Schopenhauer’in irade’sinin psikanalizin haz ilkesi öğretisinde on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkması birçok bilinçdışı felsefesini de etkilemiştir. Eduart von Hartmann, Cari Gustav Carus, Gustav Theodor Fechner, Immanuel Hermann Fichte gibi düşünürler bilinçdışını açıklamaya çalışmışlardır. Schopenhauer, bu bağlamda ağırlığı cinsel sevgiye verir.
İleride Freud’un yaptığı gibi cinsel sevginin felsefe ve dünya edebiyatının olduğu kadar gerçek dünyadaki ilişkilerin gizli itici gücü olduğunu fark etmiştir. Cinsel sevgi bütün o ayrıntılarıyla, ortaya çıkışındaki çeşitli görünüm ve kılıklarıyla, son tahlilde sadece sahne oyunlarında, romanlarda değil, gerçek dünyada da önemli roller oynamıştır. Schopenhauer’e göre bütün ‘aşklar” son tahlilde cinsel dürtünün ürünüdürler. Cinsel sevgi zaman zaman en büyük kafaları bile karıştırmış, devlet adamlarının görüşmelerinin ve bilginlerin araştırmalarının arasına, bunları bozucu şekilde, pılı pırtısıyla girmekten, kendi aşk mektuplarını ve saç buklelerini hatta bakanlık evrakının ve felsefi el-yazmalarının arasına sokmaktan çekinmemiştir. Cinsel sevgi Schopenhauer’e göre önemsiz bir ayrıntı değil, çok büyük bir önemlilik, en büyük ciddiyettir. Bütün o “aşk oyuncuklarının” en son hedefidir cinsel sevgi, insan hayatının bütün öteki amaç ve hedeflerinin üstünde yer alır ona göre.
Schopenhauer’in irade metafiziğinde cinsel sevginin tuttuğu ciddi ve önemli yerin dünya edebiyatında da farkına varıldığını görüyoruz. Örneğin Thomas Mann, sık sık değerlendirdiği Freud öğretisine itirazlarını yöneltirken. Schopenhauer’in metafiziğine dayanır. Schopenhauer, Thomas Mann için de “bütün modern ruhbilimlerin babasıdır.” Schopenhauer’in irade metafiziğinden, Thomas Mann’a göre, Nietzsche’nin psikolojik radikalizmi üzerinden Freud’a ve derinlik psikolojisinin kurucularına kadar uzanan düz bir hat vardır. Nietzsche ve Schopenhauer, kimi görüşlere göre, Thomas Mann’ın ünlü aile romanı “Buddenbrooks”un metafiziksel içeriğini vermekle kalmamış, Schopenhauer felsefesinin yoğun karamsarlığı, genç Thomas Mann’ın hayat karşısındaki duygularını derinlemesine belirlemiştir. Thomas Mann Schopenhauer’i koyacak yer bulamaz; ona göre, karşımızda bir üslup dâhisi, büyük bir yazar, bir dil ustası ve güzel sanatçı bulunmaktadır. Onun yapıtları öncelikle sanatçılar ve sanat uzmanları için yazılmıştır Mann’a göre. Thomas Mann, Schopenhauer’in etiği, estetiğin de üstüne koymasından övgüyle söz eder.
Veysel Atayman
Varolmanın Acısı – Schopenhauer Felsefesi