Şimdi saat yokluğun belası Sensiz gelen sabaha günaydın İşi gücü olanlar çoktan gittiler . Bir ben kaldım bir ben kaldım Voltasında gecenin hiç uyumamış ben Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin ki bu yaşlar Utangaç boynunun kolyesi olsun Buda benim sana buda benim sana ayrılırken hediyem olsun |
Bakırköy Acıbadem Hastanesi’nde solunum yetmezliği nedeniyle 8 gündür tedavi gören Yusuf Hayaloğlu (56), bu sabah hayata gözlerini yumdu.
Akciğerinde oluşan ödem nedeniyle son 24 saatini yoğun bakım ünitesinde geçiren Hayaloğlu, evli ve 3 çocuk babasıydı.
Şiirleri başta Ahmet Kaya olmak üzere birçok sanatçı tarafından şarkı olarak bestelenen Hayaloğlu, Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’nın da ağabeyiydi.
”Gözleri İntihar Mavi” adlı şiir kitabı bulunan Hayaloğlu’nun, ”Hani Benim Gençliğim”, ”Başım Belada”, ”Adı Bahtiyar”, ”Başkaldırıyorum”, ”Ayrılığın Hediyesi”, ”Yüreğim Kanıyor” gibi şiirleri Ahmet Kaya tarafından bestelenmiş ve yorumlanmıştı.
Kendisiyle yapılan bir söyleşide halk şiiri yazıyorum diyen Yusuf Hayaloğlu sözlerine şöyle devam ediyor;
”Halk şiiri yapmanın zararı yok. Ne diyorlarsa desinler. Ben halkı seviyorum. Yani natürel, avam yaşamayı seviyorum. Kültürüm de bu, sokaktan gelmeyim. Bunu da inkar etmiyorum. Zamanında kolej muadili okudum, akademi okudum, batı kültürü okudum, Şekspir, Marks okudum. Yani sonuçta hiçbirşey değil, hiçbiryere varamıyorsun. Yani gelip geleceğin nokta bir kara toprak derler ya. Neticede halkın denizine giriyorsun. O denize girdiğin zamanda tertemiz oluyorsun, mis gibi oluyorsun. Bunda ne zarar var. Başta biraz zorlayarak oldu. Şimdi tamamen hazmettim. Geldiğim yere geri döndüm. Ordan gelmiştim. Başka yere uçtuk, bir marifetmiş gibi. Sanatçılara da onu tavsiye diyorum. Şatolarından çıksınlar. Kozalarından çıksınlar. Halkın içine karışsınlar. İki tane entel barda oturup kendi kendilerine sanat yapıyorlar. Kendi kendilerine şiir okuyor, kendi kendilerine ödül veriyorlar. Kendi kendilerine dergi çıkartıyorlar. Kitap çıkarıyorlar. 1500 tane basıyorlar, onu da eşe dosta hediye ediyorlar. Gelsinler halkın denizinde yıkansınlar, arınsınlar biraz.”
dizelerindeki yangının kıvılcımları
doğa-ana-nın koynunda
bahara serpilecek
çocuklar derecekler
hem de yalın avuçlarıyla…
….
saygı ile anıyorum
ulan rıza sendemi? çok erken değilmiydi yusuf abi.dostlar başımız sağolsun
ah ah hem de ne bicim ah..neden neden bu dünyada insanlığa meyve verenler böyle adelatsizce göçtürülüyor….neden..şimdi kim bize bizi anlatacak ey halk insanı..seni ve senin insanlık için yaptığın emeğin zerresini unutmayacağız…bizden selam soyle göçen dostlarımıza…biz inanıyoaruz ki ordaki yerinde huzur icinde bize gülümsüyorsun…ve asla seni unutmayacağız..hoşçakal gülüm.
ey halkın şairi sende göçüp gittin ha bu gidişler çok kötü gidişler be abi birdaha olmamak ne acı şey ama unutulmaz sizin gibi değerler sizin şiirleriniz sizin türküleriniz sizin bize verdikleriniz hep bizimle olacak bağıra bağıra söyliyeceğiz şarkılarımızı hoşçakal yüreği güzel insan
Bu ülke de güzel,üretici,düşünen ve duyarlı insanlar ,ya yoksulluktan, ya yoksunluktan,ya hapishanelerde,coğu kahrından ve vatan hasretinden ölüyor..
Halimiz bu iste ölmek zamanı mıdı eyyyy dost….
”Doğa elbet bir gün üzerine düşen görevi yerine getirecektir.” der,Fidel Castro ..Yani ölümle, ölümüylü ilgile bu ulvi yorumda bulunmuştu Fidel.İşte asıl mesele burada saklı ey Halk.. doğa elbet görevini yapacaktır:Ancak biz de görevimizi yapacağız..Görev:..Hayaloğu gibi nice aydın devrimci ,beyin emekcisi,sanat emekcisi ,yenilikci ve Üretici insanları unutmamak ,onların yolunda gitmek ve güzel günler icin durmadan ÜRETMEK…….
karanlık geceleri izlerken tepeden şehrin ışıldayan yanını.hep şiirlerini dinler bazen ağlar bazende birbirimize nede güzel okudu be derdik memetle gazibeğendide kuşadasında.insanmı yoktu yavv biz hep onu dinlemek için kaçardık o kalabalıktan.iki bira alır çıkardık seksen model bi arabam vardı reno eskimi eski ama mimliydi kuşadasında.koyuverdikmi yusuf abimizin sesini alem dinlerdi mest olurduk.ah be rızayı defalarca dinlerdik.daha dün ölümden döndüm.akciğer yüzünden izmirden.bu haberimi alcaktık be abiler.yaralı yüreğiyle rızayı dinleyenler başımız sağolsun.o ölmedi hep yaşayacak:(
Derdime ortaktın be Yusufum,
Uykusuz gecemde sesin vardı
“Söyle hadi” derdimde hiç ikiletmezdin
nereden bilirdin haleti ruhiyemi de
hep ona göre söylerdin?
Derdime de, Sevincime deortaktın be Yusufum
Bırakıp beni çok erken gittin
Şimdi geceler sessiz
yalnız başına düşüncelerim desteksiz
bıraktığın sözlerin kifayetsiz
Şimdi kime anlatırım sevincimi
kiminle paylaşır, kime anlatırım özlemlerimi
beni şimdi kim dinler senin gibi
kim söyler sözün en derinini
kim anlar şimdi beni
Hakkını helal et
özleyeceğim seni…
Daha üç gün önce kutladım
bir kaç kadeh rakıda doğduğum günü
Uzakta bir yar,
bir de sen vardın masamda
sen söyledin biz dinledik
biz güldük sen söyledin
biz ağladık sen yine söyledin
sen söyledikçe dindi özlem
sen söyledikçe kurudu gözyaşı
Sözünde öğrendik dostluğu
sözünde sarmaş dolaştık
Sözlerinin denizinde ferahlattık yangın ruhumuzu
Biz sende deniz
sen bize okyanus
şimdi kim doldurabilir bir okyanusu
Erken gittin be Yusufum
Çooook özleyeceğim seni…
Bu sefer kötü ağlattın beni…
Yine pusulandı karlı dağın tepesi
Akşama belliki kavga var
Güneş kayıp Ay sa karşı dünyada
Kim ıştacak yolumu kim ses verecek
Uzak uçurumlar dibinde
Kim çekecek kolumdan
Ve kim dolduracak bu manasız
Bu keşmekeş bu acımasız dünyayı
Çok şey istemem üzmem vallahi
Yine anlat bana Rıza yı Suphi yi
Yada Ahmet i Nazlıcan ı anlat
Gözümde yaşlarla dinliyeyim
Gözyaşlarımla eşlik edeyim be
Daha çok şey vardı anlatılacak
Çok şey vardı yaşanmış ve yaşanacak
Bu gidiş şimdi neden.
Azrailin peşinden gitmekle kurtulamazsın
Çünkü sen hep burda olacaksın
Mısralarda melodilerde nefes alacaksın
Ve ŞİİRLERİN yetim kalmayacak elbet
Onlarla kalbimizde yaşayacaksın
Ellerimiz semada dilimizde dualar
Hep yolunda görecek ışık olacaksın
Varmı ayrılmak ölüm nedirki
Esas ayrlık unutulunca başlarmış.
Rahmetle anacak
Dualarla yollayacak
Şiirlerde yaşatacağız.