![]() |
1571 – 1610 yılları arasında yaşayan, Barok dönemin en büyük sanatçısı, İtalyan ressam Michelangelo Merisi da Caravaggio, 6 yaşında babasını, 19’unda da annesini kaybetti. Devrimci sanatasal anlayışı dolayısıyla pek çok defa kiliseyle ters düşmüş ve bu yüzden afaroz edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
Caravaggio Resim Sergisi için →burayı tıklayınız
Önemli resimlerinden bazıları
Küçük baküs, Kertenkele tarafından ısıraln çocuk, Emmaus’ta yemek, Meryem’in ölümü, İsa’nın mezara konuşu, Meyve sepeti ve çocuk, Falcı Vaftizci Yahya, St. paul’ü din değiştirmesi, Aziz matta’nın çağrılışı ve Medusa
Barok Dönem
Avrupa’da yaygınlaşan sanatta bir anlatım biçimidir. Başlangıcı ve bitişi için kesin bir tarih verilememekle birlikte 16. ve 18. yüzyıllar arasında oluşup şeklini almış bir dönemdir. Mimarlık, müzik, resim ve heykelin etkileyici temalar altında birleştirilmesi amacını güder. Abartılı hareket duygusu ve net gözüken detayları ile dönemin müzik ve edebiyatında da kendini gösterir. Yoğun bir etki bırakan bu anlatım biçimi kendi alanında fazla eser verildiğinden bir dönem adı olarak anılmaya başlanmıştır. 1600’lerde Roma’da kilise etkisinde doğmuşsa da tüm Avrupa’ya yayılmıştır.
Mimaride Mimar Louis Le Vau ve bahçeci André Le Nôtre tarafından yapılan Versailles Sarayı, Barok mimarisinin en tipik örneklerindendir. Bunun yanında resimde Caravaggio, Rembrandt, Rubens, Vermeer; heykelde Gianlorenzo Bernini; müzikte Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Domenico Scarlatti, Georg Friedrich Handel, Georg Philipp Telemann Barok tarzında eser vermiş kişilere örnek teşkil eder.
Plastik sanatlarda barok dönem, ışık gölge karşıtlığının ön plana alınması ile şekillenmiştir ve bu kontrast anlayışı; mimaride ve heykelde aşırı girinti çıkıntı, c ve s şeklinde kıvrımlar, dalgalı hareketler ile aşırı süslemeci bir biçem olarak verilmiştir. resim sanatında ise loş ışıkta tüm anatomik kıvrımların vurgulanması ve yine c ve s şeklinde duruşlar tipik barok özelliklerdir.
sanat tarihinin ilk kuramcılarından heinrich wölfflin’in “sanat tarihinin temel kavramları” isimli kitabında, barok dönem sanatı, rönesans sanatıyla karşılaştırılarak incelenmiştir. kitapta bu iki sanat biçemi beş ana kavramla birbirlerinden ayrılmaktadır;
1. Çizgisellik ve gölgesellik: rönesansta stüdyo ışığı altında verilen figürler ve formlar tamamen çizginin devamı öncelenerek kompoze edilir ve silüetler kesin çizgilerle ifade edilirken, barokta formu belirleyen gölgelerdir.
2. Düzlem ve derinlik: rönesansta kompozisyonlar bir üçgen şeklindeyken barokta pramidaldir.
3. Kapalı form-açık form (tektonik/atektonik): rönesans resimlerinde konu bir çerçeve içerisine alınır, form kapalıdır. barokta ise figürler tuvalin dışına taşabilir, yarım verilebilir.
4. Çokluk ve birlik: en kafa karıştırıcı kıyastır. rönesansta formlar birbirinden bağımsızdır,hepsi ayrı bir kompozisyon olabilir, ancak bir bütündür. çokluk, aslında birliği ifade etmektedir. barokta ise formlar birbirinin devamı gibi c ve s kıvrımları oluşturacak biçimde adeta birbirlerine bağlıdırlar, ama bu birlik bir kaos içerisinde verilmiştir, göze çokluğu çağrıştırır.
5. Belirlilik ve belirsizlik: rönesans kenar çizgilerini net bir şekilde verir, tüm ayrıntılar belirlidir. barok ise tamamlanmamış kompozisyon, loş ışıkta kaybolmuş uzuvlar ile belirsizdir.