“Kendimi on beş yaşında öğrenmeye verdim.
İrademe otuz yaşında sahip olabildim.
Kuşkulardan kırk yaşında kurtuldum.
Göğün düzenini elli yaşında öğrendim.
Sezgilerim yoluyla her şeyi altmış yaşında kavradım.
Kalbimin isteklerini, doğru olan şeylere zarar vermeden yetmiş yaşında gerçekleştirebildim…”
I – Düşünmeden Öğrenmek Zaman Kaybıdır
I. Üstat dedi ki: “Ülkesini erdemle yöneten bir kişi, konumunu hep koruyan ve tüm yıldızları kendisine bağlı kılan kutup yıldızı ile karşılaştırılabilir.”
II. Üstat dedi ki: “Şiir kitabında 300 parça şiir var. Fakat tümünü bir cümleyle anlatabilirsiniz: Fesat düşüncelere sahip olma.”
III. Üstat dedi ki: “Eğer halk yasalarla yönetilir ve cezalarla yola getirilmek istenirse, onlar kendilerini cezalardan kurtarmaya çalışacak ve bundan hiç utanç duymayacaktır. Eğer onlar erdemle yönetilir ve eğitimle yola getirilmek istenirse, utanç duyacaklar ve böylece iyi olmaya çalışacaktır.”
IV. Üstat dedi ki:
“Kendimi on beş yaşında öğrenmeye verdim.
İrademe otuz yaşında sahip olabildim.
Kuşkulardan kırk yaşında kurtuldum.
Göğün düzenini elli yaşında öğrendim.
Sezgilerim yoluyla her şeyi altmış yaşında kavradım.
Kalbimin isteklerini, doğru olan şeylere zarar vermeden yetmiş yaşında gerçekleştirebildim…”
V. Meng İ, [1] “anaya babaya sevgi ve bağlılığın ne olduğunu” sordu.
Üstat yanıtladı: “Onlara itaatsizlik etmemek demektir.”
Daha sonra Fan Ch’ıh [2] ile giderken dedi ki: “Meng-sun (Meng İ) bana, ana babaya sevgi ve bağlılığın ne olduğunu sordu. Ben de, onlara itaatsizlik etmemektir dedim.”
Fan Ch’ıh, “Bundan neyi kastediyorsunuz?” diye sordu
Üstat yanıtladı: “Ailemiz yaşarken onlara terbiyenin gereklerine göre hizmet etmeliyiz.
“Öldükleri zaman tören kurallarına göre onları gömmeli ve kurbanlar sunmalıyız.”
VI. Meng Wu da [3] gene anaya babaya sadakatin ne olduğunu sordu.
Üstat yanıtladı: “Ana baba çocuklarının hastalanmasından korkar.”
VII. Tzu-yü [4] de anaya babaya sadakatin ne olduğunu sordu.
Üstat yanıtladı: “Bu günlerde ana babaya sadakat ailenin geçimini sağlamak olarak anlaşılıyor. Ancak köpeklerle atlar da aynı şeyi yapıyor. Saygı olmazsa ikisini birbirinden nasıl ayırabilirsiniz?”
VIII. Tzu-hsia da anaya babaya sevgi ve bağlı lığın ne olduğunu sordu.
Üstat yanıtladı: “Zorunluluk ve biçim sorunudur. Ailesinin bir sıkıntısı olduğunda genç evlat bu sıkıntıyı üstlenip şarabını ve yiyeceğini onların önüne koyarsa, bu anaya babaya sevgi ve bağlılık sayılmaz mı?”
IX. Üstat dedi ki: “Hui [5] ile bütün gün konuştum. Söylediklerimin hiçbirine karşı çıkmadı. Bir budala gibiydi. Benden ayrılıp evine gidince özel yaşamını gözledim. Öğrendiklerini uygulama yetisine sahip olduğunu görünce, hiç de budala olmadığını anladım.”
X. Üstat dedi ki: “Bir insanın yaptığı işlere bak: Onun davranışlarına dikkat et. Dinlediği şeylere kulak kabart.
“Bir insan kişiliğini nasıl gizleyebilir?”
XI. Üstat dedi ki: “Bir kişi, eski bilgisini yeni bir şeyler öğrenerek geliştirmeye çalışırsa başkasının öğretmeni olabilir.”
XII. Üstat dedi ki: “Büyük ve üstün insan bir araç değildir.”
XIII. Tzu-kung, “Üstün insan kimdir?” diye sordu. Üstat yanıtladı: “Söz söylemeden önce uygulamaya geçer, sonra uygulamasına göre konuşur.”
XIV. Üstat dedi ki: “Büyük ve üstün insanların düşüncesi yerel değil, evrenseldir.”
XV. Üstat dedi ki: “Düşünmeden öğrenmek zaman kaybıdır. Bir şeyi öğrenmeden fikir ileri sürmek tehlikelidir.”
XVI. Üstat dedi ki: “Yu,[6] sana bilginin ne olduğunu öğreteyim mi? Bir şeyi biliyorsan, onu bildiğini göster. Bir şeyi bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et. İşte bu, bilgidir.”
XVII. Tzu-chang,[7] para kazanmak amacıyla bilgi edinmeye çalışıyordu.
Üstat dedi ki: “Çok dinle ve şüphelendiğin noktaları bir tarafa bırak ve ihtiyatlı söz söyle, yanlışın en aza iner. Çok şey gör, tehlikeli şeylerden uzaklaş ve davranışlarında ihtiyatı elden bırakma. O zaman pişman olmazsın. Bir kişi konuşma ve davranışlarında ne kadar az yanlış yapıyorsa o kadar çok kazanç sağlayacak demektir.”
XIX. Dük Ai[8] sordu: “Halkı bağlı kılmak için ne yapılmalıdır?”
Üstat yanıtladı: “Doğruluktan ayrılma, yanlışlarını düzelt, yanlışlarını düzeltmez, doğruluktan ayrılırsan o zaman halk sözünü dinlemez.”
XX. Chi K’ang[9] sordu: “Halkın hükümdarlarına karşı saygılı olması, sadakat göstermesi ve çok çalışması için ne yapmalı?”
Üstat yanıtladı: “Halk, ağırbaşlılıkla yöneten hükümdara saygı gösterir. Hükümdar, ailesine bağlı ve herkese karşı nazikse, ona bağlılık gösterirler. İyiyi yüreklendirir, bilmeyene elinden geldiği kadar öğretmeye çabalarsa, halk çok çalışır.”
XXI. Biri Konfüçyüs’e dedi ki: “Neden devlet hizmetinde bir görev almıyorsunuz?”
Üstat yanıtladı: “Şiir kitabında anaya babaya bağlılığa ilişkin, ‘Sen ana ve babana bağlıysan kardeşlik görevini yapmış olursun,’ der. Bu davranış devleti etkiler ve aynı zamanda hükümetin kurulmasını sağlar. Öyleyse, bir insan görev almak için niçin mutlaka devlet yönetiminde bulunsun?”
XXII. Üstat dedi ki: “Bir kişi inancı olmadan nasıl işini başarıyla yapabilir? İster küçük, ister büyük olsun, boyunduruk ve koşum olmadan arabalar nasıl yol alabilir.”
XXIII. Tzu-chang, “Bin yıl sonraki işleri bilmenin olanağı var mıdır?” diye sordu.
Üstat yanıtladı: “Yin sülalesi, Hsia sülalesinin devlet düzenini izledi.[10] Onların bir şeyler kattığı bilinmektedir. Chou hanedanı Yin hanedanının düzenini izledi.[11] Onlardan neyin alındığı ya da neyin eklendiği ortadadır. Belki bundan sonra gelenler, Chou’ları izleyeceklerdir. Yüzlerce yıl sonra bile olsa Chou’ların işleri bilinecektir.”
XXIV. Üstat dedi ki: “Kendisine ait olmayan bir ölüye sunu sunmak dalkavukluktur.”
“Doğru olan şeyi görüp de, bunu uygulamamak korkaklıktır.”
Konfüçyüs
Erdemin Ardından Git
İngilizceden Çeviren: Işıtan Gündüz
[1] Meng İ: Lu derebeyliğinin (kuzey doğu Çin’de) büyük rütbeli subaylarından biri. Ho-chi de denir. O ünlü üç ailesinden birinin başkanıdır.
[2] Fan Ch’ıh: Konfüçyüs’ün öğrencisi.
[3] Meng Wu: Meng İ’nin oğlu ve Üstadın öğrencisi.
[4] Tzu-yü: Konfüçyüs’ün seçkin öğrencisi.
[5] Hui (Yen Hui:) Üstadın en çok sevdiği öğrencisi.
[6] Yu (Tzu-lu:) Konfüçyüs’ün en çok beğendiği öğrencisi.
[7] Tzu-chang: Bir öğrenci.
[8] Dük Ai: Lu derebeyliğinin Dükü.
[9] Chi K’ang (Chi-sun Fu:) Lu derebeyliğinde üç ünlü ailenin başkanı.
[10] Yin sülalesi (veya Shang sülalesi) MÖ 1450-1050. Hsia sülalesi: Çin’in ilk sülalelerinden biri sayılır. (MÖ 1800-1500)
[11] Chou sülalesi: MÖ 1050-247. Konfüçyüs’ün yaşadığı çağ.