Arthur Schopenhauer, felsefe tarihinde, kadınlar aleyhinde en çok yazı kaleme alan filozoflardan biridir. Kadınlar aleyhndeki birkaç görüşüne yer vermek gerekirse, “ Kadınlar, yalan söylemeye karşı iflah olmaz bir temayüle sahiptirler”, “Nadiren karşılaşılan istisnalar dışında bütün kadınlar savurganlığa meyyaldir.”Kadınlar zihinsel olsun, bedensel olsun, büyük işler için yaratılmamışlardır.”. “Kadınlar, çocuk ile gerçek anlamda bir insan olan yetişkin erkek arasında bir orta nokta, bir ara aşamadırlar.”
Birçok yazar, Schopenhauer’un bu görüşlerinin, kadınlara karşı objektif bir bakışın değil; annesiyle geçmişinde yaşadığı anlaşmazlıkların bir sonucu olduğunu belirtir. Gerçekten de, özellikle babasının ölümünden sonra Schopenhauer, annesiyle iyi ilişkiler kuramamıştı. Annesinin Schopenhauer’a yazdığı mektuplardan biri, bu durumu açıkça ortaya koyar: “Tahammül edilir şey değilsin, başına bela oluyorsun insanın, seninle birlikte yaşamak güç; ukalalığın bütün iyi taraflarını gölgede bırakıyor, başkalarında kusur bulmadan edemediğin için, o iyi yönlerinin dünyaya hiçbir faydası yok.” Anne ile oğul ayrı yaşamaya karar vermişlerdi; annesini, ancak konuk ağırlama günlerinde ziyaret edebilecekti.
Goethe’nin, aynı zamanda bir edebiyatçı olan annesine, oğlunun pek ünlü biri olacağını söylemesi, durumu daha da kötü hale getirmişti. Anne, bir ailede iki dahi çıktığını hiç duymamıştı. Sonunda kızışan kavgaların birinde, anne, oğlunu ve bir anlamda rakibini merdivenlerden aşağı itti. Bunun üzerne oğlu ona, acı acı, geleceğin onu ancak kendisi sayesinde tanıyacağını söyledi. Schopenhauer çok geçmeden Weimar’dan ayrıldı; annesi 24 yıl daha yaşadıysa da, yüzünü bir daha hiç görmedi.
Anlaşıldığı üzere Schopenhauer’in annesiyle olan ilişkileri daima kötüye gitmişti ve pek tabii bu kötü ilişki, Schopenhauer’in kadınlarla ilgili fikirlerini şekillendirmişti. Schopenhauer’in kadınlarla ilgili görüşlerinin hayatının ileriki dönemlerinde değişip değişmediyse bilinmiyor. Her ne kadar Wagner’in arkadaşı ve Nietzsche’nin tanıdığı Malwida von Meysenburg, bir kadın arkadaşının, yaşlı filozofun “Oo, daha kadınlarla ilgili son sözümü söylemedim.” dediğini aktarsa da, ünlü filozof, konu hakkında son sözünü yayımlamadan hayatını kaybetmişti.
Kaynaklar
Arthur Schopenhauer, Aşka ve Kadınlara Dair, Çev: Ahmet Aydoğan, Say, İstanbul, 2010
Andrew Shaffer, Aşkta Kaybeden Büyük Filozoflar, Çev: Mehmet Evren Dinçer, Ntv, İstanbul, 2012
Will Durant, Felsefenin Öyküsü, Çev: Ender Gürol, İz, İstanbul,2010
Alan de Botton, Felsefenin Tesellisi, Çev: Banu Telloğlu Altuğ, Sel, İstanbul, 2011
Davd E. Cartwright, Schopenhauer, Çev: Sibel Erduman, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2014
Schopenhauer Türkiye