Yılmaz Güney’in Newroz Konuşması: Biz bütün ömrümüzü gurbette geçirmek istemiyoruz

Yılmaz Güney’in halk karşısında yaptığı son konuşma: Kazanacağız… Mutlaka kazanacağız…

Değerli arkadaşlar, değerli konuklar hoş geldiniz, selam sizlere, bin selam!

Bildiğiniz gibi Newroz, Kürt halkı için zalimlere ve zulme karşı direnmenin, yılgınlık ve teslimiyete karşı durmanın, özgürlük ve bağımsızlık için mücadelenin sembolüdür. Biliyorum ki burada toplanan bütün insanların yüreği bu anlamda çarpıyor. Çocuklarımızın yüreği de aynı şeyler için çarpacak. Zulme ve köleleştirmeye karşı direnmek için, özgürlük ve bağımsızlık için. Bugüne kadar, bu amaçlar uğruna çok kurban verildi. Daha da verilecek. Biliyoruz ki kurbansız zafer mümkün değildir. Kan ve ateşi göze almak zorundayız. Soruyoruz; Böylesi bir azim ve inatla, böylesi bir inançla dolu bir yüreği susturmak mümkün mü?

Acı, yoksulluk, baskı, kan ve gözyaşı Kürt halkının kaderi değildir.
Biz bu kaderi tanımıyoruz. Biz, kendi dünyamızı, kendi toprağımızı, kendi ellerimizle yoğurmak ve yeniden kurmak istiyoruz. Yine unutmuyoruz ki Kürt-Türk, Arap-Acem işçilerinin ve emekçilerinin çıkarları güçlü devletlerin oluşmasında yatmaktadır. Yine biliyoruz ki gönüllü birliğin koşulları yaratılmadan bu bir hayaldir. Kimi zaman doğruyu ifade eden iki satırlık bir yazı, bir fikir, yürekleri ayağa kaldıran bir türkünün çığlığı, saza vuran bir mızrap atom bombasından bile güçlüdür. İşte bu nedenle biz, hayatın her alanında iyi savaşçılar, başarılı savaşçılar olmak ve yetişmek zorundayız. Biz, sazımızı iyi, çok iyi çalmalıyız. Biz, iyi, çok iyi türküler söylemeliyiz. İyi hikayeler, iyi şiirler, güçlü romanlar yazmalıyız. Biz güçlü bilim adamları, diplomatlar ve teknisyenler yetiştirmeliyiz. Bizim elimiz hem kalemi, hem makineyi, hem de silahı iyi tutmalıdır. Kimi zaman sazımız silah, kimi zaman da silahımız saz olmalıdır. Biz iyi biliriz ki en iyi türküleri, en doğru sözleri, yerinde kullanırsak bir kurşun söyler. Dağlarımız, ovalarımız, ormanlarımız bizi bekliyor. Biz bütün ömrümüzü gurbette geçirip, gurbet türküleri söylemek istemiyoruz. Biz, yiğitlikleriyle destanlar yazmış bir halkız, ve önümüzde duran bütün güçlükleri yenecek azme ve güce sahibiz. Türk, Acem ve Arap devrimci demokratları, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkının en candan savunucuları olarak bu kavganın bir parçasıdırlar. Ezilen sınıfların kardeşliği en güçlü silahımızdan biridir. Dost ve düşman herkes bilsin ki kazanacağız… Mutlaka kazanacağız… Bir köle olarak yaşamaktansa bir özgürlük savaşçısı olarak ölmek daha iyidir…

Yaşasın Kürt-Türk, Acem ve Arap halklarının kardeşliği ve dayanışması…

18 Mart 1984
Paris Kürt Enstitüsü tarafından düzenlenen Newroz programında yaptığı konuşma

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz