II. Osman’ın katli ve I. Mustafa’nın tahttan indirilmesinden sonra hayattaki şehzâdelerin en büyüğü Murad ekberiyyet kuralı gereği tahta çıkarılmıştı. Murad “kanûn-i kadîm” gereğince kardeşlerine dokunmayacağına dair yeniçerilere söz de vermişti. I. Ahmed’den (1603–1617) beri kardeş katli kuralı uygulamadan kalkmıştı.
Fakat şehzâdelerin kafes sistemiyle haremde tutulması, vâlide sultanları taht değişikliklerinde kilit duruma getirmiş, 1617–1623 döneminde üç kez taht değişikliği, ve II. Osman’ın katli ekberiyyet kuralının işlemediğini göstermişti. II. Osman’ın katlinden sonra I. Ahmed’in oğlu IV. Murad 12 yaşında, vâlidesi Kösem Sultan vesâyetinde tahta getirildiğinde, onun da tahtta kalacağı kesin görünmüyordu. Vâlide Kösem, çocuk sultanı tahtta korumak için yeniçeri ocağı ve ocak ağalarıyla birlikte hareket etme gereğini anlamıştı. Bu, çok tehlikeli bir denge idi. 1632’de IV. Murad, sipahi ayaklanmalarında zorbalara karşı tahtını korumak için tehlikeli günler geçirmiş, sonunda yeniçeri desteğiyle saltanatını koruyabilmişti. Bu koşullarda Murad’ın, daima rakip durumunda olan kardeşleri Şehzâde Bayezid ve Şehzâde Süleyman’ı ortadan kaldırmak istemesi kaçınılmaz görünmektedir. I. Ahmed’in oğulları, IV. Murad ve Sultan İbrahim, vâlide sultan Kösem sayesinde 1623–1648 döneminde Osmanlı tahtında saltanatlarını koruyabilmişlerdi.
Sultan Murad 1635 sonbaharında Revan zaferiyle İstanbul’a girmeden önce kaymakam Bayram Paşa’ya kendi el yazısıyla gizli bir emir gönderdi. Hatt-i hümâyûn, sarayda Kafes’te bulunan I. Ahmed’in (1603–1617) oğulları Şehzâde Bayezid, Kasım ve Süleyman’ın katlini emrediyordu. Şehzâdeler 25 yaş civarında, yetişmiş delikanlılardı.
İranlılara karşı kazanılmış ilk büyük zaferin sahibi genç pâdişah için İstanbul’da yedi gün yedi gece şenlik ilân olundu. “Halk-i ‘âlem ‘îş ü ‘işrete” kendini vermiş, tüm İstanbul halkı bayram yaparken kaymakam paşa uğursuz emri yerine getirmek için pâdişahın yakın adamı bostancıbaşı Duçe Ahmed Ağa ile şehzâdeleri bir bahane ile Kafes’ten çıkarıp boğdular. Onların yalvarmaları, cellâdın kemendine karşı boğuşmaları yürekleri parçaladı, idamı icra edenler dahil, kimse gözyaşlarını tutamadı. Sultan I. Ahmed’in evlâdından Hasan da hayatını kaybetti. Sultan I. Ahmed’in oğullarından yalnız bir kişi, Şehzâde İbrahim kaldı. Kösem, onu haremde saklayıp böylece tüm şehzâdelerin ortadan kalkmasını önledi, böylece Osmanlı hânedânının devamını sağlamış oldu. “Sultan-i cihân … kahraman-i ateş-feşân” Sultan Murad’ın emrine kimse karşı çıkamazdı. Vakanüvis ilâve eder: “Bu hal, halk-i âleme bâis-i ihtilâl oldu.”
Halil İnalcık
Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar -II