Ahmet Nesin: Siz Hakan Şükür’ü Çözemediyseniz Bu İşi Bırakın…

Ahmet Nesin

AKP genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin daha iyi anlamış bu durumu, Şükür’ün istifasını “Ben emrettiler AKP’ye geldim, şimdi emrettiler ayrıldım, demektir…” diye açıklamış. Yüzde ellisi doğru, Gülen Hakan Şükür’e vekil olmasını emretmiştir ama birine daha emretmiştir, Erdoğan’a da “Bu adamımı seçin…” diye emretmiştir. O yüzden Erdoğan daha bu sorunu öğrenememiş, Hakan Şükür ve onun gibiler AKP’li olarak değil Gülenci olarak seçildiler. Bütün kavga da buraya dayanıyor, sonraki seçimde Gülen daha çok Şükür isterken, Erdoğan hiç Şükür istemiyor. Sayı da 150, bunu daha önce yazmıştım ama kimse ciddiye almadığından bugün çıkmış “Aaaaaa kavga ediyorlar, ne ayıp…” diye şaşırıyorlar, ben de onlara şaşırıyorum.

İngiltere Kraliçesi gelmiş, doğal olarak resepsiyon veriliyor, davetliler listesi hazırlanıyor, belki yıllarca İngiltere’de okuduğumdan olacak merak ediyorum resepsiyonu, ertesi sabah internette gazeteleri okumaya başlamamla birinci sayfada Hakan Şükür ve kraliçe karşımda. Hemen Hakan Şükür’ün milletvekili olacağına dair bir yazı yazdım.
Yazdığım çıktı ve Hakan Şükür milletvekili seçildi. Seçildikten sonra en önemli demeci “Ben bilmem, büyüklerim bilir!..” diye gayet açıklayıcı oldu. Şükür’ü bilmeyen yoktu, bir Fener Galatasaray maçının tarihini değiştirmek istedi, o maçın tarihi Fethullah Gülen’in doğum gününe denk gelmişti, o da bunu bahane ederek Kutlu Doğum Haftası’nda maç yapmamaları gerektiğini söylemişti.

Daha sonra Şükür milletvekilliğinin yanında futbol yorumculuğu da yapınca tartışma konusu oldu ama emir demiri kestiğinden bunu engelleyemediler. Hakan Şükür’ün en önemli eylemi bundan yaklaşık 1 yıl önce oldu. Erdoğan seçimleri öne almak istiyordu. Partisinden o kadar emindi ki konuyu hemen meclise taşıdı, nasıl olsa o güne değin Erdoğan partisine ne dese oluyordu. Mecliste oylama yapıldı, MHP’nin bütün desteğine karşın, hiç fire vermediğini düşünsek bile AP 4 fire verdi ve Erdoğan ilk kez bir emrini partililere yaptıramamıştı.

İşte o oylamada olmayanlardan biri Hakan Şükür’dür. Neredeydi diye sorarsanız, o tarihte ABD’de Gülen’in yanındaydı, arkasından da umreye gitti. Dersane kavgası filan derken dün AKP’den istifa etti Şükür. Bunun üzerine Erdoğan yaptığı açılamasında “Böyle bir şeyi beklediğimi söylemem yanlış olur. Beklemem. Çünkü böyle bir şeyi kendisine de yakıştıramadım. Bilirsiniz her söz sahibinindir, her söz sahibini bağlar. Bu süreç içerisinde parti genel başkanının takındığı genel tavır ortadadır. Ama böyle bir tavrı takınmış bir genel başkana, partiye karşı bu tür açıklamaları kendisinden veya bir başkasından bilemem yapmış olmasını yadırgadım doğru bulmuyorum. Niye üzüleyim. Gönül şunu arzu ederdi:  Bir insan bir partinin bayrağı altında seçime giriyorsa ondan sonra o parti ile birlikte hareket eder.  Ayrılıyorsa da sadece partiden ayrılmaz. Eğer dürüstse o zaman parlamentodan ayrılır, milletvekilliğinden ayrılır.  Çünkü bağımsız olarak bu parlamentoya gelmiş birisi değilsin. Olması gereken bunu gerektirir. Ama tabi bu herkese nasip olan bir şey değil.” dedi. İşte siyaset böyle bişey, daha doğrusu burjuvazinin siyaseti böyle bişey, milletvekili yaptığın kişiyi tanıyamazsın.

Oysa AKP genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin daha iyi anlamış bu durumu, Şükür’ün istifasını “Ben emrettiler AKP’ye geldim, şimdi emrettiler ayrıldım, demektir…” diye açıklamış. Yüzde ellisi doğru, Gülen Hakan Şükür’e vekil olmasını emretmiştir ama birine daha emretmiştir, Erdoğan’a da “Bu adamımı seçin…” diye emretmiştir. O yüzden Erdoğan daha bu sorunu öğrenememiş, Hakan Şükür ve onun gibiler AKP’li olarak değil Gülenci olarak seçildiler. Bütün kavga da buraya dayanıyor, sonraki seçimde Gülen daha çok Şükür isterken, Erdoğan hiç Şükür istemiyor. Sayı da 150, bunu daha önce yazmıştım ama kimse ciddiye almadığından bugün çıkmış “Aaaaaa kavga ediyorlar, ne ayıp…” diye şaşırıyorlar, ben de onlara şaşırıyorum.

Ahmet Nesin
ahmetnesin.wordpress.com

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz