Barok Filarmoni Orkesrası: Mozart Orkestra Eserleri Philharmonia Baroque: Mozart Orchestral Works


Klasik Batı Müziği’nin, en üretken ve en etkili bestekarlarından biri olan Mozart, 35 yıllık ömrüne 626 eser sığdıran popüler bir klasik müzik sanatçısı.  Yapıtları ile yüzlerce sanatçıyı etkileyen sanatçı, günümüzde müzik tarihinin en büyük dehalarından biri olarak kabul ediliyor.
Birçok eseri standart konser repertuarlarında kullanılan büyük bir müzisyen. Ama  5 Aralık 1791’de Viyana’da öldüğünde Rivayetlere göre, sadece altı kişinin katıldığı  basit bir cenaze  töreninden sonra dilenciler için ayrılan bir mezara gömüldü.


Amerika’da 2004 yılında “Yılın Topluluğu” seçilen Nicholas McGegan yönetimindeki  Philharmonia Baroque Orchestra, klasik müziğin Barok ve Romantik dönemlerine ait eserleri seslendirme konusunda oldukça başarılı  bir bileşimden oluşuyor.  Zaman zaman konuk sanatçıların da katılımıyla dünyanın önemli merkezlerinde konserler veriyor. Ayrıca bazı dans gruplarıyla da ortak projeler geliştirerek sahneyi onlarla paylaşıyor.  Oldukça üretken olan orkestranın “Mozart Orchestral Works” adlı bu konser kayıtlarından oluşan albümde  performanları ile dikkat çekiyor.

Yaşamının ilk oniki yılında babası ve kızkardeşi ile birlikte konserler vererek boydan boya dolaştığı Avrupa’da geçtikleri her kentte hayranlık ve ilgi topladı, saraylarda krallar ve kraliçeler önünde çaldı. Soylular, her defasında yeni bir eserle ortaya çıkan harika çocuk Wolfgang’ı dinlemek için yarıştılar, çağın ünlü ressamları Mozart’ların portre ve resimlerini yaptılar.

O günlerde Wolfgang’ı dinleyen ünlü düşünürler Voltaire ve Goethe, bu küçük çocuğun bir gün sanatının en büyük ustaları arasına katılacağından emin olduklarını söylediler.

J.W.Goethe:  “Mozart müzik sanatında ulaşılmazlığın simgesidir. Şiirde Shakespear’in olduğu gibi. Onun sanat evreninde belirişi açıklanması olanaksız bir mucizedir.”

Ondört yaşında iken, ilk opera eseri “Lucia Silla” Milano’da çalındığı zaman Mozart kendini opera sahnelerine de, üstelik operanın vatanı İtalya’da, kabul ettirmiş bulunuyordu. Papa tarafından kabul edilerek ona, o güne kadar sadece büyük ustalara layık görülen “Altın Mahmuz” nişanı ve şövalyelik beratı verildi.

Mozart, bilinci salt şarkı ve müzikten oluştuğu için kendisini o günlerdeki bu ihtişamlı olayların cazibesine kaptırmadı; sadece besteleri ile uğraştı, bu uğraşını durmadan inatla, ısrarla yürüttü.

Yirmibeş yaşına kadar rahat ve huzur görmeden o kentten bu kente dolaştı, han köşelerinde barındı, bazen yiyeceksiz kaldı, kar ve yağmur yağarken atlı yolcu arabalarında titreyip durdu. Bu meşakkatli yolculuklar esasen sağlıksız ve zayıf olan bünyesini oldukça yıprattı.

Mozart’ın hayret uyandırıcı; bir başka yönü de birbiri ardına geçirdiği tifo, çiçek ve mafsal romatizması gibi o zamana göre ölümcül olan hastalıkları atlatması, ama buna rağmen ürün vermeye devam etmesi ve keyfini hiç bozmamasıdır. Ablası Nannerl onun bu yolculuklarında “Ben ülkesini teftişe çıkan küçük bir kralım” diyerek kendince bir eğlence yarattğını, geçtikleri kasaba ve köylere bir takım uydurma adlar taktığını anlatır anılarında.

Kariyeri, onur ve şan yönünden parlak biçimde sürmesine rağmen maddi durumunu düzeltmedi. Yaşamı boyunca sonu gelmeyen para sıkıntısı çekti. Ona övgüler yağdıran krallar bile hasis davrandılar. Sadece dersler vererek ve halk konserleriyle yetinerek hayatını kazanmaya çalıştı.

Mozart’ın otuzaltı yaşını doldurmadan 5 Aralık 1791’de Viyana’da öldü. Cenazesi fakir cenazeler için uygulanan biçimde kaldırıldı. Mezarının nerede olduğu ise bilinmemektedir. Rivayetlere göre, Mozart’ın tanıdığı insanlar arasından sadece altı kişinin katıldığı katedraldeki cenaze duasından sonra bu küçük kafile şiddetli yağmur nedeniyle mezarlığa kadar tabuta eşlik edemeyince cenaze aceleye getirilerek dilenciler için ayrılan bir mezara gömüldü. En fenası, bütün araştırmalara rağmen bu mezarın yeri öğrenilemedi, tabutun nasıl olup ta sahipsiz kaldığı ise ölüm sebebi gibi hiç bir zaman anlaşılamadı.

Mozart Hakkında Türkçeye Çevrilen En İlginç Kitap

Baba ve oğul Mozartların mason oldukları bir sır değil. Zaten nasıl olsun ki, Mozart’ın mason locası için bestelediği şarkı ve kantatları var. Hatta kimilerine göre bir tür çocuk operası olan ‘Sihirli Flüt’ tamamen Masonik felsefenin propagandasını yapan göndermelerle yüklü. Yaşamının son yıllarında sık sık mektuplaştığı, durmadan borç para aldığı Michael Puchberg, Mason locasından arkadaşı. Mozart’ın masonluğa büyük sempati duyduğu ortada. Gizli bir örgüt olarak özellikle İslamcıların hep gizemli kötülükler atfettiği Masonluk, bu kitapta hiç de yerilmiyor. Bir İngiliz komünistin yazdığı ve Türk sosyalistin Türkçeleştirdiği kitap masonluğu tanıtarak işe başlıyor ve nota nota Mozart’ın kimi yapıtlarını inceleyerek savlarını en basitten en komplikeye kadar farklı seviyelerde dile getiriyor. Özellikle opera yapıtlarındaki masonik işaretleri ve göndermeleri arayıp buluyor!
MOZARTIN YAPITLARINDAKİ MASONİK ÖRGÜ
Katharine Thomson, Çeviren Halim Spatar

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz