Ali Eyüboğlu: Ferhat Tunç, sitem etmekte haklı…

Müzik yönetmeni Osman İşmen’in Ahmet Kaya hakkında yazdıklarından alıntı yaparak kaleme aldığım “İşte benim Ahmet’im” başlıklı yazımdan sonra birçok e-posta aldım.
İçlerinden en anlamlı olanı şüphesiz eşi Gülten Kaya ile Ahmet Kaya’nın arkadaşı ve meslektaşı Ferhat Tunç’un yazdıklarıydı…
Gülten Kaya’nın yazdıklarının “çok özel” olması nedeniyle kendime sakladım, ama Ferhat Tunç’un yazdıklarından birçok insanın üstüne düşen payı çıkarması gerektiğini düşünerek sizlerle paylaşmak istedim. İşte Ferhat Tunç’un yazdıkları:

“Değerli Ali Eyüboğlu. Öncelikle sevgi ve selamlarımı yolluyorum. Bu sabah sevgili Osman İşmen’in Ahmet’ini okuyunca duygulandım ve aradım Osman’la biraz sohbet ettim. Çünkü sürgün Ahmet’i gerçek Ahmet’ten koparmak sanırım onu yeteri kadar tanımamış olmak anlamına da gelecek. Bunu da ancak onunla yakın olan ve hayatı çok değişik anlam ve renkleriyle birlikte yaşamış olanlar anlayabilir.

Bu arada değerli abim, magazin medyası içinde senin hep farklı yerin oldu. Bunu belirtmeliyim. Bu ülkede her şeyin “lay lay lom’lardan ibaret olmadığını hatırlayan ender kişilerden biri oldun ve olmaya devam ediyorsun. Kendimle ilgili son bir gelişmeyi sadece seninle paylaşmak istiyorum. Sanırım benim yerimde bir başkası olsaydı hani bu sözde açılım safsatasıyla birlikte ‘demokrat’ olduğunu hatırlayan ve senin deyiminle Ahmet Kaya’ya ilişkin timsah gözyaşı döken sahtekarlardan biri olsaydı her gün yazılı ve görsel medyada eksik kalmazlardı.

Bu sene Freemuse (Dünya Özgür Müzik Forumu) ödülüne layık görüldüm.* Bu ödülü 25 Mart 2010 Çarşamba günü İngiliz Kraliyet Mimari Enstitüsü’ndeki törende aldım. Bu ödülün bana verilmiş olmasının çok özel bir anlamı da bu ülkede magazin dünyasının ötesinde başka yakıcı gerçeklerin olduğudur. Bu gerçekler Sevgili Ahmet Kaya’yı bu ülkede bir çırpıda hedef tahtasına oturtan ve ölüme götüren gerçeklerdir.

Bu ödülü Sevgili Can Dündar’ın ‘Canlıgaste’si dışında kimse duymadı veya görmek istemedi. Bu durum son derece acıtıcı ve aslında hâlâ bu ülkede medyanın körleri ve sağırları oynamaya devam ettiğinin kanıtıdır. Bu konuda duyarlılık göstereceğini umuyor sevgi ve selamlarımı yolluyorum.”
Bir yıl önce 1960’larda Amerikan yurttaşlık hakları hareketinin önde gelen figürlerinden biri olan şarkıcı Pete Seeger’e layık görülen bir ödülün, bu yıl Ferhat Tunç’a verilmesinin haber değeri var mı?
Var… Peki, Ferhat Tunç’un hakkı niye teslim edilmiyor?
Ferhat Tunç’un bu e-postasından sonra önümde iki seçenek vardı.
Ya ödül haberine yer verecektim ya da bana gönderdiği mektubu noktası, virgülüne dokunmadan yayınlayacaktım.
Ben ikinci yolu seçtim. Çünkü Ferhat Tunç’un aldığı ödülün niye haber yapılmadığı, şarkıcının siteminde ne denli haklı olduğu gönderdiği yazının satır aralarında saklı…
Ferhat Tunç, sitem etmekte haklı…

Ferhat’ın feryadı!
3 Nisan Cumartesi 2010 (Milliyet)

* Kendisine verilen bu ödülü Türkiye’de dili, kültürü ve inançları nedeniyle baskı ve sansüre uğrayan herkes adına kabul ettiğini ifade etti. Ferhat Tunç, “Yoğun bir baskı altında tutulan, yasaklanan, tehdit edilen, halen zamanının önemli bir bölümünü mahkeme koridorlarında geçiren bir sanatçı olarak, Türkiye’nin dışında, uluslar arası boyutlu böyle bir ödüle layık görülmüş olmayı son derece anlamlı buluyorum. Bu ödül bana müziğimden, şarkılarımdan çok, kendi kimliğimle müzik yapmaya çalışırken baskılarla karşılaşmamdan ve bu baskılara karşı mücadelemden ötürü verildi. Artık siz ne kadar kendi ülkenizde baskılarla karşılaşsanız da yalnız olmadığınızın kanıtıdır bu. Kendi ülkenizde yeteri kadar anlaşılamayabilir ve her türlü dışlayıcı ve faşizan uygulamaların hedefi olabilirisiniz. Ancak dünyanın bir başka yerinde insanlar veya ülkeler sizi anlıyor, destek ve değer veriyor. Sanırım bu ödülün de anlamı bu.”

Sanatçı gecenin sonunda kendi anadili olan “Zazaca” dan “Bıko” isimli şarkısını da seslendirdi.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz