Nazım’ın 1957 Bakû konuşması: “…desin ki; Nazım geldi, biz onu kardeş gibi bağrımıza bastık”

Nazım Hikmet, 1957 yılında, ikinci kez Azerbaycan`a gider. İlk gidişinden o yana tam otuz yıl geçmiştir. Bakû Üniversitesinde görkemli bir tören düzenlenir.. Konuşmalar yapılır, şiirler okunur.
Nazım Hikmet alkışlar arasında kürsüye gelir. `Yoldaşlar` diye başlar konuşmaya..
`Yoldaşlar, Şair olmak, hem de ihtiyar şair olmak benim gibi, biraz zor iş. Bakın ne oluyor, geliyorsunuz, gençler çıkıyor, sizi yüzünüze karşı övüyor. Yahşi şairdir diyor, yahşi adamdır diyor sen de orada oturuyorsun. Gel de ne yapacaksın yani? Gelin kız olsan, genç kız olsan güzeldir yahşidir deseler kırdırsın, ben ihtiyarsam ne halt edeyim yani?

Affedersiniz, ben, hele gençlere bir teklifim var; ` yüzüne karşı kimseyi övmeyelim. Övene kolay, övülene zor. Eğer kendini adam bilirse, ama öylesi de vardır eşşektir, yüzüne karşı översin o zanneder, sabidendir der… Ben o kadar eşek değilim… (Kendisinin kahkahası ve gülüşmeler, süreli alkışlar..)

Ben buraya otuz yıl önce de geldim. Baku`ya. Çoğunuz daha dünyada yoktu galiba, birçoğunuz, hatta galiba birçoğunuzun annesiyle babası tanışmamıştı.


Nazım’ın 1957 Bakû konuşması

Bu mukaddes, bu kutsal evinize Darülfünunuza çağırdığınız için teşekkür ederim. Beni, dünyanın en bahtiyar insanlarından biri yaptınız. Ve ben şimdi şurada düşünüyorum, belki ben görmem ama oğlum görecek, nasıl İstanbul`da da bizim üniversite de böyle salon olacak, nasıl oraya da Azerbaycandan bir şair gelecek mesela, şimdi bu genç şair şu kızcağız gelecek şurada şiir okudu o gelecek… Ve nasıl orada o salonda da artık Türkiye sosyalist üniversitesinin salonu olacak, salonda da bizim cumhur reîsimiz oturacak ve-Azerbaycan şairi gelecek ve siz beni nasıl karşıladınızsa onlar da onu öyle karşılayacaklar, o şairden bir isteğim var; o yarın İstanbul`a gidip  bizim sosyalist İstanbul üniversitesinde şiir okuyacak Azerbaycan şairinden bir ricam var. O oraya gittiği vakit benim İstanbullu gençlere desin ki; bize de senin Nazım-geldi, biz onu kardeş gibi bağrımıza bastık… Ve biz Ona çok şey öğrettik, ne öğrendiyse bu dünyada çoğunu bizden öğrendi gene sîze  onu söylemeyi unutmasın ve benden selâm söylesin, çünki ben belki memleketime kavuşamam, ama o memleketimi görür, (uzun süreli alkışlar) `
Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim.
Dört gün dört gece katar. -1
İmdi akmış saatten az, -2
uçakla sekiz. `,
Yakında `Tu`lar işleyecek
Moskova-Bakû
iki saat,on dakika

Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim,
vagonda şarkılar vardı yine.
Sevgiliye sallanan yağlık misali-3
bayrak gibi önümüzde giden şarkılar.
Vagonda şarkılar var yine, .
gene şarkılar, {4)

Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim.
Vagonda komsomolcu bir kız vardı,
kırmızı başörtülü, meşin ceketli
ve kabarlı ellerinde kitabı
Mayakovski`nin.

Yine komsomolcu bir kız vagonda,
naylon blüzlü
ve Kazahistanda tahıl biçmekten dönüyor(5)
ve nasırlı ellerinde kitabı
Mayakovski`nin.

Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim.
Vagonda yanıklı gelinler vardı gene (6)
Yiğitlerini Vırangel asmış,`7)
ama fşist güllesiyle dul kalan gelinler yoktu -8
Askerler de vardı gene (9)
hatıralarında kaçan al ordular. -10
Ama hiçbirinin hâtırasında
yanan Berlin sokakları yoktu…

Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim.
Harkov şehri vardı gene,
Ama yerle bir olup
on kat daha yükselmesi yoktu. -11

Gene böyleydi Don boyu stepleri.
Gölgesizlik gibi dümdüz,
amma steplerde Harkov traktörleri yoktu.

Rostov limanı vardı gene
amma Battığın sulan yoktu
. * Rostov limanında.

Gene böyle ağır,
Gene böyle erimiş kurşun gibiydi
Hazer,

Amma neft taşlarında -12
suların dibine diktiğimiz
neft ağaçları yoktu.

Sumgayİt denilen köylük bir yer vardi. -13
Kupkuru toprak..
Amma zavotlu, bağlı, bahçeli
yüz bin nüfuzlu Sumgayit şehri yoktu

Azerbaycan şiiri vardı gene,
amma Samedinkiler yoktu.
Ay vardı gene,
amma tek başınaydı,
küçük kardeşi yoktu.
Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim.
Ben vardım, oğlum yoktu.

Belki oğlum da bu yoldan otuz yıl sonra geçer, -14
belki ben olamam.. (l5`
Elbette belki, seksen beş çok mu?
Belki ben olamam, -16
amma kim bilir neler olacak. ,
Yaman meraklanırım olacaklarla, -17
Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim.
(sürekli alkışlar..|

Nazım Hikmet`in Moskava-Bakû yolunda yazdığı ve 12-13 Ekim 1957 tarihini düştüğü bu şiirinde daha sonra basılan kitaba göre bazı değişimler var. Nazım`ın kendi sesinden kaydedilen şiir yukardaki gibi. Kitaptaki değişik dizeler ise numaralara göre şöyle:

1) Dört gün, dört gece trenle:..
2) Şimdi
3) Sevgilime sallanan mendil misali
4) Aynı şarkılar
5) ve Kazahîstanda ekin biçmekten dönüyor,
6) Vagonda bağrı yanık gelinler vardı yine
7) Erlerini Vtrangel asmış,
8 ) `amma faşist kurşundan dul kalan yiğitler yoktu
9) `Askerler vardı gene
10) Hatıralarında kaçan beyaz ordular
11) on kat daha yükselmiş değildi
12) amma neft kuyularında
13) Sumgayıt denen kıraç bir yer vardı
14) Belki oğlum da bu yoldan otuz yıl sonra geçecek
15) Belki ben olmıyacağım
16) Belki ben olmıyacağım
17) Çok merak ediyorum olacakları
(Fikret Otyam`dan alınmıştır)

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz