Modern bilimin doğuşunu Galileo kadar belki de hiç kimse etkilememiştir. Felsefenin temelinde Katolik Kilisesiyle olan ünlü çelişkisi yatmaktadır, çünkü Galileo, insanın, dünyanın nasıl işlediğini kavramayı umabileceğim ve üstelik bunu, gerçek dünyayı gözlemleyerek elde edebileceğini ileri süren ilk kişiydi.
Galileo, Kopernik’in kuramına (gezegenlerin güneş etrafında döndüğü kuramı) ta baştan beri inanmaktaydı, ama ancak, bu görüşü doğrulayacak tanıtları bulduktan sonra yaygın olarak desteklemeye başladı. Kopernik’in kuramına ilişkin İtalyanca (normal olarak kullanılan akademik Latince değil) yazılar yayınladı ve görüşleri kısa bir süre içinde üniversite dışında da geniş destek gördü. Bu, Aristocu profesörleri çileden çıkartarak, Katolik Kilisesini, Kopernik’in düşüncelerini yasaklamaya ikna etmek üzere Galileo ‘ya karşı birleşti.
Bundan endişelenen Galileo, kilise yetkilileri ile görüşmek üzere Roma’ya gitti, İncil’in amacının bilimle uğraşmak olmadığını, İncil’in sağduyuyla çeliştiği yerlerde ise ancak mecazi anlamı olabileceğini savundu. Ama kilise, Protestanlığa karşı verdiği savaşı köstekleyecek herhangi bir skandaldan korkmaktaydı ve bu yüzden baskı önlemlerine başvurdu. Kopernik’çiliği 1616 yılında “yanlış ve asılsız” ilan ederek, Galileo’ya, kesinlikle bir daha bu öğretiyi ” tutmamayı ve savunmamayı” buyurdu. Galileo buna razı oldu. 1623 yılında Galileo’nun eski bir arkadaşı papa oldu. Galileo hemen 1616 buyruğunun kaldırılması çabalarına girişti. Bunu başaramadı ama şu iki koşulla, Aristo ve Kopernik kuramlarının her ikisini de anlatan bir kitap yayınlama izni almayı becerdi: taraf tutmayacaktı ve insanoğlunun hiçbir şekilde dünyanın nasıl işlediğini belirleyemeceği sonucuna ulaşacaktı, çünkü Tanrı aynı olayları, onun mutlaka gücüne kısıtlamalar koyamayacak insanoğlunun kafasında hiçbir zaman canlandıramayacağı biçimlerde gerçekleştirebilirdi.
“İki Ana Dünya Sistemine İlişkin Diyalog” adlı kitap, sansürcüleri de arkasına alarak 1632 yılında tamamlandı ve basılır basılmaz Avrupa ‘da edebi ve felsefi bir başyapıt olarak karşılandı. Papa, bir süre sonra halkın kitabı Kopemikçilik’ten yana yorumladığının farkına vararak, yayınlanmasına izin verdiğinden pişmanlık duydu. Sansürcülerin resmi onayından geçmiş olmasına karşın, kitabın yine de 1616 buyruğuna karşı geldiğini ileri sürdü. Galileo’yu Engizisyon ‘un önüne çıkardı. Engizisyon Galileo’yu ömür boyu ev hapsine ve Kopernikçiliği halk önünde reddetmeye mahkûm etti. Galileo bir kez daha razı oldu.ir zaman kırılmadı. 1642 ‘deki ölümünden dört yıl önce hâlâ ev hapisindeyken, ikinci büyük kitabının el yazmaları Hollanda’da bir yayıncıya kaçırıldı, işte “İki Yeni Bilim” diye bilenen bu çalışma, Kopernik’e olan desteğinin de ötesinde, modern fiziğin doğuşu olacaktı.
Stephen Hawking
Kaynak: Zamanın Kısa Tarihi*
İtalyan fizikçi, matematikçi, gökbilimci ve filozof:
Galileo Galilei
Galileo hem yüzyıllardır hakim olan Aristoteles akımından, hem de İncil’den şüphe duyarak Orta Çağ’daki bilim anlayışında devrim yaratmıştır. İtalya’nın Pisa kentinde dünyaya gelen Galileo, ilk önce tıp eğitimine başlamış, sonra ilgisi matematik ve felsefeye dönmüştür. 25 yaşında Matematik profesörü olan Galileo, genç yaşlarından itibaren hareket hakkında kendi başına deneyler yapmaya başlamıştır. 1609’da yapılmış basit bir teleskoptan ilham alarak daha üstün teleskoplar geliştirmiş ve uzay hakkında daha önce hiç yapılamamış gözlemler yapmıştır.
Galileo, kendisinden önce Copernicus’un öne sürdüğü güneş merkezli evren kuramını benimsemiş ve bu nedenle Vatikan kilisesi tarafından iki defa yargılanmıştır. Kilise dünya merkezli bir evren anlayışını savunuyordu ve Copernicus teorisini dine aykırı buluyordu. 1614’te ilk mahkemesinde görüşlerini yayması ve öğretmesi yasaklanmış, 1632’de yazdığı bir kitap nedeniyle yargılanması sonucu ömür boyu ev hapsine mahkum edilmiştir. Bu olaylar nedeniyle Galileo tarihte bilim ve din çatışmasının bir sembolü haline gelmiştir.
Galileo ileri yaşlarında körlük geçirdi ama buna rağmen yazmaya devam etti. 1638’de hareket kanunları ve mekanik ilkeleri hakkında bir çalışma yayınladı. Galileo 8 Ocak 1642’de hayatını kaybetti.
*Zamanın Kısa Tarihi 1988 yılındaki ilk basımından bu yana geçen yıllar içerisinde bilimsel yazın alanında bir başyapıt konumu kazandı. Kırk dile çevrildi ve dokuz milyonun üzerinde baskı yaparak dev bir uluslararası ün kazandı.
Kitap o dönemde evrenin doğası hakkında öğrendiğimiz en son bilgiler göz önüne alınarak yazılmıştı, öte yandan o günden bu güne hem atom-altı dünyanın hem de büyük ölçekte evrenin gözlem teknolojilerinde olağanüstü ilerlemeler yaşandı. Bu yeni gözlemler Profesör Hawking’in kitabın ilk baskısında yaptığı kuramsal öngörülerin çoğunu doğrulayan nitelikteydi. Bu gözlemlere, evrenin başlangıcından 300.000 yıl sonrasını araştıran ve Hawking’in varlığını ileri sürdüğü uzayzaman dokusundaki kırışıklıkları tespit eden Kozmik Ardalan Kâşifi COBE uydusunun son bulguları da dahildir.
Kaleme aldığı özgün metne kendisinin son araştırmasından ve en son gözlemlerden edindiğimiz yeni bilgileri katma arzusuyla Hawking, kitabının elinizdeki son baskısı için yeni bir önsöz yazmakla kalmadı, aynı zamanda solucan delikleri ve zaman yolculuğuyla ilgili çok etkileyici yepyeni bir bölüm kaleme alarak kitabını güncelledi.
“Canlı ve kışkırtıcı.. Hawking doğal bir öğretmen yeteneğine sahip: kolay anlaşılır yazıyor, mizah katıyor ve günlük yaşamdan örnekler veriyor.”
-The New York Times-
“Tekerlekli sandalyede oturmasına karşın Hawking’in zihni uzayın sonsuzluğunda her yere ulaşıyor ve evrenin gizemlerini açıklıyor.”
-Time-
“Usta işi.”
-The Wall Street Journal-