Profesyonel çizerliği 1990’da Limon dergisinde başladı. Leman ve L-manyak dergilerinde sanatı daha da gelişti. Leman dergisinden ayrılarak çizer arkadaşları Erdil Yaşaroğlu, Bahadır […]
Evde kalırken burunda tüten “bardaş”lara selam olsun – Aykut Emre
Sokakların kediye, köpeğe ve yer yer de gökten sağanak şeklinde yağan martılarla ezeli düşmanları kargalara kaldığı bu karantik günlerde, kelimeleri kullanıp konuşabilen […]
Karantina Günlerinde “Evcil Kelimeler” – Aykut Emre
Ev tekstilinin bilimum ögelerinden; çarşaftan, yorgandan, battaniyenin ve yastığın, havlunun yumuşaklığı ve sıcaklığından sıkıntı ve ıkıntı geldi artık. İnsanlar, adeta asfaltın sertliğini, […]
Oğuz Atay: İnsanlar acıklı sözler dinlemek istemiyor, kitabı suratınıza kapatıveriyorlar…
Perşembe günlerini sevmem. Sabah sekizden akşam beşe kadar demek istiyorum. Perşembe günlerini sevmem. Sabah sekizden akşam beşe kadar demek istiyorum. Yüz kere, […]
“Evet”inizi tek mi alırsınız duble mi? – Aykut Emre
Geçen hafta son anda sahneden inip yerine geçmeye ikna ettiğimiz başroldeki kelimemiz “evet”, bir hafta boyunca metrobüslerde, oksijen tüpüyle kesilip kaldırılmamış banklarda, […]
Mesela ayakkabı üretiyorsanız virüs sizi etkilemiyor ama ayakkabı satıyorsanız etkiliyor!
Türkler ikiye ayrılır, her şart altında! AKP zihniyetine göre sınıfsal farklılıklar aynı zamanda biyolojik farklılıkların da anası. Bu yüzden imkanı olanlar virüse […]
“Evet” Deyip Geçmeyin – Aykut Emre
Bazı kelimeler, kuru ortamları sevmiyor. Kağıtları, kartonları, sert plastikleri sevmiyorlar. Yazı olarak buralarda tutunamıyor ve yuvalanamıyorlar. Dijital ekranlarda da kendilerini pek iyi […]
Arkanızda kapanan bir demir kapının sesidir “dışarı” – Aykut Emre
“Dışarı” Çoğunluğun, evlerin içinde pencere önüne minder koyarak, sokakları izleyecek noktaya geldiği, sokağı seyretmek için evdeki minnoş kediyle bile kavga etme seviyesine […]
“İptal” Festivali – Aykut Emre
Yıkamaktan el derilerimizin tavuk ayağının dokusuna benzeyip, pul pul döküldüğü bu günlerde, hangi kelimenin inine girmek ve onu anestezi vermek suretiyle incelemek […]
“İlginç” Ne Şişi Yakar Ne De Kebabı – Aykut Emre
Şu “ilginç” kelimesine musallat olalım bu hafta. Kelimeleri tanımak için de yatıp kalktığı yere bakmak lazım. Hangi ağızlardan çıktığına, ne tür kulaklara […]
“Ama”nın Akıl Almaz Maceraları – Aykut Emre
Sevgili sırdaşlarım ve yer yer kendini sağanak şeklinde belli eden dertdaşlarım. Ortalığı şerbeti fruktoz şurubundan yapılma mevlit evine çevirmek istemem ama yine […]
Bir Sürgünün Anıları: Sen mi kaldın memleketi kurtaracak?.. – Aziz Nesin
Siz Neredeydiniz? Candarma karakoluna geldik. – Komutan yok, biz bunu teslim alamayız! dediler. Çıkınımı sırtımdan yere atınca rahatladım. Bir de şu kelepçeleri […]