Ana Sayfa Felsefe Kant’ın Eğitim Anlayışı: İnsanı hayvanlardan ayıran şey kültürdür

Kant’ın Eğitim Anlayışı: İnsanı hayvanlardan ayıran şey kültürdür

Tristram Shandy’deki Toby kendisini bir müddet rahatsız eden ve sonunda pencereden dışarı attığı bir sineğe der ki: “Def ol muzır yaratık; dünya her ikimiz için de yeteri kadar geniş.” Her birimiz bu sözü kendimize düstur olarak almalıyız. Başkasına rahatsızlık vermemize, onu izaç etmemize lüzum yok; dünya hepimiz için de yeteri kadar geniş.

Kültür ve Öğretim

Fiziki eğitimin müspet bölümü kültürdür. İnsanı hayvanlardan ayıran budur. Kültür esas itibariyle zihni melekelerin kullanımına dayanır. Şu halde ebeveynler böyle bir kullanım fırsatım çocuklarına tanımalıdır. İlk ve önemli kural suni yardımlardan mümkün olduğu kadar vazgeçmektir. Dolayısıyla  ilk çocuklukta yürütme kayışları, çekçekler, yürüteçler bir tarafa bırakılmalı ve çocuğun kendi kendisine yürümeyi öğreninceye kadar yerde emeklemesine izin verilmelidir: o zaman çok daha sağlam yürüyecektir. Çünkü araçların kullanımı doğal çeviklik ve esnekliğin yıkımıdır. Nitekim belli bir mesafeyi ölçmek için bir ip yahut sicim isteriz, her ne kadar onu göz kararıyla ölçebilirsek de ya da güneşin konumundan hareketle kestirebileceksek de zamanı söylemek için bir saate; yahut gündüzleyin güneşin, geceleyin yıldızların konumu bize kılavuzluk edebilecekken bir ormanda yolumuzu bulmak için bir pusulaya ihtiyaç duyarız. Hatta daha ileri gidip diyebiliriz ki bir sandal yahut kayığa ihtiyaç duymak yerine suyu yüzerek de geçebiliriz. Ünlü Franklin yüzmek bu kadar hoş ve faydalı iken herkesin neden yüzmeyi öğrenmediğine şaştığım söylemişti. Herkesin kendi kendine yüzmesini öğrenmesinin kolay bir yolunu da göstermişti: boğazınıza kadar gelen bir çay ya da ırmağa girip suya bir yumurta atin ve sonra ona erişmeye çalışın.  Bunu yapmak için ileri doğru eğilirken ayaklarınız yerden kesilecektir ve ağzınıza su kaçmasını önlemek için de başınızı geriye kaykıltın. Şu anda yüzmek için en uygun konumdasınız, bedeninizi gerçekten yüzdürmek için size kalan tek şey kollarınızla suyu kulaçlamaktır. Yapılması gereken, doğal yeteneğin geliştirilmesinin yolunu bulmaktır. Kimi zaman öğretim bilgilendirme gereklidir; kimi zaman da çocuğun aklı yeterince icatçıdır, yahut kendi kendisine araçlar geliştirebilir.

***

Bedenin eğitimi bakımından fiziki eğitimde riayet edilmesi gerekenler ya ihtiyari hareketlerden yararlanma ya da duyu organlarının kullanımı ile ilgilidir. Bunlardan ilkiyle ilgili olarak istenen şey çocuğun her zaman kendi kendisine yardım etmesidir. Bunun için hem güç hem beceri, hem çeviklik hem kendine güven gereklidir, dolayısıyla sözgelimi dar patikalarda ilerleyebilmek, yahut göz önündeki uçuruma rağmen sarp yerlere tırmanabilmek ya da ince bir kalas üzerinden geçebilmek için [durum böyledir]. Eğer bir insan bunu yapamaz ise o tam olarak olabileceği şey değildir.

Dessau Hayır Cemiyeti’nin açtığı  okul [bu konuda] örnek oluşturdu, dolayısıyla çocuklar için diğer kuramlarda bu türden birçok girişimlerde bulunuldu, İsveçlilerin ilk çocukluk dönemlerinden itibaren kendilerini dağlara tırmanmaya alıştırdıklarını, önce mesafeyi gözleriyle şöyle bir ölçtükten sonra tam bir özgüvenle en dar patikalara gözlerini kırpmaksızın atıldıklarını, yarların üzerinden sıçradıklarım ve bütün bunları güçlerinin takatlerinin ötesinde olduğunu göstermeme düşüncesiyle yaptıklarım okumak hayranlık uyandırıcıdır.

Bununla beraber çoğu insan hayali bir düşme tehlikesinden korkar ve bu korku onların uzuvlarım gerçekten felç eder, o kadar ki onlar için böyle bir iş hakikaten tehlikelerle dolu olacaktır. Bu korku genellikle yaşla birlikte artar ve esas itibariyle daha çok kafalarıyla çalışan adamlarda görülür. Çocuklar için bu tür tecrübelerde bulunmak gerçekten çok tehlikeli değildir; yetişkin insanlara göre güçlerine nispetle çok daha hafiftirler,  ve bu yüzden yere o kadar sert düşmezler. Bundan başka onların kemikleri de katı ve kırılgan değildir, çünkü kemikler yaşla esnekliğini kaybeder ve kırılganlaşır.

Çocuklar çoğu kez güçlerini kendi kendilerine sınamak için yıllanırlar. Çok kere onları sebepsiz yere, sözgelimi tırmanırken görürüz. Koşmak sağlıklı bir egzersizdir ve vücudu güçlendirir. Atlama, ağırlık kaldırma, taşıma, atma, belirli bir işarete doğru fırlatma, güreşme, koşma yarışları ve bu türden bütün egzersizler iyidir. Dans etme incelikli ve gelişkin olduğu kadarıyla çocukluk dönemi için pek uygun değildir.

***

İster bir mesafeye fırlatma, isterse bir hedefi vurma biçiminde olsun fırlatma egzersizleri duyuların kullanımı, özellikle görme yeteneği bakımından ek üstünlüğe sahiptir. Sağlıklı koşmayı gerektirdiği için top oyunları çocuklar için en iyisidir.

Genel olarak ifade etmek gerekirse becerinin gelişimiyle duyuların kullanımım birleştiren oyunlar en iyisidir diyebiliriz sözgelimi görme yeteneğini mesafe, ebat ve nispeti  doğru bir şekilde değerlendirmede, güneş vasıtasıyla farklı bölgelerde yerlerin konumunu bulmada vs. kullananlar. Bunların hepsi iyi eğitimdir. Mekanla ilgili tasavvur gücünün de büyük faydası vardır, bununla belli şeyleri gördüğümüz yerlerin tam konumunu hatırlayabilme kabiliyetini kastediyoruz sözgelimi bir ormanda ilerlerken geçtiğimiz ağaçlara dikkat ederek yolumuzu bulabilme becerisinde olduğu gibi. Benzer şekilde memoria localis de [yer-mekan hafızası], bununla sadece belli bir şeyi hangi kitapta okuduğumuzu değil, fakat kitabın hangi bölümünde okuduğumuzu hatırlarız. Nitekim müzisyenler müzik anahtarlarım hafızalarında gözlerinin önüne getirirler ve beste yaparken önlerinde bir müzik aletinin olmasına ihtiyaç duymazlar. Ayrıca çocukların kulaklarım eğitmek geliştirmek çok yararlıdır, böylelikle bir sesin uzaktan mı yakından mı, şu taraftan mı bu taraftan mı geldiğini kestirebilirler.

***

Çocukların körebe oyunu Greklerde biliniyordu, onlar buna puivsa diyorlardı. Kural olarak çocukların oyunu her yerde aynıdır; Almanya’da tesadüf edilenlerle 1681 Fransa ve İngiltere vs.de de karşılaşılır. Ökelerini bütün çocuklarda ortak olan belli bir içgüdüde bulurlar. Sözgelimi körebe oyununda duyularımızın birinden yoksun olsaydık ne yapardık, başımızın çaresine nasıl bakardık, bunu bilme arzusu vardır.

Topaç çevirme de benzer bir oyundur. Bu ve benzeri oyunlar yetişkin insanlara daha derin düşünme malzemesi şımar ve hatta ara sıra önemli keşiflere bile yol açarlar. Nitekim Segner topaç üzerine bir risale yazmıştı ve topaç bir İngiliz kaptanına bir ayna geliştirmek için malzeme sunmuştu; bu ayna vasıtasıyla bir gemiden yıldızların yükseklikleri ölçülebilmektedir.

Çocuklar trompet, davul ve benzeri gibi gürültülü araçlara düşkündürler; ne var ki bunlar mahzurludur, çünkü başkaları için can sıkıntısı, yahut rahatsızlık oluşturabilirler. Bununla beraber eğer çocuklar bir çalgı aleti yapmak için bir kamışı nasıl keseceklerini öğrenmiş olsalardı bu daha az mahzurlu olurdu.

Salıncakta salınma da çocuklar için sağlıklı bir egzersizdir, aynı şey yetişkin insanlar için de söz konusudur.  Ne var ki çocuklar çok hızlı salınıp düşmemeleri için göz önünde salınmalıdır. Uçurtma uçurma da zararsız bir oyundur. Mamafih bu, beceri gerektirir, uçurtmanın uçması rüzgara göre belli bir konumda olmasına bağlıdır.

***

Bu oyunlar uğruna erkek çocukları diğer isteklerinden vazgeçecek [onlardan kendilerini mahrum edecek] ve böylelikle daha başka ve daha büyük mahrumiyetlere karşı kendilerini farkında olmaksızın eğiteceklerdir. Ayrıca kendilerini sürekli meşguliyete alıştıracaklardır; bu sebepten ötürü böylesi oyunlar her halükarda safi oyun olmaktan öte, bir amacı olan oyunlar olacaktır. Çünkü bu suretle çocuğun vücudu ne kadar güçlenip sertleşirse, aşın müsamahanın yıkıcı sonuçlarından da o ölçüde daha güvenli bir şekilde korunacaktır.

Jimnastik de sadece Tabiatı idare etmek, bir yola sokmak için amaçlanır; bu yüzden inceliği, narinliği [die Zierlichkeit] hedeflememeliyiz.

Disiplin eğitimden önce gelmelidir. Ne var ki burada çocukların bedenini eğitirken aynı zamanda onların toplum için uygun hale gelmelerini de nazarı dikkate almalıyız. Rousseau “Önce bir sokak çocuğunu bulmadıkça,  asla yetenekli bir adamı yoğuramazsınız.” der. Canlı, hayat dolu bir çocuk küstah, kendini beğenmiş, ukala bir çocuktan daha çabuk iyi bir insan olacaktır.

Bir çocuk akranlarıyla birlikteyken ne sorun çıkaran ne de yaltaklanan birisi olmamayı öğrenmelidir. Başkalarının davetine işi arsızlığa, münasebetsizliğe vardırmadan sokulgan [zutraulich] olmalıdır ve kaba, küstah olmadan dürüst ve açık sözlü olmayı bilmelidir. Bu amaç için takip etmemiz gereken usullerin tamamı, ya iyi güzel davranış hakkında onu ürkek ve çekingen yapmaya hizmet etmekten başka bir işe yaramayacak türden fikirler vererek ya da kendisini öne çıkarması yönünde telkinlerde bulunarak çocuğun tabiatını bozmamaktır. Bir çocukta hiçbir şey büyümüş de küçülmüş dedirtecek türden iyi davranış ve küstahça bir ukalalıktan daha gülünç değildir. Bu son durumda çocuğun zayıflığını olanca açıldığıyla görmesine izin vermeliyiz, fakat aynı zamanda kendi üstünlüğümüzü ve gücümüzü hissettirerek de onu bunaltmamalıyız. Dolayısıyla her ne kadar çocuk kendi ferdiyetini geliştirebilirse de, bunu ancak toplumun bir üyesi olarak doğru onun için yeterince geniş, fakat aynı zamanda başkaları için de geniş olacak bir dünyanın içinde geliştirecektir.

Immanuel Kant

Yorum Yok

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version