Hayatta En Çok Sevilen Baba, Geçmişten Aydınlık Bir Yüz; Hasan Ali Yücel

.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici – hep, hepp acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.

Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40’ı geçerse ateş, çağ’rırlar İstanbul’a,
Bi helallaşmak ister elbet, diğ’mi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.


En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.

(Can Yücel’in babası Hasan Ali Yücel’e yazdığı şiir)

Hasan Ali Yücel 16 Aralık 1897’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. İzmir ve İstanbul’da edebiyat ve felsefe öğretmenliği, maarif müfettişliği yaptı. Fransız eğitim sistemini incelemek üzere bir yıllığına Paris’e gönderildi. 1932’de yurda dönüşte Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü görevine atandı. 1933-1935 arasında Milli Eğitim Bakanlığı Orta Eğitim Genel Müdürlüğü yaptı. 1935’te İzmir milletvekili seçildi. 1938’de Celal Bayar hükümetinde Milli Eğitim Bakanlığı’na getirildi. 1946’ya kadar Refik Saydam ve Şükrü Saracoğlu hükümetlerinde de aynı görevi sürdürdü. Birinci Eğitim Şürası’nı topladı. Ankara Fen ve Tıp fakültelerini, İzmir Yüksek Ticaret ve İktisat Okulu’nu, Balıkesir ve Edirne öğretmen okullarını eğitime açtı. Yüksek Mühendis Okulu’nun İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüştürdü. Dünya klasiklerinin Türkçe’ye ilk kez çevrilmesini sağladı. Köy enstitülerini kurarak eğitim ve bilimi köylere kadar ulaştırdı. Köylünün gözünü açmasıyla köylüyü sömüren ağa şeyh tarikat taifesinin hedefi olan, buna rağmen yılmayan Hasan Ali Yücel, Demokrat Partinin muhalefetinin sonucu olarak İsmet İnönü tarafından feda edildi. 5 Ağustos 1946’da 7 yıl 7 ay sürdürdüğü Milli Eğitim Bakanlığı görevinden istifa etti. İstifasından sonra gazetecilik görevine döndü. Akşam ve Cumhuriyet gazetelerinde makaleler yazdı. 1958’de UNESCO Türkiye Milli Komisyonu üyeliğine atandı. 1961’de Kurucu Meclis üyesi oldu. Şiirlerini önce aruzla, sonra heceyle yazdı. 1961 yılında konuk olarak kaldığı Prof. Dr. Tevfik Sağlam’ın evinde öldü. 2 Mart 1961’de Cebeci Asr-i Mezarlığı’nda toprağa verildi.

ESERLERİ:
ŞİİR: Dönen Ses, Sizin için ve Dinle Benden

DÜZYAZI: Goethe, Bir Dehanın Romanı (1932), Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış (1932), Pazartesi Konuşmaları (1937), İçten Dışa (1938), Türkiye’de Ortaöğretim (1938), Davalar ve Neticeleri (1950), Hürriyete Doğru (1955), İyi Vatandaş İyi İnsan (1956-1971), Kıbrıs Mektupları (1957) Edebiyat Tarihimizden (1957), İngiltere Mektupları (1958), Türkiye’de Maarif (1959), Hürriyet Gene Hürriyet (1960-1962, 2 cilt),

blankHasan Ali’ye.
bu sabah uyanırken tam
karşıma çıktın
kara karaydı gözlerinin akları
dargın mıyız yoksa?
sana üryani eriği hoşafı yaptım
yanına domatesli pilav, yemedin
dargın mıyız yoksa?
her bahar erguvanlar içinde yaşardık
bu bahar erguvan görmedim desem yeri
dargın mıyız yoksa?
durdun öyle karşımda, mahzun
bana çok uzaklardan baktın
dargın mıyız yoksa?

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz