’nın Charlie Chaplin’le birlikte olmasını kaldıramamış. Hayatının en büyük aşk trajedisi olarak tanımladığı bu durumdan bir süre kaçamayan Salinger konu hakkında konuşmayı reddetmiş. Charlie Chaplin’le arkadaşlarına anlattığı Oona’nın aşkı şimdiaralarında bahis konusu olmuş, kimi evleneceklerini kimi yalan bir aşk yaşadıklarını iddia etmiş. Salinger işlerin bu noktaya gelmesinden her zamanki gibi Oona’nın annesini sorumlu tutmuş. Oona’nın babası bu ilişki yüzünden kızıyla ilişkisini kesip evlatlıktan reddetmiş.
Charlie Chaplin’in genç kadınlara olan tutkusu dillere destan olmuş. Basında büyük yankı uyandıran, kamuoyu tarafından eleştirilen Charlie Chaplin, 54 yaşındayken 17 yaşındaki genç ve güzel Oona O’Neill ile 1943 yılında evlenir. Kendinden küçük kadınlarda dört ayrı evlilik yapan, bir babalık davasıyla kariyeri zedelenen Charlie Chaplin’e karşı kamuoyunda karalama kampanyaları başlatılmış, Amerika’ya girişi yasaklanmış. Çift yaşamlarının sonuna kadar İsviçre’de yaşamış. Sekiz çocuk sahibi olan çift ölene kadar ayrılmamışlar.
Salinger, Oona ve Charlie Chaplin hakkında konuşmayı reddetse de, Charlie Chaplin’den nefret ettiğini arkadaşlarına yazdığı bir mektuptan okuyoruz.
Kaynak: Kenneth Slawenski, Üzüntü, Muz Kabuğu ve Salinger, Sel Yayıncılık, 2011.