MAĞRİB
Burası Tuz Şehri!
Alnımı cama dayamış, kıpırtısız dışarıyı seyrediyorum.
Karaltının çözülmediği saatteyim ve kırağının örttüğü çimenlerdeki serçe kadar yalnızım. Kökleri doğuya, dalları batıya bakan şu ağaç, kalbini kalbime yasladı dün gece, titredim…
Ey kederin annesi, ey isyanın ezgisi
Boğazımdaki yumru…
Burası Tuz Şehri!
Deniz, kara gözlü çocukları getiriyor buraya, kadınları, adamları.
Solgun bir nefes, sessiz bir kalp, dudaklarında tuz.
Duymuyorlar kırmızı karanfilin, portakal çiçeğinin kokusunu, keder yayılan fadoyu…
Kollarını açıyor şehir, göğsüne bastırıyor, içine alıyor acıyı, kapatıyor ve Guernica kumsala her gün yeniden yapılıyor…
Nar çatlıyor! El-Hamrâ’nın her bir taşı haykırıyor:
La Galibe İllallah!
Nerede?
NEVİN KOÇOĞLU