Albert Einstein’ın Leonardo da Vinci’yle Benzerlikleri

Zamanda geriye doğru biraz ilerlersek engelinin işini yapmasına engel olmasına izin vermeyen ünlü bilim insanlarının bir başka örneği de Leonardo da Vinci’dir (1452-1519). Leonardo, Rönesans döneminde İtalya’nın Toskana bölgesindeki Vinci’de doğdu. Her şeyi ve etrafındaki herkesi sorgulayan meraklı bir çocuktu. Leonardo, ilk çıraklık eğitimini 1466da Andrea del Verrocchioden aldı. Del Verrocchioa’en heykel, resim, metal işleme ve diğer sanatsal becerileri öğrendi. Leonardo sonraki yıllarda kendi atölyesini açacak, resim ve çizimler için kendi siparişlerini alacaktı. Mona Lisa ve Son Akşam Yemeği gibi Rönesans’ın en ünlü eserlerinden bazılarına imza atacaktı.

Leonardo, daha çok resimleriyle tanınsa da aslında gerçek bir Rönesans karakteriydi. Matematik ve fen bilimlerindeki becerilerini kullanarak iki boyutlu çalışmalarında çizgisel pers-pektif geliştirdi ve bu gelişmeler gelecekte, çeşitli sanatsal alanlarda birçok atılımın temelini oluşturacaktı. Leonardo sonraki yıllarda zamanının çoğunu mühendisliğe adadı. Arno Nehri’nin yatağını değiştirme projesi üzerinde çalıştı. Einstein gibi, o da muazzam zekâsını ve becerisini farklı ilgi alanlarına uyguladı.

Einstein ve Leonardo arasındaki diğer bir benzerlik, ikisinin de öğrenme güçlüğüyle ün kazanmış olmasıdır. Einstein konuşmaya geç başlamış ve kariyeri boyunca kendisini yazılı olarak ifade etmede zorluk çekmesiyle tanınmıştı. Bu sorunu, onun inanılmaz keşifler yapmasına engel olmadı. Ayrıca, “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir” ve «Aşka düşmek yerçekimi yüzünden değildir” gibi popüler sözleriyle tanınırdı.

Leonardo da Vincinin öğrenme engeli -disleksi, insanların okumayı ve yazmayı öğrenmesini zorlaştıran bir durum- olduğu düşünülmektedir. Bu durum, bireyin doğuştan gelen zekâsı konusunda herhangi bir şey ifade etmez, ancak bilhassa bu durum hakkında çok fazla şeyin bilinmediği on beşinci yüzyılda, özellikle ilkokul eğitimini zorlu bir süreç haline getirebilir. Peki, disleksi Leonardo’nun hızını kesebildi mi? Hiç de değil. Bu rahatsızlığı, Leonardo’nun mirasının oldukça önemli bir parçasıdır. Leonardo’nun günümüze ulaşabilen el yazısı notlarının çoğu geriye doğru yazılmıştır. Sağdan sola, yani normal metnin ne olduğunun ancak aynadan yansımasıyla anlaşılabileceği bir tarzda yazmıştır. Bu ilginç anormalliği pek çok disleksikte görülür, ancak çoğu bunu yaptıklarının farkında değildir. Leonardo’nun mesleki yaşamının bu yönü, bazıları, bugüne kadar yapılmış yapıtlar olacak şaheserler üretme yeteneğini kesinlikle etkilememiş gibidir.

Einstein gibi, Leonardo da dünyayı değiştiren eserler ortaya koydu. Seçtikleri alanlar birbirine çok uzak olmasına rağmen, aslında kesiştikleri bazı yerler de vardı. Leonardo, kariyerinin çeşitli dönemlerinde mucit oldu, binalar, makineler, uçaklar, kanallar ve daha pek çok (ve çeşitli) ürün tasarımları geliştirdi, Einstein da diğerlerinin yanı sıra gürültüsüz bir buzdolabı tasarımları geliştiren bir mucit çizgisine sahipti; bir döner pusula ve özel bir uçak cayro pusulası gibi başka çeşitli buluş patentleri aldı. bu benzerlik akla şu soruları getiriyor: Bütün dahiler mucit midir? Tüm bunlar, onları eser ortaya koymaya iten harika beyinleriyle mi ilgili?

Cyhthia Phillips
Einstein Hakkında Bilmediğiniz 101 Şey

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz