“Kaç kez sana uzaktan baktım” Cemal Süreya’nın Edebiyata Yönelişi ve Şair Hakkında Bazı Görüşler

Sana Giden Yollar Kapalı

Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
 Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Cemal Süreya

 

– İlkokulda kitap bulmak bizim için kolay değildi. Yere atılmış kese kağıtlarını özenle açarak bazı tefrika parçalarını, çizgi roman bölümlerini okuduğumuz dün gibi aklımdadır. Başı sonu olmayan bir serüvenin parçası, bir yerinden kesilmiş beş altı karesi.. Elbet 1001 Roman’ı, Yavrutürk’ü düzenli olarak izliyordum. Yine de eski dergilerden koparılmış böyle parçalara bakmanın ayrı bir tadı vardı.

– İlk edebiyat ödülünü ilkokul ikinci sınıfta yazdığı kompozisyon nedeniyle Türkçe öğretmeninden alır.

Öğretmen tavşanla kaplumbağa öyküsünü anlattı bize. Dedi ki gelecek ders bunu sizler yazın… bu bir yarışmadır; birinci gelene, işte, şunu vereceğim… Ertesi derste yazdık hepimiz, verdik. Ben kazanmışım. Tek farkla: Herkes şöyle yazmış; bir tavşanla bir kaplumbağa arkadaş olmuşlardı… Ben şöyle demiştim: “Bir tavşanla bir kaplumbağa canciğer arkadaş olmuşlardı.” Ondan sonra uzun zaman tahrir ödevlerinde bu “canciğer” lafını herkes kullanmaya başladı! Tatilinizi nasıl geçirdiniz? diye bir ödev veriliyor mesela. Herkes şöyle başlıyor: Canciğer bir arkadaşım vardı…

– İlk dergiyi ilkokulda sınıf arkadaşı Altan’la çıkarır.

Bir sürü “birinci sayı”çıkardık. İki hafta uğraşır derginin yazılı çizili bölümlerini tamamlar, “tefrika”larını kaleme alırdık. Fiyatı: 1 kuruş. Sınıftaki kızlara satardık. Altan’ın babası okul müdürü. Okuldaki yazı makinesini kullanmamıza izin verdi.

– İlkokul üçüncü sınıfta Osman Ağabeyi’nin getirdiği Suç ve Ceza’yı döne döne okur. Karamazov Kardeşler’i beş kere okur. Tutkulu bir Dostoyevski hayranı olarak, kendi hayatında onun kahramanlarının karşılıklarını bulur.

Dostoyevski okudum, o gün bugündür huzurum yok.

– Onu yeni şiire yönelten Ahmet Muhip Dranas olur. Dranas’ın “Kar” şiirini kendi deyişiyle “bin kez” okur. Ezberlesinler diye başkasının defterine yazar.

Cemal Süreya Hakkında Görüşler

– Can Yücel: “Aşk yok gayri memlekette
Cemal Süreya beri gideli”

– Ahmed Arif: “Eros’tu kendi okuyla kendini vuran”

– Aziz Nesin: “Jean Paul Sartre ve Cemal Süreya, dünyanın en küçük devletleri. İkisinde de bir devlet olabilecek kadar birikim var”
– Tomris Uyar: “Şiiri çok iyi bilen, iyi yazmaktan korkan, mükemmellikten kaçan bir şair.”

– Ece Ayhan: Çok alıngandır Cemal, küçükken ezildiği için. Bir gün Ömer Uluç, Doğan Hızlan ve karşımızda Cemal. Çok güzel güler Ömer. Cemal kendisine gülündüğünü zannetti, “Üçünüz bir resme benziyorsunuz” dedi. Şiirine gönderme yapıyor. “Bak ‘ Cemal” dedim, “Önümdeki tabak uçar, oradaki oyuncak gemi batar.” Hemen ; telaşa kapıldı o zaman, herkesi oyuncak gemi diye geçiştirirdi. Çok evlenme meraklısıydı, hemen evlenelim derdi. : Hangi kadın düğmesini dikerse onunla evlenirmiş, hatta bir keresinde ceketinin düğmesini koparmış uzatıp diker misin demiş. Evlenme teklif ediyor!

– Gülten Akın: “Bir geleneği, hazır bir durumu sürdürmekle kalmayıp ona yeni şeyler katabilmiş bir ozandır o. ‘Gülün ortasında ağlıyorum’. Anlamı kullanıyor, zorluyor. Duyarlığı işliyor. Kendini alayla bitiriyor. Anlam, anlamsızlığın önüne geçiyor.”

Melih Cevdet Anday “Şiiri bütün fazlalıklardan kurtarmak istiyor, usun özgürlüğünden ne güzellikler doğabileceğini gösteriyor.”

– Nurullah Ataç: “Cemal Süreya mıdır nedir,(…) bir şair çıkardınız başıma.”

– Ceyhun Atuf Kansu: “Soylu duyarlığın şairi.”

– Orhan Kahyaoğlu: “İnsan denen karmaşık varlığa bütün yüzleriyle kucak açan ilk şair Cemal Süreya’dır. Klasikleşmiş toplumcı gerçekçiliğin hiçbir zaman kavrayamadığı noktalardan biri de budur.”

– Ülkü Tamer: “Tanrı binbirinci gece şiiri yarattı
Binikinci gece Cemal’i.
Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı
Başa döndü sonra,
Kadını yeniden yarattı.”

– Doğu Perinçek: “Şiirin Evliya Çelebisi’dir.”

– Tomris Uyar: “Tanıdığı kaç kişi varsa, o kadar Cemal Süreya vardır. Hepsi değişik. Belki temel ögeleri aynı kalıyor: politikaya, edebiyata, espriye tutkusu, çalışkanlığı, dürüstlüğü… Çok değişken biri. O yüzden ben bir tane Süreya biyografisi düşünmem. Üç tane yazılabilir. Üç tane apayrı.”

– Turgut Uyar: “Cemal Süreya ölmüş diyorlar
ilahi azrail!..
Cemal Süreya ölür mü hiç!”

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz