Onat Kutlar’ın Sivas Katliamı Üzerine Yazdığı Bir Mektup: “Sen Ne Müslümansın Ne de Sivaslı

401

Sen insan bile değilsin.  Gözü dönmüş bir katil, bir yaratıksın. Sen, yüreği insan ve yurt sevgisi ile çarpan, tüm yaşamını ulusal edebiyatın en güzel eserlerini incelemeye, araştırmaya, değerlendirmeye adamış, kırk yıllık dostum o değerli yazar Asım Bezirci‘yi yakmadın.
Sen,”Baza, baza! Çi hest-ü baza!“, “Gel, gel!  Kim olursan ol gene gel! ıster Kafir ol ister putperest gene gel! Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir!…” diyen kutbu Hazret-i Mevlana‘yı yaktın.
Sen nasıl müslüman olabilirsin? Yaktığın, göz göre göre, sırıtarak ve alkışlayarak yaktığın o mazlum yiğit, dürüst arkadaşım, o büyük cura ustası, halk ozanı, Sıvaslı Nesimi Çimen değildi.
Sen, bir toz tanesinde alemleri gören, yüce tanrının bir sureti iken senin gibi biri marifeti ile derisi yüzülerek aslına dönen Seyyit Nesimi‘yi bir kez daha yaktın.

Sen nasıl Sivaslısın?

Sen, “Kavaklar” şiirinin dizeleri, Sezen‘in sesiyle dalga dalga tüm Anadolu’ ya yayılan; yıllarını inanılmaz bir özveri güzelliği ile Anadolu kentlerinde öğrencilerine adayan, Türkçenin en iyi çağdaş ozanlarından Metin Altıok‘u vahşice yaktığını sanıyorsun.
Ey zavallı gafil hayvan, yaktığın Yunus‘tur.

“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi,
Elin yüzün yumaz değil…”

diye yüzlerce yıl öncesinden seslenen Yunus Emre‘yi yaktın.
Yunus Emre’yi yakana Müslüman demek, İslam’a hakarettir.
İslam’a asıl hakareti sen ettin.
Sen, Cumhuriyet Türkiyesi’nin genç şairlerini, Behçet Aysan’ı Orhan Kaynar‘ı, kız-erkek gencecik çocuklarımızı, geleceğimiz olan geçlerimizi,
üstlerine benzin dökerek hunharca yakmakla kalmadın.
Kurtuluş Savaşımızın ilk kongrelerinin şanlı ve onurlu kenti Sivas’ı yaktın.

Ey soysuz! Sen nasıl Sıvaslı olabilirsin?

Sen, uğursuz zebani ateşinle bizim koca bir geçmişimizi yakmaya kalkıştın.
Koca bir uygarlık olan geçmişimizi, barbar ve ilkel kavimlerin karanlık geçmişlerine benzetmek için. Atının ayağı surları geçerken tüm dinlere, ırklara, inançlara güvence veren Fatih Sultan Mehmet‘in anısını; Itri‘den şeyh Galib‘e, şeyh Hamdullah‘dan Koca Sinan‘a, Baki Efendi‘den Süleyman Çelebi‘ye sevdiğimiz, değer verdiğimiz, gözümüz gibi koruduğumuz sonsuz bir kültürü bir hayvan gibi hiçe sayarak, yaratıkların en eşrefi otuz yedi canı yakarak yok ettin. Ortaçağ engizisyon papazları gibi.

Sen Müslüman olabilir misin?

Sen benim çocukluğumu, ilk gençliğimi yakmaya kalktın. Serin bayram sabahlarımı; cami sebillerindeki barışçı güvercinleri, babalarımızın alçakgönüllü mezarlarındaki selvileri, inançlı, nur yüzlü analarımızın hiç eksilmeyen dualarını, bir küfür gibi fırlattığın ateşle yakmaya kalkıştın.
Ey benim çocukluk arkadaşım Sezai Karakoç, aynı gençlik yıllarının şairi İsmet Özel, bu yaratık Müslümansa, siz nesiniz?
Ey benim elli yıllık ömrümün sakin, alçakgönüllü yüzü yerde, inançlı Anadolu halkı, sesime bir yankı verin.
Deyin ki hep beraber:
Hayır! Müslüman bu değildir. O bir avuç gözü dönmüş katil bizden olamaz!
Ey Sıvaslılar! Asıl siz yükseltin sesinizi. Anadolunun en eski töresi olan, ocağına misafir olana düşman bile olsa saygı gösterme geleneğini bir yana bırakıp, konuklarını kor ateşde yakan bu alçakların sizden olmadığını söyleyin.
Belki yanan yüreğimize bir merhem olur.

1993
Onat Kutlar
Asım Bezirci’ye Saygı


Onat Kutlar

Onat Kutlar (25 Ocak 1936 – 11 Ocak 1995) Aslen Gaziantepli olan Onat Kutlar, babasının yargıç olarak görev yaptığı sırada Alanya’da doğdu; ilk ve orta öğrenimini Gaziantep’te tamamladı (1955). İÜ Hukuk Fakültesi’ne devam etti, eğitiminin son yılında mezun olmayı beklemeden felsefe eğitimi için Paris’e gitti. Arkadaşlarıyla birlikte a dergisini çıkardı (1956-60). İlk kitabı İshak’la 1960 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü aldı. Doğan Kardeş dergisinde çalıştı (1963-65). Kurucuları arasında yer aldığı Türk Sinematek Derneği’ni (1965-76) ve Yeni Sinema dergisini (1967-70) yönetti. Ömer Kavur ile Yusuf ile Kenan (1979), Ali Özgentürk ile Hazal (1979), Erden Kıral ile Hakkâri’de Bir Mevsim (1982) filmlerinin senaryolarını yazdı. 1960’tan sonra aralıklarla Meydan, Yeni Sinema, Milliyet Sanat, Papirüs, Hürriyet Gösteri dergilerinde yazdığı sinema yazılarından bazılarını Sinema Bir Şenliktir’de topladı.

Sinematek ’teki çalışmalarından dolayı 1975 yılında Polonya ’dan kültür nişanı, 1994 yılında da Fransa’dan Chevalier de l’ordre des Arts et des Lettres nişanı verildi. Unutulmuş Kent adlı şiir kitabı Fransızcaya çevrilerek Royaumont Vakfı tarafından Fransa’da yayımlandı (La Ville Oubliée, 1996). 1981’den ölümüne kadar İKSV Yönetim ve İcra Kurulu üyeliği yaptı. 30 Aralık 1994’te The Marmara Oteli’nin pastanesine koyulan bombanın patlaması sonucu yaralanan Onat Kutlar, 11 Ocak 1995’te İstanbul’da yaşamını yitirdi.

Yapıtları
İshak, (öyküler), (1959)
Sinema Bir Şenliktir, (denemeler), (1984)
Yeter ki Kararmasın, (denemeler), (1985)
Bahar İsyancıdır, (denemeler), (1986)
Peralı Bir Aşk İçin Divan, (şiirler), (1981)
Unutulmuş Kent, (şiirler), (1986)

Senaryoları
Hakkâri’de Bir Mevsim (senaryo, Ferit Edgü ile birlikte), (1983)
Hazal, (1979)
Yusuf ile Kenan, (1979)

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz