ABD’de ‘demokratik diktatörlük’ ve internet yasağı – Miguel Urbano Rodrigues

Şu andan itibaren, herhangi bir vatandaş bu yasa gereği, sadece “terörizm” ile bağı olduğu şüphesiyle süresiz olarak hapsedilebilir ve işkenceye maruz kalabilir.
Başkan Barack Obama, gecen 31 Aralık’ta, Amerikan halkına zehirli bir hediye sundu: sözde Ulusal Savunma Yetki Yasası’nı* yürürlüğe soktu.
Yaptığı bu müdahaleyi haklı göstermek için yaptığı konuşma bir ikiyüzlülük modeliydi. Başkan yasanın birkaç paragrafına katılmadığını da belirtti. Bu durumda, yasa veto edilebilir ya da önerilen metin iade edilebilirdi. Ama olmadı.

Senato, 24 Ocak’ta, Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından içeriği yasadışı veya tehlikeli kabul edilen herhangi bir web sitesini suçlama yetkisini Adalet Bakanlığı’na verecek olan SOPA (Online Korsanlığı Durdurma Yasası) projesini oylayacak. Tartışılan metne göre, bir sosyal ağa sadece bir makalenin yerleştirilmesi bile Washington’daki Adalet Bakanlığının müdahalesine neden olabilecek. Zaten, bu girişim bazı medya kuruluşları tarafından siyasi bir deprem olarak tanımlandı.

Bu, o kadar çok paniğe neden oldu ki Netcoalition.com -Facebook, Twitter, Google, Yahoo, AOL ve Amazon gibi dijital devlerin ittifakıyla birlikte- projenin kongre tarafından onaylanması durumunda saatlerce sürecek “kolektif bir karartma” gerçekleştirileceğini açıkladı.

Teorik olarak dijital korsanlıkla mücadele etme ihtiyacının motive ettiği yasa, dünya çapında uygulanacak. Başka bir deyişle, eğer bir web sitesi, Avrupa, Asya ya da Afrika’dan yayın yapan, Amerikalı yetkililerin “tehlikeli” bulduğu bir şeyi yayımlarsa, Obama’nın adaleti tarafından engellenebilecek.

Onu çevreleyen retoriği paramparça eden, şu anda yürürlükte olan Ulusal Savunma Yetki Yasası, ülkenin iki yüz yıllık anayasasını pratikte uygulanamaz hale getiriyor. Obama, temel özgürlükleri ortadan kaldıran “ulusal güvenliğe yönelik El Kaide tehdidi” girişimini haklı ve yerinde bulduğunu söyledi. Şu andan itibaren, herhangi bir vatandaş, bu yasa gereği, sadece “terörizm” ile bağı olduğu şüphesiyle süresiz olarak hapsedilebilir. Ve nihayetinde, Kongre tarafından onaylanan başka bir yasa bağlamında işkenceye maruz kalabilir.

Michel Chossudovsky, Başkanın bu ağır kararını, Reichstag yangınından sonra Mareşal Hindenburg’un 1933 yılında “Devleti ve Halkı Korumak” için imzaladığı, Hitler’in çıkardığı kararnameyi hatırlatarak yorumladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde gerici yasaların çoğalması, bu büyük Cumhuriyette demokratik yönetimin sonunun geldiğine işaret ediyor.

Obama, birkaç gün önce Savunma bütçesini savunduğu konuşmasında, Amerika Birleşik Devletleri’nin dünya egemenliği stratejisinin belirlenmesinde -eski CIA direktörü tarafından yönetilen, şimdi Panetta önderliğindeki- Pentagon’un rolünün artırıldığını doğruladı. Şimdi önceliğin Asya olduğunu açıklayan Başkan Obama, Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyanın en önemli askeri gücü olduğunu ve olmaya devam edeceğini üstüne basa basa belirtti. Bunu açıkça hatırlattı. ABD Savunma Bakanlığı bütçesi, kendisini izleyen ilk on bütçenin toplamını aşıyor.

Rejimin bozulması yıldan yıla daha da belirgin hale geliyor. Faşist Silahlı Kuvvetlerin, emperyalist savaşları artık inkâr edilemez. Bu gelişimi değerlendiren saygın uluslararası gözlemciler ve bazı Kuzey Amerikalılar, üçüncü milenyumun şafağında Amerika Birleşik Devletleri’ni “demokratik diktatörlük” olarak tanımlıyorlar.

Chossudovsky daha da ileri gidiyor; Amerika Birleşik Devletleri’nin “sivil kıyafetli askeri totaliter bir devlete” doğru büyüyen bir eğilimde olduğunu yazarken bunun acı bir kanıt olduğunu öne sürüyor. Bu görüntüyü kaldırmak, hayatın sürekliliği için emperyalizmi tehdit olarak görenler için bir zorunluluktur. Görev zor, fakat vazgeçilmezdir.

Önemli ölçüde, bu makalede açıklanan faşist yasalar, Portekiz’de neredeyse hiç farkına varılmadan geçecek. Burjuvazinin hizmetindeki analistler ve medya, Portekiz’i ezen ve küçük düşüren, insanlığın yüzkarası yeni sömürgeci vassallığın açık gösterisinde referans olan konuyu görmezden gelecekler.

14 Ocak 2012


* Ulusal Savunma Yetki Yasası, eski Başkan Bush döneminde yürürlüğe giren, 11 Eylül sonrasında uygulamaya konan ve insan hakları ihlallerine imkân veren yasaların devamı niteliğinde bir yasadır. Bu kanun, istendiği takdirde Amerikan hükümetine kendi vatandaşlarını tutuklama ve işkence yapma yetkisi veriyor.

Orjinal Metin: http://www.lahaine.org/index.php?p=58707
İspanyolca’dan çeviren: Atiye Parılyıldız [sendika.Org]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial