ADOLF HİTLER’İN SON 10 GÜNÜ, KAYDA GEÇEN SON SÖZLERİ – M. TANJU AKAD

Hitler o gün öğleden sonra Mussolini’nin, metresi ile birlikte öldürüldüğünü öğrendi. Çok sevdiği köpeği Biondi’yi zehirledi ve diğer ikisini kurşunlattı. Sekreterlerine de Rusların eline düşme tehlikesine karşı zehir dağıttı. Ancak bu saatlerde, intiharı göze alamayan ve gitmek isteyen bazı kişilere izin verdi. Sığınakta kimsenin yatmaya gitmemesi söylendi: Führer veda edecekti. 30 Nisan’a girilmişti. Saat sabahın 3’üydü. Yaklaşık 20 kişi yemek salonunda sıralandı. Bunların çoğu kadındı. Hitler anlaşılmaz bir şeyler mırıldanarak hepsinin elini sıktı. Ve odasına döndü. Eva siyanürü, Hitler ise tabancayı tercih etmişti. İsteği üzerine cesetleri yakıldı. Artık şef yoktu. Sığınaktaki gerilim birden kalktı. Bazıları sığınağın kantininde dansetmeye başladılar ve kısa süre sonra ‘parti’ çığırından çıktı. Goebbels’in karısı beş çocuğunu öldürüp intihar etti. Goebbels, Krebs ve Burgdorf da ölümü seçtiler.

Tarih 20 Nisan 1945; Hitler’in 56’ncı yaşgünü Başbakanlık sığınağında kutlanıyor. Yıkılmış bir Berlin, Rus toplarının gümbürtüsü ve Amerikan uçaklarının bombardımanı, yaş gününün fonunu oluşturuyor.

Hitler yaşgününde her zamanki gibi öğlene doğru uyandı. Saat 11’e geliyordu. Hafif bir şeyler atıştırdıktan sonra yakınlarının tebriklerini kabul etmeye başladı. Sığınakta bulunan General Koller’in hatıralarında belirtildiği gibi, cephelerde büyük felaketler yaşanırken ‘eski muhafız’lar sayılabilecek olan Goebbels, Himmler, Ribbentrop ve Himmler oradaydılar. Ayrıca Doenitz, Keitel, Jodl ve ordunun son kurmay başkanı Krebs de mevcuttu. Günlerdir özel hazinelerini Rusların eline geçmeden kamyonlara yüklemeye uğraşan Reich Mareşali Goering biraz geç kaldı; ama o da sonunda tebriklerim sunmayı başardı.
Küçük yaşgünü partisinden sonra Hitler sığınaktan çıkarak Berlin savunması için hazırlanan iki birliği teftiş etti. Bunlardan birisi kendi inadı yüzünden Kurland’da kuşatılan 18 tümenden deniz yoluyla kurtarılabilen biravuç askerden, SS ‘Frundsberg’ tümeninin kalıntılarından oluşuyordu. Diğeri ise Axmann’m Hitler Gençlik Örgütü’nden gelen bir grup çocuk askerdi.

ELLERİ TİTREYEN BİR HİTLER
20 Temmuz 1944 tarihindeki bombalı suikast girişiminden beri Hitler’in elleri titriyordu; ama yine de askerlerin hepsiyle el sıkıştı ve düşmanın Berlin önlerinde mahvedileceğim söyledi.Rus toplarının sesleri gelirken,bu adamın yıkıntılar arasında hâlâ güven telkin edebilmesi inanılmaz bir şeydi. Teftişten sonra günlük askeri konferansa geçildi. Rusların, Berlim önlerinde mahvedileceğim dedi ve  tekrarladı Hitler; ama generaller durumu biliyorlardı. Hitler’den güneye gitmesini istediler. Birkaç saat veya en çok birkaç gün sonra Berlin tamamen kuşatılacaktı. Hitler bunu kabul etmedi. Ancak Rus birliklerinin Elbe’de Amerikalılarla buluşması halinde, güney ve kuzey için iki komutanlık kurulabileceğini belirtti.Hitler’in aklı hâlâ karşı saldırıdaydı. Giderek gerçeklerden kopmuş, kendi kurduğu dünyada yaşıyordu.

‘BÜYÜK KAÇIŞ’ BAŞLIYOR
20 Nisan akşamı Berlin’den’büyük kaçış  başladı. En eskidostu Goering, Avrupa’nın dört bir köşesinden yağmaladığı hazineleriyle güneye gitti. Hitler ölünce yerine geçmeyi planlıyordu. Aynı düşüncede olan Himmler de gitti. Her ikisi de Berlin’in kuşatıldığı 22 Nisan’da başageçmek için girişimlerde bulunacaklar ve ikisi de Hitler tarafından hain ilan edileceklerdi. Amerikalıların yakaladığı Goering, Nurnberg’de asılacağıgece; Himmler ise İngilizler tarafından yakalandıktan hemen sonra zehirle intihar edeceklerdi. 20 Nisan gecesi emin bir yere doğru ortadan kaybolan Ribbentrop ise Nurnberg’de idamsehpasına çıkartılan ilk Nazi olacaktı.

KARŞI SALDIRI EMRİ
21 Nisan günü, Hitler henüz pes etmemişti. Berlin’in güney banliyölerine giren Ruslara karşı SS Generali Felix Steiner tarafından girişilecek karşı saldırının emirleriyle uğraştı. Berlin bölgesindeki her asker bu saldırı için kullanılacaktı ve Hitler, General Koller’e, tereddüt gösteren her komutanı en geç beş saat içerisinde idam etmesi için kesin talimat verdi. Bundan sonra da telefon başında hücumun sonucunu beklemeye başladı. Ama ne Steiner’den, ne birliklerinden ne de hücumdan tek bir haber gelmiyor, hatta bunlar bulunamıyordu. 22 Nisan günü, yıllardır hiç aksatılmayan askeri konferans adece radyo bağlantısına sahip olsa da müdahaleyi sürdürüyordu.
23 Nisan günü, Hitler her ikisini de hain ilan ediyordu. Yıkıntılar arasında dahi iktidar hırsının bu kadar kuvvetli olması inanılmaz bir şeydi!
24 Nisan’da Hitler evraklarını yakmaya başladı. Amerikan ve Rus birliklerinin birleştikleri, ancak işgal bölgeleri hakkında aralarında ufak tartışmalar olduğu söylendiğinde gözleri ışıldadı: “Baylar, müttefikler her an birbirlerine düşebilirler, bu anda barışı düşünmek ihanettir… “Pekiyi Wenck neredeydi? Hitler’in aklı şimdi 9. Ordu ile birleşerek Rusları güneyden vuracak olan Wenck’in hücumundaydı. Steiner’den ve birliklerinden hâlâ haber yoktu.
25 Nisan günü Berlin’i savunanlara bildiri dağıtılıyor, “Dayanın, General Steiner ve General Wenck, Berlin’e yardıma geliyorlar” deniyordu. Doğu cephesine komuta eden Heinrici ise gerçeği biliyordu. Dokuzuncu Ordu kuşatılmıştı, Wenck’in 12. Ordu’su ise yok olmak üzereydi. Bunların birleşip kuzeye yürümeleri ve oradan güneye gelecek Steiner ile birleşmeleri olanaksızdı. Heinrici, Steiner’i arıyor ve nihayet 25. Tümen karargahında buluyordu. Heinrici, ‘Niçin hücum etmiyorsun? Führer için hücum etmelisin’ diye bağırdığında Steiner,  ‘O senin de Führer’in’ cevabını veriyordu. Heinrici, Steiner’in asla hücum etmeyeceğini biliyordu.

EN BÜYÜK ÖFKE NÖBETİ
Görgü tanıkları Hitler’in hayatındaki en büyük öfke nöbetine tutulduğu konusunda hemfikir. Morarıyor, sesi boğuk bir çığlık gibi çıkıyordu. Herkes onu terk etmişti. Etrafında ihanet, yalan, çürüme ve korkaklıktan başka bir şey yoktu. İsteyen herkes gidebilirdi; O Berlin’de kalacak ve Üçüncü Reich’ın başkentinin savunmasını bizzat üstlenecekti. Hitler son büyük kararını vermiş oluyordu. O gün Geobbels ve ailesini sığınağa davet etti. Bu fanatik müridinin kendisini sonuna kadar terk etmeyeceğini biliyordu. Hitler’in Berlin’de kalma kararı Goering ve Himmler’i, birbirlerinden tamamen bağımsız olarak, devletin başına geçme teşebbüsüne sürüklemişti. Goering, 29 Haziran 1941’de Hitler tarafından resmi halef tayin edildiği için, bu hakkı kullanmak istiyordu. Himmler ise İsveçli diplomat Kont Bernadotte aracılığıyla batılılarla ayrı bir anlaşma yapma fikrindeydi. Ama Hitler ve Rus birliklerinin birleştikleri,ancak işgal bölgeleri hakkında aralarında ufak tartışmalar olduğu söylendiğinde gözleri ışıldadı:  “Baylar, müttefikler her an birbirlerine düşebilirler, bu anda barışı düşünmek ihanettir… “Pekiyi Wenck neredeydi?Hitler’in aklı şimdi 9. Ordu ile birleşerek Rusları güneyden vuracak olan Wenck’in hücumundaydı. Steiner’den ve birliklerinden hâlâ haber yoktu.

AKŞAM ZİYARETÇİLERİ
26 Nisan’da Almanya ovalarında sonsuz bir insan karmaşası yaşanıyordu. 10 milyon asker 10 milyon mülteci, 10 milyon esir asker ve işçi. Fazlası vardı,eksiği yoktu! Almanların kimisi teslim olmaya, kimisi de teslim olanları vurmaya uğraşıyordu. Ama hemen hepsi Kızılordu’nun elinden kurtulmak için batıya akıyordu. Müttefik uçakları rastgele ateş açıyor ve çok sayıda esir askeri vuruyordu. Rus topları Berlin’in tümünü ateş altına almıştı. Akşam saatlerinde Hitler’e iki ziyaretçi geldi. Meşhur deneme pilotu Hana Reitsch binlerce yangının ateşiyle kızıla çalan Berlin’e son inişi gerçekleştirmişti. Yanındaki General von Grein, Rus uçaksavarlarının ateşiyle yaralanmıştı. İki ziyaretçi sığınağa girerken, ilk Rus mermileri de bahçeye düşmeye başladı. Birkaç saat sonra Kızılordu son iki havaalanını, Gatow ve Tempelhof’u elegeçiriyordu…

GERİLİM ARTIYOR
27 Nisan günü, sığınakta Hitler’le birlikte ölmek istemeyenler arasında gerilim arttı. Bormann telsiz başında, Wenck ve diğer generallere durmadan çağrı yapıyordu. Hitleren eski Nazilerden Fegeln’in ayrıldığını öğrendi ve silahlı bir SS arama birliği gönderdi. Fegeln yakalanıp sığınağa getirildi. Eva Braun’un kardeşiyle evli olduğu halde, bahçeye çıkartılıp kafasına bir kurşun sıkıldı. Eva bunu önlemek için hiçbir şey yapmıyor, Hanna’ya dönüp, “Zavallı Adolf, herkes ona ihanet ediyor” diyordu. 28 Nisan’da Ruslar Berlin’de direnişi kırmak için sokak savaşlarına başladılar. Silah sesleri sığınağa yaklaşıyordu. İçeri dekiler olup biteni ancak radyolardan öğrenebiliyorlardı. Steiner’den ümit kesilmiş ama Wenck son kez aranıyordu. Ruslara ateş ederek Amerikalılara doğru kaçan birliklerden ses gelmeyince ümit kesildi.

SIĞINAKTA EVLİLİK
29 Nisan sabahının ilk saatlerinde Hitler ‘dünya evine’ girdi. Sevgilisinin isteği üzerine ona bu mükafatı lütfederken, artık evliliğin partiye ve ulusuna karşı görevlerini engelleme korkusundan kurtulmuş görünüyordu. Sadece 24 saat sürecek olan bir evliliğin ne zararı olabilirdi ki! Goebbels, birkaç blok ötede bir halk taburunda Ruslarla savaşmakta olan bir belediye encümen üyesini bulup getirdi. Şaşkın belediyeci sığınağın bir odasına alındı. Hitler, mevcut koşullarda formalitelerin kısa kesilmesini istiyordu.  Gelin ve damat saf Aryan ırkından oldukları ve irsi hastalıkları olmadığı konusunda yemin ettiler. Sonra Hitler’in özel dairesinde küçük bir şampanyalı parti verildi. Hitler’in dili açılmıştı ve Goebbels’in nikahında sağdıç olduğu günleri anımsıyordu. Ama hüzün, her şeye hakim oldu ve insanlar gözyaşlarını engelleyemeyince, birer ikişer Hitler’in çevresinden çekiliyorlardı. Hitler de yan odaya geçerek vasiyetnamesini yazdırmaya başladı.

SON SAATLER
Hitler o gün öğleden sonra Mussolini’nin, metresi ile birlikte öldürüldüğünü öğrendi. Çok sevdiği köpeği Biondi’yi zehirledi ve diğer ikisini kurşunlattı. Sekreterlerine de Rusların eline düşme tehlikesine karşı zehir dağıttı. Ancak bu saatlerde, intiharı göze alamayan ve gitmek isteyen bazı kişilere izin verdi. Sığınakta kimsenin yatmaya gitmemesi söylendi: Führer veda edecekti. 30 Nisan’a girilmişti. Saat sabahın 3’üydü. Yaklaşık 20 kişi yemek salonunda sıralandı. Bunların çoğu kadındı. Hitler anlaşılmaz bir şeyler mırıldanarak hepsinin elini sıktı. Ve odasına döndü. Eva siyanürü, Hitler ise tabancayı tercih etmişti. İsteği üzerine cesetleri yakıldı. Artık şef yoktu. Sığınaktaki gerilim birden kalktı. Bazıları sığınağın kantininde dansetmeye başladılar ve kısa süre sonra ‘parti’ çığırından çıktı. Goebbels’in karısı beş çocuğunu öldürüp intihar etti. Goebbels, Krebs ve Burgdorf da ölümü seçtiler. Geri kalan yüzlerce kişi sığmaktan çıkıp kaçmaya çalıştı ve bir kısmı bu kargaşada öldü. Savaş, Devlet Başkanlığı’nı üstlenen Doenitz’in Almanya’yı kayıtsız şartsız teslim edeceği 7 Mayıs’a kadar devam edecekti.

Kayda geçen son sözleri

Hitler, 29 Nisan 1945 sabahı dikte ettirdiği vasiyetnamesinde, savaşın sorumluluğunu İngilizlere ve Yahudilere atıyor, askerlerin teslim olmadan sonuna kadar savaşmalarının gelecek nesillere örnek olacağını söylüyordu. Sonra Goering’in halefiiğini tekrar geçersiz kılarak yerine Doenitz’in geçmesini istedi. Tekrar Yahudilere çatmaya başladı. Mallarını partiye, parti yok olursa devlete bırakıyordu. ‘Devlet de yıkılırsa zaten söyleyeceklerimin kıymeti yok’ diyor ve intihar kararını yazıya geçirtiyordu. Hitler vasiyetnamesini imzalarken şahit olarak Goebbels, Bormann ve generalleri çağırdı. Goebbels de intihar edeceğini yazdırdı. Savaşın dumanları arasında son günün güneşi doğmaya çalışıyordu. Vasiyetin kopyalarını götürmek üzere üç genç subay seçildi. Hitler artık hayali orduları sormuyordu. Ruslar sığınağa çok yaklaşmışlardı. Birkaç yıl önce Don,Volga, Norveç, Balkanlar, Libya gibi cepheleri mütalaa eden Hitler ve generalleri şimdi Rusların Wilhelmstrasse’den Başbakanlık bitişiğindeki Havacılık Bakanlığı’na kadar ilerleyip ilerlemediğini öğrenmeye çalışıyorlardı. Hitler’in kayda geçen son sözleri, tekrar ihanet ve Alman ulusunun doğuda bir gün tekrar fethetmesi gereken yaşama alanları hakkında oldu.

P. TARİH/ Nisan 2001

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz