Felsefe yazarlarından seçme metinler üzerine – Zahit Atam

Felsefe Yazarlarından Seçme Metinler (Armand Cuvillier, Doruk Yayınları, 2008), binyılların felsefi mirasını belirli bir mantık gözeterek, önemli başlıklar altında toplayarak ve tarihsel bir sıraya konarak seçilmiş felsefik metinlerden oluşmaktadır.

 Dolayısıyla bir felsefi metinler seçkisinden daha çok, felsefenin alt dalları içinde insanlığın düşünce dünyasının bir dökümü çabasıyla oluşturulmuştur, önemli bir Fransız felsefecisi tarafından yapılan seçki, aynı zamanda yoğun bir düşünsel çabanın ve araştırmanın ürünüdür, bir tür felsefe tarihine giriş kitabı olarak da okunabilir. Orijinal metinlere gitmek, yüzyıllar boyunca yaşanan yoğun gelişmelere tanıklık etmek, aynı zamanda bu yoğun gelişme ve değişme içinde son derece önemli bakış açıları ve kaygıları arasındaki ortaklık, tutarlılık ve benzerliği göstermek kitabın hedefleri arasında. Örneğin bir yaşam felsefesi için, bir çıkış noktası olarak Sokrates’in ne kadar vazgeçilmez olduğunu, bilme ve farklı düşünme için toplumun düşünüre yaklaşımı gibi örneklemlerde tarih bize belirli bir kopuş diyalektiği içinde aynı zamanda bir süreklilik, yapısal benzerliklerde sunmaktadır. İnsanlığın felsefe tarihi, insanlığın kendini anlamlandırma, bilme ve tanıma mücadelesinin de bir parçasıdır. Geçmişin aynı zamanda bilim adamı olan felsefecileri insanlığın “bilme ve bilgiyi sevme” isteğinin yaşatıcılarıdır, öyleyse bir kez daha felsefeye önem vermek, tarih içinde gezintiye çıkmak gerekir. Ama hep günümüzün dünyasını ve yaşantısını akılda tutmak ve felsefeyi yaşamın anlamlandırılması için yaşama bir süreklilik ve tutarlılık kazandırmak aranışında olan insanlar için Felsefe Yazarlarından Seçme Metinler Türkçemizde vazgeçilmez temel kaynaklardan birisidir. Felsefeyi boşlayan bir toplumda ülkemizde inanılmaz cehaletin ne kadar kitleselleştiği ve iktidarını ne kadar kolay ama baskın bir şekilde tesis ettiğini gördüğümüzde yaşamı anlamak ve yorumlamak için bir kez daha felsefeye başvurmamız gerekmektedir. Marx’ın muhteşem soyutlamasıyla “Felsefe kendini gerçekleştirecek araçları proletarya da bulmaktadır, proletarya’da tarihsel haklılığının kanıtlarını ve burjuva ideolojisinin eleştirisini felsefede bulacaktır” sözü hepimiz için bir çıkış noktası olabilir. Tarihi bilmek sosyetik kızlar önünde hava atmak için değil, meydanlarda insanlarla neyle karşılaştıklarını ve nereye gideceklerini haykırmak içinde gereklidir.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz