Ahmet Nesin: İçimden dümdüz küfretmek geliyor ama bişeyler tutuyor beni

Bu Ördek Başka Ördek…
Biz alışkanlıklarımızdan kurtulamıyoruz, yıllardır seçimler yaklaştıkça türbanı tartışmak gelenek haline geldi, örf ve adetlerimizi sıralarken artık atlanmaması gereken bir konu haline geldi. Bu tartışmanın nasıl bu hale geldiğini, çok ciddi bir planla İmam Hatip Liseleri’ne hiç gereği yokken kız öğrenci yerleştirildiğini ve esas önemlisinin kız öğrenci sayısının erkek öğrencileri geçtiğini defalarca yazdım. İş gittikçe çığırından çıkmaya başladı, çirkin bir noktaya geldi.

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü “Okul Öncesi Sınıflar”a bir kitap göndermiş. Kitabın kapağında bir ördek yavrusu var, sevimli bişey, hayvanlarla ilgili bilgi seti başlattıklarına inanıyorsunuz, hoşunuza gidiyor.Oysa içi hiç de öyle değil, içinden bikaç örnek vereyim size:

1- ‘Korkulacak bir şey yok Allah sizi kolayca yüzebilecek şekilde yarattı.’

2- “…Anne ördek yavrularına gölde yüzen ördekleri gösterdi. Yavru ördekler, çok şaşırmışlardı. Anne ördek: Allahın izni ile yakında siz de öyle yüzeceksiniz, dedi. Yavrulardan biri: ama anne ben çok korkuyorum, dedi. Annesi de korkulacak bir şey yok yavrum, Allah sizi kolayca yüzebilecek şekilde yarattı, dedi.”

3- Yavru ördek yüzebildiği için çok mutlu oldu ve sonra Allah’a da şükretti.
… Anne ördek: Çocuklar! Allah’ın izni ile vücudumdaki hava kesecikleri ile çok rahat dalabiliyorum. Yavru ördekler hemen göle daldılar ve sonra da hep birlikte Allah’a şükrettiler”

Ne söylemek gerekiyor tam olarak bilemiyorum, içimden dümdüz küfretmek geliyor ama bişeyler tutuyor beni. Bunu hazırlayan kim bilmiyorum ama onaylayan bir komisyon olduğu bir gerçek. 3-5 yaş arası çocuklara ördeklerin allahın izniyle yüzebildiklerini, balık avlayabildiklerini ve uçabildiklerini hem de sesli bir şekilde anlatıyor. Sesin çocuklar üzerindeki etkisini tahmin ediyorsunuzdur. Çocuklardan biri bu soyut bilgileri dinleyip, uçar, çiğ balık yemeğe kalkar yada evdeki küveti doldurup dalmaya kalkar mı bilmiyorum ama bildiğim tek şey bu adamlarla türbanı, şeriatı ve esas önemlisi hedeflerinin ne olduğunu boşuna tartıştığımızdır.

Hani diyorlar ya “Tarışarak, karşılıklı birbirimizi dinleyerek herşeyi çözeriz!..” diye, ben de “Nah çözeriz.” diyorum. Ve bu yüzden başından beri “Biz hiç beraber yaşamadık ve yaşayamayız…” diyorum…

Durum böyle olunca ilkokuldaki kızların okula türbanla gitmeye başlaması gayet doğal gözüküyor. Hedefe böyle ulaşılıyor. Bütün İmam Hatip Liseli kızlar derslere türbanla giriyor. Oysa yönetmeliğe göre sadece Kur’an dersine türbanla girebilirler. Bugüne kadar kontrol eden olmadı ve olmayacak.

Yarın 29. TÜYAP Kitap Fuarı başlıyor. Okullar öğretmenler eşliğinde küçük talebelerini gönderecekler. Diğer fuarlarda olduğu gibi öğretmenlerin çoğu türbanlı gelecek. Fuar alanı kamusal alan değil ya, oysa kamusal alan olması gerekmiyor, o sırada kamusal görev yapıyor olacaklar. Ama kimin umurunda, herşey tıkırında.

Zihinsel engelli öğrencilerin eğitim aldığı öğrencilerin okullarında da müfredat değişikliği yapıldı bu arada. O çocukların en önemli dersi olan beden eğitimi dersi 1 saate indirilmiş ve yerine din dersi konmuş. Engelli öğrencilerin el ve vücut gelişimini sağlayabilmeleri için en önemli derslerden biri beden eğitimi. Peki din dersinde ne anlatılacak, zihinsel engelli olmalarının gerekçesi olarak Allah gösterilebilinir mi, madem ördeğe yüzme, uçma ve avlanma yetisi veriyor, vermediklerini anlatmalı.

Türbanın serbest bırakılmasını protesto eden 26 öğrenciye Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından af gelmiş. Geldiğimiz nokta bu kadar açık, affa seviniyoruz, öğrenci protesto ettiği için okula alınmıyor. Ders kayıplarından dolayı dönem kaybeden var mıdır bilmiyorum ama kimin umurunda ki, nasıl olsa eğitimliler Erdoğan’a oy vermiyormuş ve Erdoğan buna çok şaşırmış. Bilimden uzak lümpen başbakan olursan tabii ki şaşırırsın, şaşırmasan ben sana şaşırırdım zaten…

Ahmet Nesin
http://ahmetnesin.wordpress.com

1 Yorum

  1. Şaşkınlıklarını azaltmak, şeriat anlayışının kamu kurumlarını sarması ve türbanla saç arasına sıkıştırılmış çokça yalan yanlış inanç ve idealin gerçekleşmesi için sessiz ve çirkef bir politika izleniyor. Ve en büyük desteği yazılı ve görsel basın veriyor. satılmış ve sapıtmış bir ülke olmak yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz