Nevin Koçoğlu: İşte buradayım, yüzünün gölgesinde akıp giden hiçbir şeyin sessizliğinde…

Ve Şahidim

I
Çürür ‘su uykusuna’ yatan bütün ağaçlar
ve kalbin, en yüksek dalda asılı o vuruş,
çürür…

II
Suya düştüğünde göğün gözleri
öğrendim yeşilin siyahtan daha acıya çaldığını
o yeşil çanaktan süzülenin bağışlanmazlık olduğunu
ve saydım kızıl çemberde akrebin-
külden yana kaç kez dönüş yaptığını,
saydım…

III
Uyuyan dumanlı bir göl
ne kadar anlayabilir ermişin yeşil gözlerini,
gri bir gökyüzünü örtünmüşken üstüne…

Çıplak ağaç dibindeki altın nergis,
saçımdan dökülen mor sümbül,
dokuma tezgahındaki dantel
bilmez kırmızıdan arınmanın zor olduğunu
kor bir ateşi taşırken avuçlarında…

IV

İşte buradayım,
yüzünün gölgesinde
akıp giden hiçbir şeyin sessizliğinde…

Ve şahidim,
ve şahidim duvarlarımın çatlaklarının
en iyi ıssızlıkla sıvandığına…

V
Şimdi-
nehir kıyısında yatan kuru ağaçlar gibi ölmeli,
göğe yakın, sana uzak…

Ölmeli…

Nevin Koçoğlu

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz