R. Akdağ’a öneri: Sağlık Bakanlığı’nın adını “Doktor Bakanlığı” olarak değiştirin!* – Fatma Yılmaz

Sağlık Bakanı Recep Akdağ ne zaman Tv’ye çıksa sağlık personeli hariç her şeyden söz ediyor.  Eğer söz çalışandan açılırsa o zaman aklına doktor geliyor. Doktor diyor başka bir şey demiyor. Bir yasal düzenleme mi var lafın başı doktor, sonu doktor.  Zannedersiniz ki sağlık kurumlarında çalışsanların onda biri (belki daha az) oranında olan doktorların dışında çalışan yok.  Sorunlarına çözüm bulmasalar bile ez azından doktorun adı geçiyor, konuşuluyor, tartışılıyor. Bakanımız, sağlık çalışanlarıyla bir toplantımı yapacak  bir tek o zaman hatırlıyor “Sağlık ekip işidir” diyor.
Geçliğimiz günlerde Fatih Altaylı’nın Teke tek adlı programına katılan Sağlık Bakanı yine  hastanelerden, eczanelerden, katkı paylarından, ticarethaneye dönen sağlık kampüslarinden söz edip durdu. Çalışan denince yine aklına doktor geldi. Tam Gün Yasası, Aile Hekimliği vs program sürüp gidiyor…

Fatih Altaylı araya girip: “Yine çok gelen soru, diyorlar ki; hep doktorlardan konuşuyorsunuz, ama sağlık personeli sadece doktorlar değil, yardımcı sağlık personeli de var, onların da sorunları var, onlara niye kimse değinmiyor?” deyinceye kadar.

Akdağ tıpkı Başbakanın, kendisini heyecanla  belki bir derdimize deva bulur ümidiyle bekleyen Kars’lılara yaptığının aynısını yaptı. Şehrin bütün sorunları dururken orada bir heykel bulup, memleket meselesi haline getirip önce Kars’lılara sonra bütün ülkeye sorunlarını unutturdu. Sayın Recep Akdağ’da benzer şekilde olayı başka bir boyuta çekti. Efendim ben “Yardımcı Sağlık Personeli Tanımını Sevmiyorum”  dedi.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu

“Yardımcı sağlık personeli lafını onlar da çok sevmiyor, biz de çok sevmiyoruz, doktor dışındaki sağlık personeli desek biraz uzun oluyor ama. Tabii ki var, yani onların gelirleri de daha artsın arzu ediyoruz, çalışma şartları iyileşsin.”
Tanımını değil, “Yardımcı Sağlık Personelini” sevmediğini biliyoruz. Çünkü o tanımı sevmeseydi  Aile Hekimliği yasasında orada çalışacak onlan hemşirelere bin kat daha beter olan, ne idüğü belirsiz “Aile Sağlığı Elamanı” tanımını koyup binlerce kişiye sözleşmeyle imzalatmazdı. Aile Hekimliğine geçmeyen, “Elamanlaşmayı” kabul etmeyenleri bir sağlık ocağından ötekine oradan başka yerlere sürgün etmenin  adını “görevlendirme” yapmazdı.

Ölme elamanım yaz gelsin

Şöyleşi devam ediyor. Fatih Altaylı: “Performans onları etkilemiyor anladığım kadarıyla” diyor.
Bakanımız cevaplıyor: “Etkiliyor. Şöyle: Şimdi Türkiye’de sağlık çalışanlarının, hatta Sağlık Bakanlığında çalışan idari personelin bile ek ödemeleri var, ama doğrusu onların ek ödemeleri hekimlerinki kadar yüksek değil. Onlar da haklı olarak bu aradaki makası biraz kapatın diyorlar. Bunların hepsi biraz varlıklı olmaya bağlı Fatih Bey.” Diyerek aslında Fatih Bey’in bile anladığı şeyi anlamadığını gösteriyor.

Biraz önce söylediğim gibi, paramız arttıkça, ülke olarak zenginleştikçe, bütçemiz kuvvetli hale geldikçe, parayı da daha iyi yönettiğimiz için bu çalışanlarımıza istedikleri gibi, hatta hakları olduğu üzere daha fazla ödemeler yapacağız, ben inanıyorum. Biraz zamana ihtiyaç var.” diyor. Olayı başka bir boyutta çekiyor. Konu biraz uzasa cenneti beklemiz gerektiğini söyleyecek.

Çalışanların maaşlarını bile bilmiyor

Sağlık çalışanlarıyla çok ilgili olan Sağlık Bakanımız daha önce sağlıkçılar’ın polis ve öğretmenle aynı maaşı aldığını belirtmişti. Kendileri iktidara gelmeden önce aynı olan maaşların  sekiz yıllık iktidarları döneminde ücretler arasında aşağı yukarı -istisnalar hariç-  aralarında 500 tl fark açıldığını bile bilmediğini göstermişti.  Örneğin Aile Hekimliği sistemine geçilmeden önce birinci basamakta çalışan üniversite mezunu sağlık personeli 850-900 civarında ek ödeme alabiliyorken  Toplum Sağlık Merkezlerinde çalışan aynı kişi malesef  350 lira alıyor.   Sağlık Bakanımız torba yasayla bunu 420’ye çıkarınca da bunu büyük bir lutufmuş gibi sunuyor. Zaten ek ödeme alamayan memurlara önceki yıllarda bu oranda seyyanen zam yaptıklarını unutuyor. Bu süreçte “Doktor Bakanlığı” doktoların döner sermeye kat sayısını iki katına çıkararak ek ödemesini yükseltirken diğer çalışanlarınkini düşürüyor. (Yanlış anlaşılmasın doktorlara bunu fazla görmüyorum. Sorun diğer çalışanların görmezden gelinmesidir.)

“Şu anda sağlık personeli, hemşireler, teknisyenler ve benzeri arkadaşlarımız, öğretmenler ve polisler mesabesinde aşağı yukarı o seviyede bir kazanca sahipler. Ama ben Sağlık Bakanı olarak onların emeğinin polislerden, öğretmenlerden aşağı olmadığını çok iyi biliyorum, hatta bana sorulsa daha da fazladır. Sağlık işi çok zor bir iştir çünkü. Gücümüz yettiği kadar Hükümet olarak inşallah bu değerli sağlık çalışanlarının imkânlarını artırmaya devam edeceğiz.”

Anlaşılan Bakanımıza sekiz yıl yetmedi!  sekiz daha istiyor. Kendilerine yakınlıklarıyla bilinen, yüzde 400 büyüyen Memur Sen’e bağlı Sağlık Sen isimli sendika da akıl almaz bir  şekilde Bakanlığın her yaptığını onalayarak bütün sağlık çalışanlarının aklına hakaret ediyor. Sanki ortada bir başarı varmış gibi sendikalarını da bu başarıya ortak ederek övünüyor.

İstifa etmiş bir hemşire olarak  şunu söyleyeyim sayın Bakanım maaşları siz iktidara gelmeden önceki sevyeye getirin sizden başka bir şey istemiyoruz, beklemiyoruz.

“Aile Sağlık Elamanı Aranıyor”

Son olarak Türk Hemşireler Derneği sitesinden aldığım  aşağıdaki “Aile Sağlık Elamanı Aranıyor”  başlıklı ilanı  Aile Hekimliği ile  ilgili bir iş ilanınını sizinle aynen paylaşmak istiyorum. (Dernek tarafından iş yeri sahibiyle yapılan görüşme sonucu ilanın doğru olduğu teyit edilmiştir.)

İşte Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu yeni hemşire anlayışı:

POZİSYON: Aile Sağlığı Elemanı – EBE veya HEMŞİRE

Görev Tanımı: Nihayetinde İki Aile Hekimi ve iki Aile Sağlığı Elemanı (Ebe veya Hemşire) ile beraber aynı merkezde tanımlanmış nüfus populasyonuna yönelik birinci basamak sağlık hizmetlerinin normal mesai saatlerinde sunumuna katkı sağlamak.

İstenen Nitelikler: Üniversite, Yüksek Okul veya Sağlık Meslek Lisesi Mezunu Bilgisayar programlarını kullanabilen
Güleryüzlü ve Diksiyonu düzgün
Çalışkan, çabuk öğrenen, seri ve hamarat
Tertipli ve düzenli
Ekip çalışmasına yatkın
Baskı altında ve zaman sınırlaması ile çalışabilen
Kişisel gelişime önem veren, eğitimlere aktif katılacak
Tercihen Avrupa yakasında ikamet eden (Beşiktaş, Şişli, Sarıyer, Beyoğlu)

Sorumluluklar: Gelen telefonlara yanıt verilmesi
Hasta Müracaat-Kayıt İşleminin Yapılması
Tüm Sekreteryanın yürütülmesine yardımcı olmak
Ofis giderlerinin takibi
Günlük temizlik ve düzenin sağlanması, ve esas olarak:

25 Mayıs 2010 Resmî Gazete Sayı: 27591 AİLE HEKİMLİĞİ
UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

Fatma Yılmaz
Hemşire
(Yardımcı sağlık personeli değil)

* Yazı başlığını facebokta bu öneri ile kurulan ve 5’nin bin’in üzerinde üyesi olan (http://www.facebook.com/group.php?gid=293369123101) gruptan esinlenerek alındı.

1 Yorum

  1. Çok yerinde bir tespit.Özel sektörde çalışan personeli devlet hiç dikkate bile almıyor,nasıl bir şartlarda çalışıyor,maaşı nedir.Diğer sağlık personeli sertifikası aldık ,sadece devlette para kayna hiç bi işimize yaramadı.Ne yapmalıyız sayın büyüklerimiz.Yaptınız yasa hep doktor için kendimi gereksiz ve işe yaramaz mi hissedelim.Ne yapmak istiyorsunuz.Dünyaya bir bakın ,artık bu kafaları değştirin. Bizler varız ve sağlık sektörün bel kemiğiyiz. Bizleri neden dikatte almıyorsunuz kazandınız paralar azalcak mı.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz