Memleket zaten acayipti iyice ucubeleşip yaratıklaşmaya başladı. Ampüle benzeyen bir başın yanında güle benzeyen yeni bir baş filizlenmeye yüz tuttu. İyice Eminönü’nde satılan ışıldaklara benzemeye başladı. İslambol’daki Topbaş’ı da sayarsak nerenizi salladığınızın hiçbir önemi yok, her an bir başa çarpabilirsiniz. Bu da rabbimin bir mucizesi olsa gerek. Köyde keçi meçi çift başlı doğunca “Allah’ın işi” demek kolay. Bu ne o zaman?
Hepinizi en marjinal, radikal ve akabinde illegal duygularımla delicesine selamlıyor ve önünüzde eğiliyorum. Yanlış anlamayın, yüzüm size dönükken yapıyorum bu eylemi.
Merhaba bu ülkenin holiganları, eli limonlu burnu gazlıları.
Memleket, bu hafta yine çığrından çıkarak Avrupa’nın 100 yılda yaşadığı olayları bir haftaya tıkıştırıp vakumladı. Ben de sokaklarda boş boş dolaşırken “ulan bu turistler ne buluyor burada?” diye gendi gendime nöronlarımı ısındırırken aniden kavrama yoluyla bizim memleketin Everest’e tırmanmaktan daha heyecan verici bir yer olduğunu kevşettim. Ne gideceksin taa rabbimin uzaklara koyduğu yerlere! Gel Türkiye’ye bir hafta kal, bak bakalım adrenalin nasıl ruh-u mücerret gibi fışkırıyor…
Yüreğimin atardamarından gelen tazyikli kanla beynimin sol lobuna orantısız bir şekilde müdahale ediyorum, yine de olan biteni idrak edemiyorum. Arada sırada söz konusu loba malum gazlarla da girişiyorum ama idrak işlemini gerçekleştirirken çeşitli belirtiler yine de baş gösteriyor. Eskiden tek baş gösterirdi şimdilerde “çift baş” göstermeye başladı.
Memleket zaten acayipti iyice ucubeleşip yaratıklaşmaya başladı. Ampüle benzeyen bir başın yanında güle benzeyen yeni bir baş filizlenmeye yüz tuttu. İyice Eminönü’nde satılan ışıldaklara benzemeye başladı. İslambol’daki Topbaş’ı da sayarsak nerenizi salladığınızın hiçbir önemi yok, her an bir başa çarpabilirsiniz. Bu da rabbimin bir mucizesi olsa gerek. Köyde keçi meçi çift başlı doğunca “Allah’ın işi” demek kolay. Bu ne o zaman? Bence bu çift baş meselesinde bi çapanoğlu var. Yakında akbaş, karabaş belli olur. Hem ayaklar baş olacağına memleket “çift baş” olsun daha iyi. Zaten memleketin meclisi, önüne her gelene kol kaldırıp indirmekten “kol sentır”a dönüşmüşken biz niye kolla uğraşalım ki?
Akciğerimde oksijen pompalanmış kanımın beslediği tertemiz duygularla söylüyorum, bu gidişle geçenlerde yeni bulunan kayıp Türklerin kabilesine katılacam. Onlara bütün bu olanları taa 1071’den itibaren anlatacam. Türkiye’de bulunan Türklerdense Moğolistan dağlarında kaybolan Türkleri tercih ederim. Kabul etmezlerse “bahtsız bedevi” gibi Orta Asya çöllerinin göbeende dolaşmaya razıyım. Ne de olsa doğacı insanlar, bana bir at mat verirler ve ben de kutup ayısından bu şekilde sıyırabilirim belki.
“Adi!” hayır bu diil, “Şerefsiz!” bu diil, siz beni anlamıyorsunuz, daha farklı, çağ açacak bi’şey istiyorum, insanlar mutlu olsun, gülsünler istiyorum. “Pislik!” hayır bu da diil.
“Bahtsız bedevi!” işte bu!
Memleket “bu dil” sayesinde yeni bir çağa giriyor. Fakat çağa neresinden girdiği konusunda uzmanlar çelişkili açıklamalarda bulunuyorlar. Gidişata zoom yapılarak bakılırsa, yakında uluslar arası değerlendirme kuruluşu Fitch’in işin “fitch”i olduğunu gösterip notumuzu AAAA’ya yükselteceğine en çapulsuzumuzun bile iddiaya gireceğine iddiaya girerim. Ama buradaki AAAA sanırım şaşırma ve “olmadı şimdi” anlamındaki “AAAA!” olacak büyük ihtimal.
Bence Kılıçdaroğlu, MİT’e gidip “bahtsız bedevi değildir” belgesi, ülkemizin büyük başı da “kutup ayısı değildir” ibarelerini içeren belge alsınlar ve bu iş burada çözülsün. Yoksa AİHM’de gizli tanık olup her şeyi çatır çatır anlatacam.